Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sevgili Hocam, özellikle ülkemizde bize çocukluğumuzdan itibaren Kuran’ın Arapça okunması gerektiği ve böyle daha hayırlı olduğu öğretiliyor. Ancak Peygamberimiz zamanında İslam Arapça konuşmayan kavimlere yayılmadığı için onun bu konudaki tutumunu bilemiyoruz. Yani iş din alimlerimizin yorumlarına kalıyor. Ben ise Kur’an’ı anlamadan okumayı anlamsız buluyor ve Türkçe okuyorum ve bu konuda bazı olumsuz tepkiler aldım. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler? Peygamberimizin ve Kur’an’ın yargı belirtmediği şeylerde kendi yorumumuzu yapmamız ve ona göre yaşamamız yanlış mıdır? Batur Özbilgiç
Cevap: Arapça bilenin elbette orijinalinden okuması daha iyidir. Ama Arapça bilmeyen insanların, Kur’ân’ı doğru düzgün yapılmış bir çeviriden okumalarının, Kur’ân’ın indiriliş amacına daha uygun olacağını birkaç kez yazdım. İsterseniz o yazılarımı gözden geçirebilirsiniz.
Oruç belli bir aya alınıp sabitlenebilir mi?
Muhterem Hocam,
1- Ürdünlü bir dostumdan duydum, Ürdün’de bazı kişiler veya bazı gruplar her sene hiç değişmeksizin sadece Ekim ayında oruç tutarlarmış. Bu neye istinat edebilir?
2- Sahurda güneş doğana kadar yemek yenebilir mi?
3-Sahurda ezan okunur okunmaz sabah namazı kılınabilir mi? yoksa yarım saat beklemek gerekiyor mu?
Bu vesile ile saygılar sunarım. Kemal Bekt
Cevap: 1) Ürdün’de oruç ayını her yıl Ekime alanların neye dayandığını bilemem. Sanıyorum kendi uyduruk düşüncelerine dayanıyorlar. Yoksa Kur’ân’da oruç ayının Ramazan ayı olduğu, Ramazan ayının da diğer aylar gibi her yıl 10, küsur gün ileri geldiğini herkes bilir. Birkaç kişinin böyle kural dışı hareketleri dinin hükmünü değiştiremez.
2) Sahur yemeği ortalığın iyice ağarıp köy veya kentin ev ve sokaklarının açıkça belli olacağı zamana kadar yenilebilir ki bu zaman da Güneşin doğmasına 1 saat yahut 45 dakika kalıncaya kadar olan zamandır.
3) Sahur ezanı okunur okunmaz sabah namazının vakti girmiş olur ve sabah namazı kılınabilir. Ama biraz daha ortalığın ağarmasını beklemek güzeldir.
Verilen borç zekâta sayılabilir mi?
S.aleyküm hocam bir kişide alacağım var 6000 lira kadar 7 yıldır veremiyor ya da ihmal ediyor allahualem ben bu alacaklarımı zekâtıma sayabilir miyim? Teşekkür ederim. Esra Keskin
Cevap: Borçlu eğer gerçekten fakir ise verdiğiniz ödünç parayı sadaka sayabilirsiniz. Yani o para, zekât yerine geçer. Ama adam zengin ise zengine zekât verilmez. Kasten borcunu ödemiyorsa mahkeme yolu açıktır. Kur’ân şöyle buyurur:
“ Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lâzımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara: 280) Kur’ân’da anılan sadaka, zekât demektir.

Haberin Devamı

SORULARINIZI BEKLİYORUM: