Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bundan beş yıl kadar önce. Yer, İstanbul. O gün, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Başkanı Christine Lagarde ile boğazın kenarındaki Çırağan Oteli’nde buluşmuştuk. Bakın o dönem Milliyet’e neler söylemiş;

“Ben genelde rakamların iyi yönlerine bakmayı tercih ederim. Dünyanın diğer ülkeleriyle kıyasladığında Türkiye bence çok iyi durumda. Kamu borcu, borcun GSYİH’ya oranı, son açıklanan büyüme oranına bakıldığında bütün bunlar hiç de kötü rakamlar değil. İşsizlik harika değil ama geçmişle kıyaslandığında daha iyi. Genel olarak bakacak olursak ekonomik göstergelerin yüzde 70’i gayet iyi durumda.”

Haberin Devamı

‘Aniden çıkış olur’

Bu sözlerine birkaç uyarıyı da -kötü rakamları- eklemeyi ihmal etmemiş;

“Gelecek için kalan yüzde 30’luk taraftaki iki gösterge çok önemli. Bunlardan biri “cari açık” diğeri de “yüksek enflasyon”. Türkiye bu rakamlara dikkat etmeli. Bu iki alanda çok sağlam maliye politikası uygulamalı. Son dönemde paranın geldiği yerlerden biri kesinlikle Türkiye. Para Türkiye’ye akıyor ama Türkiye’ye gelen paranın büyük bölümü sıcak para. Sıcak para ülkeyi hemen terketmez. O nedenle durum şu anda kötü değil. Ancak aniden çıkması sorun olabilir. Türkiye için sıcak parayı ılık ve kalıcı paraya çevirmek önemli.”

Elbette bu uyarıyı sadece halen IMF’nin başında olan Lagarde değil, birçok ekonomist hatta o dönem bizzat hükümetin ekonomi kurmayları da yapıyordu.

Yıl 2018, gelinen durum ortada! Dolar 4.50 TL, enflasyon yükselişte ve çift hane, politika faizi yüzde 17.75’te.

Özel sektöre dikkat

Peki son beş yılda bize neler oldu?

Bu noktada Güven Sak’ın çarşamba günü, kritik faiz kararı açıklanmadan önce yayımlanan Dünya Gazetesi’ndeki yazısı oldukça önemli;

“İş faiz artışı ile oluyor olsaydı, son beş yılda olanlar olmazdı. Bundan beş yıl kadar önce, Haziran 2013’te, gösterge niteliğindeki 10 yıl vadeli Hazine tahvilinin faiz oranı yüzde 6,8 kadardı. Dün baktığımda yüzde 18,12’ye ulaşmıştı. Ne oldu? Aynı 5 yıllık süre içinde, 1 TL almak için 53 Amerikan kuruşu (cent) ödemek gerekiyordu, şimdi 21 Amerikan kuruşu yetiyor. Nedir? Son beş yılda gösterge niteliğindeki Hazine tahvillerinin faiz oranı neredeyse 1,5 kat arttı, ama aynı dönem içinde Türk lirası Amerikan doları karşısında yarı yarıyadan fazla değer kaybetti. Faizin artması, Türk lirasının Amerikan doları karşısında pul olmasını hiç engellemedi.”

Haberin Devamı

Kamu borcu alarm vermemesine karşın, son 15 yılda büyümeyi sırtlayan özel sektörün borçları uyarı çizgilerini çoktan aşan Türkiye olarak, ne yapıp edip bu yükü hafifletmeliyiz. “İş işten geçti” denilmeden önce.

Hem özel sektör hem de Türkiye olarak her geçen gün zamanımız daralıyor.

SICAK PARA EL YAKAR BİZE ILIK PARA GEREK

KRİTİK SORUYA KRİTİK YANIT: KRİZ VAR MI?

Son dönemde “oynak giden döviz kurları”, “hızlı yükselen faizler”, “ülkemizden yurtdışına para çıkışları” derken piyasalarda yaşanan gerginliğin dozu artıyor. Bu da beraberinde “Kriz mi var?” sorusunu gündeme getiriyor.

Ah şu tahsilatlar

İşimiz gereği ticaretin farklı cephelerinden birçok kişiyle bir araya geliyoruz.

Esnafa sorduğunuzda “Allaha şükür iyi gidiyor?” diyor. Tüccara sorduğunuzda, “Fiyatlar yükseliyor ama işlerimiz sürüyor” yanıtı geliyor.

Haberin Devamı

İhracat ağırlıklı iş yapanlar işlerinden gayet memnun.

Geliri TL olan ama giderleri döviz ağırlıklı şirketler ise işleri döndürmekte güçlük çekiyor. Kredi faizlerinin yüksekliğinden -bankalardan- ve tahsilattaki gecikmeden dertliler.

94, 98 ve 2001 krizlerini yaşayan ve bu yılları sapasağlam atlatan Türkiye’nin dev gruplarından birinin şimdilik olaylara bakışı ise “Reel sektörde bir kriz yok” şeklinde.

Bu grubun en tepesindeki isimle yaptığım sohbette buna dayanak olarak şunu gösteriyor;

“Geçmiş krizlerde ne oldu? Ödemeler durdu. “Borcumu bir süre sonra ödeyeceğim” yerine “Ben bu borcu ödeyemiyorum” denildi. Bu da sistemi tıkanma noktasına getirirdi. Kriz patladı. Tüm Türkiye’de iş yapan bir grup olarak şu anda böyle bir durumun olmadığını gözlemliyoruz.”

Umut veren tespit

“Peki bu barometre -borç ödenmesi, ödenmemesi- ne kadar anlamlı?” diye sorduğumda, “Olumsuz bir sinyal alıyor olsak inanın holding olarak tedbirimizi çoktan almış olurduk. Biz ne krizler atlattık. Ama şimdi ne yapıyoruz, yeni yatırım planları” yanıtını alıyorum.

Artan fiyatlar yüzünden yaşam oldukça pahalı, inanın işimiz hiç kolay değil ama bu barometre bizlere umut veriyor.

SICAK PARA EL YAKAR BİZE ILIK PARA GEREK