Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeniden açılan soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek tutuklandı.
Akyürek’in tutuklanmasının sebepleri ise “ihmali davranış sebebiyle ölüme sebebiyet vermek”, “resmi evrakta sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” olarak kayıtlara girdi.
Siyaset ve yargı rüzgârının bir anda ters dönmesiyle bir dönemin “en kudretli” ve “güçlü” bürokratları arasında gösterilen Akyürek’e cezaevi yolu gözüktü. Zaten Akyürek’in tutuklanacağı bir süredir hem Ankara hem de İstanbul kulislerinde konuşuluyordu.
Dink soruşturmasını yürüten Gökalp Kökçü’ye 15 sayfa ifade veren Akyürek, yargıya ifade veren tüm şüphelilerde alışageldiği gibi hakkındaki iddiaları kabul etmeyip “Dink’in öldürüleceğini kimseden saklamadığını” söyledi.
EGM İstihbarat Dairesi eski Başkanı Akyürek’in ifadesi tutukluluğunun hemen ardından kamuoyuna yansıdı. Ancak ifadenin içinde satır arasında kalan önemli bölümler var ki; kanımca bunlar soruşturmaya
asıl yön verecek bilgilerdir.
Bunlardan birisi oldukça önemli.
Önce Akyürek’in avukatlarının değerlendirmelerinden başlayalım. Akyürek’in avukatları, Savcı Kökçü’ye verdikleri savunmada 2004’te Agos’ta, Sabiha Gökçen’le ilgili bir haberin yayımlanmasından sonra Hrant Dink’le ilgili gelişmelerin yaşanmaya başlandığının altını çiziyor. Avukatlar özetle yaşanan süreçle birlikte Dink’in bir hedef haline geldiğini belirtiyor.
Dink, öldürüldüğü 2007’ye kadar kendisine yönelik eylem yapmak isteyenlerin “açık hedefi” haline geldi.
Öte yandan, Dink’e yönelik bazı grup veya kişilerce tehditler başlarken, benzer bir eylem planlaması hazırlığı yapılan Trabzon’da İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, İstihbarat Şube Müdürü ise halen EGM İstihbarat Dairesi Başkanı olan Engin Dinç’tir. Bugün, emniyette yaşanan “paralel yapıyla mücadele süreci” kapsamında birbirleriyle ters düşen iki istihbaratçı polis müdürü, o dönemde Trabzon’da birbirlerine fazlasıyla yakın olarak çalışmaktadır.
Eleman görüşme notları
Dinç’in başında bulunduğu Trabzon İstihbarat Şubesi, Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) çalıştırılması uygulaması kapsamında irtibat kurduğu YİE Erhan Tuncel’den Dink’e yönelik eylemle ilgili hazırlık yapıldığı bilgisini alıyor.
Bu noktada; Emniyet İstihbaratı’nın işleyişiyle ilgili teknik bilgilendirme yapalım:
Emniyet İstihbaratı, tüm iş ve işlemlerini EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği’ne göre yapmaktadır. İstihbarat alanındaki, istihbarat toplama, telefon dinleme, eleman kullanma, örtülü ödenek harcamaları gibi tüm faaliyetler gizli olan bu yönetmeliğe göre yapılır.
Bu yönetmelik çerçevesinde; il emniyet müdürlükleri bünyesindeki İstihbarat Şube Müdürlükleri, YİE’lerle yaptıkları tüm görüşmeleri elde edilen bilgilerle birlikte F3/F4 formu olarak adlandırılan özel bir bilgilendirme yazısıyla merkezdeki EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na bildirmekle yükümlüdürler. F3/F4 formları, içeriklerinde önemli bir bilgi bulunması halinde bizzat il emniyet müdürünün imzasıyla, içeriksiz bir bilgi taşıması halinde ise emniyet müdür yardımcısı ya da şube müdürünün imzasıyla Ankara’ya ulaştırılır.
Halen yürürlükteki uygula-maya göre, YİE’den edinilen bilginin çok acil olmasına karşın imza aşamasında zaman kaybı yaşanması halinde ise bilgi, ilgili birim ya da kuruma F3/F4 formu hazırlanmadan, öncelikle tele-fonla ulaştırılarak özel “telefonla görüşme tutanağı” hazırlanır, ardından İl Emniyet Müdürü’nün imzasından çıkan F3/F4 formları Ankara’ya gönderilir.
Merkez, yani EGM İstihbarat Dairesi gelen bilgileri yorumladıktan sonra ilgili kurumlara yönlendirmek; gerekirse, operasyon planlamasından sorumludur.
Gecikmeli gönderildi
Başa dönersek...
Başında Engin Dinç’in bulunduğu Trabzon İstihbarat Şubesi, “Yasin Hayal tarafından ‘Hrant Dink’in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği ve takipten kurtulmak için telefonunu bir köye bırakacağına dair kesin istihbari bilgi içeren”, YİE ile görüşme formu olan F4 formunu, 15 Şubat 2006 günü hazırlıyor. 2004’ten beri hedef olan bir kişiye yönelik eylem yapılacağı yönündeki bilgi, ne yazık ki yukarıda aktardığım
uygulamalar kapsamında değerlendirilmiyor.
Dink’in öldürüleceği yönünde YİE Erhan Tuncel’den alınan “kesin istihbari bilgi”
ancak iki gün sonra 17 Şubat 2006 tarihini taşıyan resmi yazıyla İl Emniyet müdürü Ramazan Akyürek’in imzasıyla Ankara’ya, EGM İstihbarat Dairesine gönderiliyor.
Böylelikle; Dink’e yönelik suikast bilgisi, ancak iki gün sonra emniyet müdürünün imzasından çıkıyor. Dink’le ilgili F4 formundaki bilgiler, ilgili birimlere nedense resmi yazı imzadan çıkıncaya kadar acil olarak telefonla bildirilmiyor.
Dink’in öldürüleceğinin anlatıldığı bilgi notu, vasat
bir not gibi emniyet müdürünün imzasından çıktıktan sonra
iki gün gecikmeyle Ankara’ya ulaştırılıyor.
Kanımca, bu adli soruşturmada “iki gün neler olduğunun” aydınlatılması gerekiyor. Bu durumun tanıkları ise Akyürek ve Dinç’tir. Akyürek tutuklandı, Dinç ise henüz ifadeye çağrılmadı. Kulislerde, Dinç’in bu konuda ifadesi alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ısrarlı olduğu yönünde bilgiler dolaşıyor.
Trabzon’da “kesin bilgi”nin işlenmesi sırasında geçen iki günün sırrının çözülmesi halinde soruşturma daha önemli noktalara gidecektir.