Erdoğan-Trump görüşmesine dönük merak edilenlerin başında öncelikle şu iki konu var:
ABD’nin PYD/YPG sevdası, Fethullah Gülen’in durumu...
Yani Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilimin aşılmasına dönük zirve ağırlıklı olarak terör örgütlerine, daha doğrusu, ezeli dost ve müttefik(!) ABD’nin onlarla olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Dolayısıyla da oldukça hararetli, bir o kadar da sürprizlere gebe bir zirve söz konusu. İşte bu noktada akla gelen soru da şu:
Görüşme arifesinde PKK’nın Suriye’deki kolu PYD/YPG’ye aleni ağır silah desteği vererek gerilimi iyice tırmandıran Trump, Türkiye’nin tepkisini azaltmak ya da gönlünü kazanmak için FETÖ’nün lideri Gülen’i gözden çıkarır mı?
Dün bu soruyu özellikle MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür’e yönelttim. Özellikle diyorum çünkü aynı konuyla ilgili daha önce (5 Ocak 2017 tarihli yazımız) Eymür şöyle demişti:
“15 Temmuz bir ABD istihbarat projesi. Görünümde Fethullah Gülen var ama bu tamamen bir istihbari çalışma ve örgütlenme. Bir yaver her gün Genelkurmay Başkanı’nın odasına dinlemeyi koyuyor, o ertesi gün bir yerlere gidiyor. Bu yaver gibi kaç tane var acaba? Bu, Fethullah Gülen’in çapını çok aşan bir istihbarat örgütlenmesi. O nedenle, ABD kesinlikle Fethullah Gülen’i iade etmez. Çünkü bu onlar açısından çok kötü bir örnek olur.”
Yani Eymür’ün o gün söylediğine göre Gülen’in iadesi asla mümkün değildi, hatta düşünülmesi bile anlamsızdı. Peki ya şimdi? Bu konuda Eymür’le aramızda geçen dünkü konuşma şöyleydi:
“Hiçbir şekilde iade edeceklerini zannetmiyorum. Gülen neticede CIA’ya çalışan birisi...”
CIA ajanı yani?
“Öyle, buna başka bir terim bulamayız yani değil mi? ABD’nin menfaatlerine çalışıyorsa, ABD’nin güvenlik planları için uğraşıyorsa demek ki CIA’ya çalışan bir insan. O kadar da çok var ki o insanlardan, dolu...”
Trump, Türkiye’nin gönlünü almak için böyle bir karar verirse?
“Vermez çünkü belki Başkan’a kalsa verir de oradaki sistem bunu engeller. Oturma izni konusunda dahi CIA’cılar kefil oldu. Bir teşkilat kullandığı, faydalandığı, elemanı olarak yararlandığı birini vermez, bu prensip meselesi. Verdiği zaman o teşkilatın yüz karası olur yani. Kendi ortadan kaldırır, adamı ama teslim etmez. Teslim ettiği zaman bir sürü şey, faaliyetler ortaya çıkar, onun için vermez. Sıkışırlarsa en fazla ‘Nerede olduğunu bilmiyoruz, arıyoruz’ diyeceklerdir. Zamanında Alaattin Çakıcı’yı alamadık, Fethullah Gülen’i nasıl alacağız? Alaattin Çakıcı’nın yerini söylüyorduk ‘FBI baktı, bulamadı’ diyorlardı.”
Türkiye bunu kestiremiyor mu, kestiriyorsa neden ısrarcı?
“Tabii Fethullah Gülen’in de kendine göre bir gücü var. O gücü tamamen bitirmek istiyor bizimkiler. Müthiş bir örgütlenme söz konusu. Türkiye’ye zarar veren bu kadar marifetli bir adamı ortadan kaldırmak lazım.”
Hâlâ gücü var mı?
“Muhakkak ki inananları var, din açısından vardır, ona daha önceden biat eden, çıkarları olanlar vardır. Olmasa bu kadar lafı da geçmez. Ama ilk başta da söylediğim gibi, isim olarak Fethullah Gülen gözükse de arkasında istihbarat faaliyeti var, çok güzel kullanılmış, mükemmel bir istihbarat yapılanması yapılmış Türkiye içinde. Yani Genelkurmay Başkanı’nı dinleyen adam, alıp onu Fethullah Gülen’e mi yolluyordu? Fethullah Gülen de takıp kulaklığı ne konuşmuş Genelkurmay Başkanı diye onun çözümünü mü yapıyordu? Yok öyle bir şey, bu çok açık bir istihbarat çalışması...”
Öldürülme iddiaları
Eymür’ün Gülen’in Kanada ya da başka bir ülkeye kaçma ya da öldürülme iddialarına yönelik sorulara verdiği yanıtlar da şunlardı:
“Kanada’dan daha çok Afrika’da yer hazırlandı diye biliyorum ben. Giderse Afrika’ya gider. Ama ABD’den taşınacağını pek zannetmiyorum. En korunacağı yer orası dolduğu için ABD’yi terk etmez yani. Hâlâ yararlanılacak eleman olduğu için de yok edilmiyor olabilir. Demek ki daha projeler devam ediyor. Sadece Türkiye değil ki Afrika var, başka yerler var...”
Bir başka servis gidip orada öldürebilir mi?
“Yapabilir ama yakalanırlarsa da Türkiye zor duruma girer. Bizim hiçbir şeyimiz gizli kalmıyor ki her şeyimiz dinleniyor. Sorun bir kere orada çıkıyor. Gizli bir şey yapamıyorsun ki.”
Ya kaçırılma olasılığı?
“Sanmıyorum öyle bir şey yapılabileceğini, daha çok sıkıntıya girerdik...”
