Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

“Amerikan sinemasının ve dizilerinin başarısının iki temel nedeni var. Biri senaryo yazarlarının film ya da dizilerin bizzat ortağı ve yürütücüsü olması, diğeri ise onlara yeterli zaman ve imkan verilmesi. Eğer yeterli zaman vermezseniz birbirine benzeyen klişe hikayelerden kurtulamazsınız.”

Bu sözler, dünyaca ünlü birçok senaristin hocası Robert McKee’ye ait. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, çok iyi bir iş yaparak McKee’yi konuk etti ve üç gün süren seminerler düzenledi. Gerçekten de Amerikan film ve dizilerinin jeneriğine bakarsanız; senaryo yazarlarının ortak yapımcı, oyuncu seçiminden, yapım aşamasına kadar söz sahibi olduğunu görebilirsiniz. Düşünün; oyuncularınızı, çekim mekanlarını, kostümleri, müzikleri her şeyi senaryoya göre belirliyorsunuz. Ee bu senaryonun bir yaratcısı var, onun fikrini almanızdan daha doğal ne olabilir?

Haberin Devamı

Peki bizde durum ne?

Herkes senaryo aradığını söyler ama bir senaryo yazarı karşısına geçtiğinde, “Dolap senaryo dolu” der. Anlattıklarını anlamaya çalışmak yerine sürekli olumsuz konuşur. Senaryo yazarı sanki suç işlemiş gibi geldiğine pişman edilir. Senaryonun okunması aylar sürer. Ola ki, beğenilirse olur olmaz eleştirilerle paramparça edilir. Yazara senaryosunun iyi olmasını istemiyormuş, yapımcısını ya da kanalını batırmak için düşman tarafından gönderilmiş bir ajan muamelesi yapılır. Senaryo yazmayı bilmiyormuş da, camii avlusunda bulmuş getirmiş gibi davranılır.

Senaryoların okunması da, düzeltme işlemleri de aylar sürer. Senarist ne yer, ne içer diye düşünen olmaz. Geliştirmek için kullanılması gereken, zaman bozmak için kullanılır ve sonra bir hafta içinde yenisini yazması istenir. Genelde de en başa dönülür. İş başarısız olursa ilk suçlu senaryo olur, “Çünkü en önemli senaryodur.” Ama başarılı olursa adını hatırlayan olmaz. Tabii herkes için söylemiyorum, onlar kendilerini iyi bilirler…

SEZONUN FARKLI REYTİNG SONUÇLARI

Bu sezon dizilerin önceki iki sezondan çok farklı olacağını bekliyordum, kasım ayının ortasına gelmişken reyting sonuçları bunu doğruladı. Gençlik dizileri ve romantik komediler tahtını diğer türlere bıraktı. Haftanın gün birincileri iki dönem dizisi ‘Diriliş Ertuğrul’, ‘Vatanım Sensin’; iki polisiye ‘İçerde’, ‘Arka Sokaklar’; iki kadın hikayesi ‘Anne’, ‘Kalbimdeki Deniz’ ve iki komedi ‘Hayat Bazen Tatlıdır’,

Haberin Devamı

‘Güldür Güldür’.

Geçen sezon iki haneli reytinglere sadece ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ ulaşabiliyordu. İçerik olarak birbirine çok benzeyen romantik komediler reytingleri bölüştüğünden hiçbiri yüksek reyting alamıyordu çünkü. Bu sezon diğer türlerde olan dört dizi iki hanelere ulaştı: ‘Diriliş Ertuğrul’, ‘İçerde’, ‘Anne’ ve ‘Vatanım Sensin’.

Kadın hikayeleri yine başarılı oldu

Kadın hikayelerine son yıllarda çok yer verilmiyordu. ‘Anne’ ve ‘Kalbimdeki Deniz’, bu boşluğu doldurdu. Hatta, ‘Kalbimdeki Deniz’, Birleşmiş Milletlerin Cinsiyet Eşitliği programıyla ortak çalışma yapacak. Dizide, kocası tarafından aldatılıp terk edilen bir kadının çocuklarıyla ayakta kalma mücadelesi anlatılıyor. Ayrıca töreden mağdur olan genç bir kadının hikayesi var. ‘Anne’ dizisi de, çocuk istismarını merkeze alarak kadın mağduriyetini anlatıyor.

Haberin Devamı

TV BİR ÖMÜR SÜRER, OKUMAK BİR DAKİKA!

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; günde altı saat televizyon izliyoruz, üç saat internete giriyoruz ve sadece bir dakika kitap okuyoruz. Okuma alışkanlığında 86’ncı ülkeyiz. En fazla kitap okuyan ülkeler sırasıyla İngiltere, Fransa, Japonya ve Amerika. İhtiyaç sıralamamız ise 235. Gerekçe olarak kitap alacak paramız yok, okuyacak zamanımız yok, geçim derdi vs. diyoruz. Böyle dertlerimiz olduğuna göre, tam tersi birinci sırayı almamız lazım. Bakın, çok okuyan ülkeler bizden daha zengin. Daha iyi yaşıyorlar, daha çok tatile gidiyorlar. TÜYAP Kitap Fuarı için son iki gün. Bugün AVM yerine fuara gidin, kitap alın, okuyun ve yazarına imzalatın. Daha iyi yaşamak için fırsatı kaçırmayın!