Yazarlar Sorulara yanıtlar

Sorulara yanıtlar

27.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sorulara yanıtlar

Sorulara yanıtlar


       Son zamanlardaki iki yazımdan sonra sizlerden gelen tepkiler, sorular üzerine yeniden o iki yazıya dönme gereği duydum...
       Sonuncusundan başlıyorum: Gözlüksüz görme meselesi...
       “Geçmiş olsun" daha doğrusu “Gözün aydın" mesajlarına çok teşekkür ettikten sonra hemen belirteyim ki ben bir göz uzmanı değilim, doktor değilim, bu nedenle doğduklarından bugüne kadar kendilerinin ya da çocuklarının geçirdikleri tüm göz hastalıkları, rahatsızlıkları ya da görme sorunları üzerine ayrıntılı soru soranlara ne yazık ki, yanıt verebilecek donanımım yok. Ben yalnızca beş miyop, üç astigmatımı “lazer tedavisiöyle yok ettirdim ve gözlüklerimi attım.
       Gelelim en sık sorulan sorulara: (Soruları değil, yalnız yanıtları yazacağım)
       - “Lazer tedavisi" (yani ameliyat masasındaki durum) 14 dakika sürdü. Ön hazırlığı ise yarım saat...
       - Bittikten sonra hastahaneden yürüyerek, gözlerim açık çıktım, eve otomobille gittim. Tek rahatsızlığım akşama kadar ve sonraki iki üç gün gözlerimin kaşınmasıydı, ama kaşımadım! O gün mümkün olduğunca uyudum, ertesi gün normal yaşantıma döndüm. İki farklı damla verdiler. Bir hafta boyunca o damlaları damlattım.
       - Evet, lazer tedavisi çok daha yüksek miyop ve astigmatlara da yapılabiliyor.
       - Evet, bu tedavi hipermetroplara da yapılıyor. Ama yaş ilerlemesi nedeniyle yakını göremeyenlere yapılamıyor.
       - Hayır, göze “çizik atmak" diye bir durum yok. Ben o lafı, bu konuda hiç bilgisi olmayanların varsayımı olarak dile getirmiştim. Bunuel’e atıfta bulunmak için söylemiştim. Anlaşılan iyi etmemişim!
       - Evet, uzağı şimdi, gözlükle gördüğümden daha iyi ve keskin görüyorum. İnsan gözlükle bir şeye bakıyor, gözlüksüz her şeye...
       - Son bir rica: İstanbul Cerrahi Hastahanesi telefonunu lütfen bana sormaktan vazgeçin. Rehberden ya da bilinmeyen numaralardan bulamıyorsanız, gözlükle yaşamaya devam edin. (Son kez yazıyorum: 0 212 296 94 50). Türkiye’de nerelerde bu tedavi yapılıyor? Bilmiyorum. Yukarıdaki telefondan öğrenebilirsiniz.

       Yunanistan’a vize işkencesi
       Robert Kolej’de gerçekleştirilen, Türkiye ve Yunanistan’dan lise öğrencilerinin katılıdığı yaz kampı yazımdan sonra Türkiye’nin her yerinden birçok genç, bana ulaşıp, bu kampa katılmak istediklerini belirtti. Çok geçti, hiçbir şey yapamadım. Zaten bu tür gençlik kamplarında, katılımcı sayısı sınırlı tutuluyor...
       Bundan sonrakileri kaçırmamanız için tek önerebileceğim kulağınızı ve gözünüzü dört açmanız, Milliyet’in eğitim sayfası bu konuda size yol gösterebilir.
       Yaz kampının sonunda katılanlardaki en büyük değişiklik neydi sorusunu semineri yürüten uzmanlar şöyle belirledi: Önce “Ben ne yapabilirim ki?" diyen gençler, kampın sonunda barış kültürüne kakıda bulunabileceklerine inanmışlardı.
       Bu konuda İzmir’den gelen üç mektup içime bıçak gibi saplandı. Biri lise, öteki ikisi üniversite öğrencileriydi. Üçü de yabancı dil bilen, yabancı ülkelerde bulunmuş gençlerdi. Yurtdışındaki kamplara katılmışlar ve seksen iki ülke arasından en sıkı dostlukları Yunanlı gençlerle kurmuşlardı.
       Uzatmayayım...
       Birbirinden habersiz bana yazan bu üç kişi de İzmir’deki Yunanistan Konsolosluğu’ndan vize almak için çektikleri eziyeti anlatıyordu. Biri Yunanistan’daki bir pop konserine öteki ikisi arkadaşlarını ziyarete gidecekti. Günlerce “sıra alma sırasıöna girmişler, bir gün alınan sıra bir başka gün iptal edildiğinden “sıra" hiç gelmemiş. Vize alamamışlar...
       Gece yarılarında kuyruklara girmeler... İzmir’in 45 derece sıcağında gündüz saatlerce sokakta beklemeler... “Bugün git, yarın gelöler... “Tam bir işkence" diyorlar...
       İzmir’de Yunanistan Konsolosluğu’nun vize bölümünün yalnız sabah 10 - 12 arasında çalışmasından ve talebi kesinlikle karşılayamamasından yakınıyorlar. Ve haklı olarak soruyorlar: “Barış kültürünü biz böyle mi geliştireceğiz?"
       Bu üç gencin adını özellikle vermedim. Çünkü “her şeye rağmen" onlar Yunanistan’daki arkadaşlarını gözden ve gönülden çıkarmamışlar. Tüm zorluklara karşın yeniden vize sırası alabilmek için sıraya girecekler...

Yazara E-Posta: zoral@milliyet.com.tr