Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


E0n’am 3, Bakara 255 gibi birçok ayet varken biz kullar neden yaptığımız şeylerden sorumluyuz, neden cennet ve cehennem kavramları var, cennet ve cehennem kavramları nedir?
Cevap: Doğrusu okurumun bu sorusunu anlamakta güçlük çekiyorum. En’âm 3., Bakara 255. âyetler Allah’ın birliğini, gücünü, kudretini, koruyuculuğunu vurgulamaktadır.
“O, göklerde de, yerde de (tek) Allah’tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir.” (En’âm Suresi: 3)
Kürsî âyeti diye ünlü olan Bakara 255. âyetin anlamı da şöyledir:
“Allâh, ki O’ndan başka tanrı yoktur, dâimâ diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan kendisinin katında kim şefâat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O’nun ilminden, ancak kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır (O yüce padişah, göklere, yere, bütün kâinâta hükmetmektedir). Onları koru(yup gözet)mek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.” (Bakara: 255)
Bu âyetlerden insanın sorumsuzluğu değil, tersine sorumluluğu anlaşılır. Çünkü âyetlerden Allah’ın bilgisinden kaçan bir şey olmadığı, yapılan her şeyi Allah’ın bildiği anlaşılır. Bir konu hakkında sadece bir âyetle hüküm verilemez. İnsanın yaptıklarından sorumlu olduğu hemen her surede vurgulanır. İnsan, Tanrı huzurunda yaptıklarının hesabını verecektir. Ancak Allah katındaki sorgulama, bir tahkikat sorgulaması değildir. Yani hâşâ Allah, kulunu, şu şu eylemleri yapıp yapmadığını ortaya çıkarmak için sorgulamaz. Böyle bir sorgulamaya ihtiyacı yoktur. Zira kulun yaptığı iyi veya kötü eylemlerin ruh üzerindeki izleri apaçık görünmektedir. Kulun tüm organları yaptıklarına tanıktır. Bir tahkikat sorgusuna gerek yoktur. Nitekim suçlulara günahlarından sorulmayacağı, çünkü böyle bir sorgulamaya ihtiyaç bulunmadığı vurgulanır: “Suçlulara günahlarından sorulmaz.” (Kasas: 49/78),
“O gün ne insana, ne de cinne günahından sorulur. 40- Şimdi Rabb’inizin hangi ni‘metlerini yalanlıyorsunuz? Suçlular, sîmâlarından tanınır, alınlar(ın)dan ve ayaklar(ın)dan tutulur. Rabbinizin hangi ni‘metlerini yalanlıyorsunuz?” (Rahman: 89/39-42)
Bu âyetlerden anlıyoruz ki kişinin, dünyada yaptığı kötü eylemler, günahlar, ruh cisminin üzerinde kendilerine özgü birtakım izler, kara lekeler bırakır. Bu izler, o kulun hangi günahları işlemiş olduğunu belirtir. Meselâ hırsızlığın, zinânın, haksızlığın, yalancılığın ve diğer günah işlerin ruh üzerinde kendine özgü işaretleri olur. Bu işaretler, o kulun ne gibi işler yapmış olduğunu gösterir. Ruh bedenden ayrılınca eylemlerinin bütün izleri açığa çıkar.
Yüce Divandaki sorgulama, suçlunun yaptığı önüne konulması biçiminde bir azarlama sorgusudur. Nitekim yüce Divanda suçlunun yaptıklarının kendisine haber verileceği bildirilmiştir:
“Biz, o nankörlere, yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve mutlaka onlara kaba azaptan tattıracağız.” (Fussilet: 50)
“İnkar edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: ‘Hayır, Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah’a göre kolaydır!’.” (Teğâbun: 7)

Haberin Devamı

SORULARINIZI BEKLİYORUM: suleyman.ates@milliyet.com.tr