Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

15 Tem-muz’un beyin takımının yargılandığı “Genelkurmay Çatı Davası”nda şu ana kadar dinlenen sanıkların anlattıkları, o geceyi aydınlatmaktan ziyade, tek merkezden çıkmışçasına inkâr etme üzerine odaklı. Aralarında darbeye karıştığını söyleyenler oldu ama onlar da “FETÖ ile alakam yok” dedi. Evet, o geceye ait hâlâ flu noktalar var ve bunların da netleşmesi şart ancak bu, darbe sanıklarının işledikleri iddia edilen fiillerin hesabını vermeyecekleri anlamına gelmez, gelmemeli. Yani son günlerde sıkça dillendirilen FETÖ’nün yapmaya çalışacağı ya da çalıştığı bir algı operasyonuna karşı dikkatli olunmalı, izin verilmemeli. Çünkü dün konuştuğum Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok’un sözleri de böyle bir operasyonun varlığını doğrular nitelikteydi:
“FETÖ taktiksel hamleler yapıyor. Birinci adım inkârdı. İkinci adım, daha doğrusu taktik, ‘Biz darbe yapmadık, komutanlardan aldığımız emri uyguladık.’ Yani artık bunu şu anda mevcut görevde olan komutanlarla ilişkilendirme süreci. Örneğin Akın Öztürk ne dedi? Benim oraya gittiğimden Genelkurmay Başkanı’nın bilgisi vardı, onun emriyle gittim. Hava Kuvvetleri Komutanı beni çağırdı. Sonra Özel Kuvvetler’den bir tane albay çıktı, bu sürecin en kahramanı olarak bildiğimiz Aksakallı’nın talimatıyla oraya gittim, hatta o eski FETÖ’cüydü gibi söylemlerde bulundu. Bunların hepsi ‘Bu darbe değil, darbeyse de bunu biz komutanların emriyle yaptık’ algısı yaratmaya yönelik. Bir sonraki adım da özellikle de ABD ve Avrupa kamuoyunda bunun Fethullah’la ilgili değil, TSK’nın iç yapısı içerisinde gerçekleştirmeyi deneyip başaramadığı bir darbe girişimi olduğu algısı üzerine yoğunlaşmak.”
Hem içe hem dışa dönük bir operasyon söz konusu yani?
“Öncelikle ABD’ye, Avrupa’ya, dünya kamuoyuna yönelik savunmalar yapıyorlar. Şu an iç kamuoyuna etki etmek gibi bir durum söz konusu değil. Çünkü bizim halkımız bunu fiilen yaşadı, insanlar öldü, gözlerinin önünde tanklar insanları ezdi geçti. Uçaklar, özel kuvvetler halkı bombaladı. Bu algıyı iç kamuoyunda değiştiremezsiniz. Tabii buna inanan bir kesim de var, o da ayrı bir olay ama esas hedef Fethullah terör örgütüne zaten yüksek olan dış kamuoyu desteğini artırmak.”
Bu neyi değiştirir, darbecilerin beklentileri ne olabilir?
“Bu davadan kaçınılmaz bir şekilde mahkûmiyet çıkar. Onda bir sorun görmüyorum ben çünkü bu kişilerin yapmak istedikleriyle ABD, Avrupa ya da dünya kamuoyuna verdikleri görüntü ayrı bir şey. Yaptıkları ortada yani. Kalkıp da kim bu darbeye katılanların neyini savunacak yani. 250 tane şehidimiz olmuş, 3 bin küsur tane yaralımız var; suç bu, bunun daha ötesi yok. Ama diğer örgüt üyesi olduğu, yani bu darbeyi teşvik ettiği ya da şu bu şekilde darbeyle iltisaklı olduğu iddia edilen fakat fiilen katılmayan bir sürü insan da var. Bunlarla ilgili lehlerine olur. 3-5 yıl sonra Türk toplumu bu süreçleri unutuyor. Bu arada AİHM de bu kişilerle ilgili kararı bozarsa, diyecekler ki ‘AİHM’ye gittim, benim suçsuzluğum ilan edildi.’ Ki hazırlıklar o yönde. AİHM neredeyse şimdiden fikrini açıklamış durumda yani...”
Korunup kullanılıyor
FETÖ’nün dünyanın en güçlü suç örgütlerinden biri olduğunu, ancak toplumun daha henüz tam anlamıyla bunu kavrayamadığını belirten Üçok’un devamında söyledikleri de şunlardı:
“169 ülkede örgütlenip, sivil toplum kuruluşları okulları, ticari merkezleri olan dünyada kaç tane örgüt vardır? ABD’de üniversitesi, 150 küsur tane okulu var. Moritanya’dan tutun, Moğolistan’a kadar dünyanın her yerine yayılan ve çok açık bir şekilde uluslararası istihbarat servisleri tarafından korunup, kullanılan bir örgüt yani. Kim kaybetmek ister böyle büyük bir örgütlenmeyi. O yüzden de bunun yeniden kazanılması, eski haline gelmesi ya da bu suçlamaların üzerinden atılması için müthiş, bir organizasyon söz konusu. Benzer söylemler, savunmalar yani hepsi tek noktadan. Cezaevinde bunu nasıl becerdikleri bile o örgütün ne kadar organize olduğunun en somut kanıtı.”
Bunlar Gülen’i iade etmemek için gerekçe de olabilir mi?
“ABD’nin iade etmemek için gerekçe aramasına gerek yok, etmeyecek zaten. ABD’nin niye bunu yaptığını veya niçin yapmadığını kimseye anlatmak gibi bir derdi yok. İkili ilişkiler nedeniyle ‘Yargı sürecimiz devam ediyor’ diye geçiştiriyor. Tabii ki bu savunmalar yargı sürecine gerekçe yapılacaktır. Nasıl Yunanistan iade etmemek için ‘Kötü muamele yapılır’ gibi bahaneler üretti... Çünkü bu ayrı bir organizasyonun üyesi. Şöyle düşünün, ABD’nin bir tane Fethullah’ı yok ki? 50, belki 100 tane var. Bunu iade ederse yarın öbür gün aynı durumla karşılaşacağını düşünen diğerlerinin sadakati sarsılır...”