İstanbul Valisi ve Vali kadrolu Emniyet Müdürü 1 Mayıs’ta Taksim’e geçit vermemekte kararlı. Sızmalara karşı önlem de TOMA, biber gazı, cop, dayak... Bunun provasını hafta başı yaşadık. Ankara’dan gelen “gaz”la değil de sözüm ona kendi inisiyatifiyle böyle bir karar alan mülki amir basın açıklamasına dahi izin vermedi ve halka açık! Gezi Parkı’nın merdivenlerine yanaşanlar yerlerde sürüklendi... Gerekçesi ise her zamanki gibi katalog sözler:
Sokaklara şiddet görüntüsünün egemen olmasına izin vermemek. Kentin ve vatandaşın güvenini, huzurunu sağlamak...
Keşke o irade, aynı kararlılık, inat ve duyarlılığı diğer konularda gösterse... Örneğin Berkin Elvan’ın katillerini bulup adalete teslim etse. Ya da İstanbul’un sokaklarını, eğlence yerlerini Teksas’a çeviren zorbaların ensesine yapışsa. Yollarda, otoparklarda terör estirenlere aman vermese. Pankart yerine on binlerce ruhsatsız silahı toplasa... Açıkçası demem o ki; bunlar da kentin ve vatandaşın güvenliği, huzuruyla ilgili değil mi?
Biliyorum, bu konuda alınan önlemlerle ilgili açıklama en kısa sürede tarafımıza iletilecek ve dünya metropolleri arasında İstanbul’un ne kadar güvenli(!) bir yer olduğu vurgulanacak. Ve kadınların, gençlerin, çocukların sokakta yürürken, öldürülmelerinin vaka-i adiye olduğu bildirilecek...
Anayasa Mahkemesi süper temyiz mi?
Yarın Anayasa Mahkemesi’nin 52. kuruluş yıldönümü... Herkes Başkan Haşim Kılıç’ın yapacağı konuşmayı merak ediyor. Nasıl etmesin ki?.. Düne kadar siyasi parti kapatma davaları, Yüce Divan yargılamaları gibi konularla öne çıkan yüksek mahkeme, bugün bireysel hak ve özgürlükler başvurularında verdiği kararlarla demokrasinin önünü açarak en popüler kuruma dönüşmüş durumda. Buna yargıdaki hukuksuzluk, usulsüzlükler nedeniyle hakkının yendiğini öne süren birçok kişinin umudu da denilebilir. Dahası uzun tutukluluk konusunda verdiği kararla Ergenekon davasında gelen tahliyeler nedeniyle, mahkeme hakkında “süper temyiz” benzetmeleri de var.
Ancak hukukçulara göre, yüksek mahkemeyi bu gibi farklı anlamlar ve görevlerle ilişkilendirmek çok sakıncalı. Nedeni de insanlara boş yere umut verilmesi. Ünlü ceza hukukçusu Prof. Dr. Duygun Yarsuvat şöyle diyor:
“Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın üzerinde bir makam değil. Temyiz hiç değil. Böyle bir algı kamuoyundan çok siyasilerden kaynaklanıyor. Çünkü aleyhlerine olan kararları beğenmiyorlar, dejenere etmek istiyorlar. Anayasa Mahkemesi adil yargılamanın yapılıp yapılmadığına bakıyor. O nedenle de vereceği karar davanın yenilenmesi olur. Bugünkü başvurunun çokluğu ise Türkiye’de yargılamanın kötü ya da usule uygun yapılmadığının kanıtı. Bilerek ya da bilmeyerek. Bunlar eskisi gibi AİHM’ye gitseydi bu kadar farkedilmeyecekti.”
Bu göç son olmasın
İstanbul dünyanın en önemli yırtıcı kuş göçü yolu üzerinde. Afrika’dan Avrupa’ya on binlerce kilometre yol kat eden küçük orman kartalı, yılan kartalı, küçük kartal, şahin, arı şahini, atmaca, yoz atmaca, leylek ve karaleylek gibi milyonlarca kuş yılda iki kez İstanbul Boğazı’ndan geçiyor. Baharda Sarıyer sırtları, sonbaharda ise Çamlıca Tepesi kuşları izlemek için en iyi noktalar. 3. havalimanı, 3. köprü ve Kanal İstanbul gibi projeler nedeniyle yok olma tehdidi altındaki kuzey ormanları da kuşların zorlu göç yolları üzerindeki en önemli geçiş noktalarından biri. O nedenle 26 Nisan Cumartesi günü kuzey ormanlarında, bir etkinlik var. Dünyanın en büyük doğa koruma ağı olan Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun tüm Avrupa ve Orta Asya temsilcileri ve çevreciler bu muhteşem doğa olayını gözlemlemek üzere orada olacaklar. Önerim, siz de
Doğa Derneği’nin bu organizasyonunu kaçırmayın. Çünkü seneye çok geç olabilir.
kırmızı hat
* 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin ardından Büyükşehir belediyesi statüsü kazanan iller de dahil olmak üzere, tüm büyükşehir Belediyeleri, il Belediyeleri ve bunların İlçe ve Belde Belediyeleri için; kadrolu memur ve kadrolu İşçi sayılarında artışa gidildi. Bu kadrolara alımların merkezi sınavla yapılmasını istiyoruz. Murat Şen
