Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ankara’da Konuşma Bozuklukları ve Psikolojik Tedavi Merkezi olan Doç.Dr. Temel Pamir ile Hava Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu’nu intihara sürükleyen süreçle ilgili yazımız nedeniyle tanıştık.“Nazlıgül üsteğmeni zorla intihar ettirmişler” diyen Hacettepe Üniversitesi eski öğretim üyesi Pamir’in intiharlar üzerine bir çok araştırması vardı. Bunlardan biri de 12 Eylül 1980 döneminde Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki intiharlarla! ilgiliydi. Daha doğrusu polisin intihar dediği, işkencede ölüm sonrası atılma iddialarına yönelikti. Aradan 30 yıl geçti, hâlâ bu konuda net bir bilgi yok. Bunları sorgulayan, hesabını soran da yok. O nedenle, Doç.Dr. Pamir’in 1983 tarihinde Yenimahalle Cumhuriyet Savcılığı (Ankara Emniyet Müdürlüğü yetki alanı) kayıtlarında yaptığı araştırma çok önemli. Korku nedeniyle araştırmayı yayımlayamadıklarını anlatan Pamir, şöyle diyor:
“1983’te Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim üyesiydim. Bir arkadaşımla 1979-82 arasında Yenimahalle bölgesindeki 80 intiharın savcılık kayıtlarını inceledik. 16’sı Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 5,6 ve 7. katlarından (2. şube ve siyasi şube katları) atlayarak intihar ettiği söylenen kişilerle ilgiliydi. Garip olan şuydu; intihar eden herkesin olay sonrası 3-4 yerden çekilmiş fotoğrafları vardı. Yine her olayın detayları (nasıl intihar ettiği, nasıl öldüğü) kayıt altındaydı. İntihar eden kişi polis bile olsa olay yeriyle ilgili her açıdan fotoğraf ve bilgi mevcuttu. Ancak emniyet binasındaki intiharlarla ilgili kayıtlar boştu. Onlarla ilgili olay yerinden tek bir fotoğraf ve ölümle ilgili ayrıntı yoktu. Savcıdan fotokopi istedik çekindi. Biz de korkudan yayına dönüştüremedik. Hiçbir şey yapamadık ama; gerçeği çok net gördük”.

Haberin Devamı

Türkiye’deki Suriyeli sayısını bilen var mı?

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’na göre; Türkiye’de bulunan Suriye vatandaşı sayısı 192 bin 770. Bunlar sekiz ildeki 14 çadırkent, bir geçici kabul merkezi ve 3 konteynerkentte yaşıyorlar. Yani kayıt altındalar.
Bir de kim oldukları, nereden geldikleri, nerede kaldıkları, ne yaptıkları bilinmeyenler var. Ama onlar hakkında sağlıklı tek bir veri yok.
Hükümete göre; yaklaşık 200 bin kişi çeşitli illerde kendi olanaklarıyla! yaşıyor.
BM kaynakları ise bu sayının 500 binlerde olduğu görüşünde. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK)’nun tespitleri ise Türkiye’deki kayıt dışı Suriyeli sayısının 350 bini bulduğu yönünde. Kilis’te 40 bin, Gaziantep’te 70 bin, Reyhanlı’ da 70 bin Suriyeli elini kolunu sallayarak dolaşıyor. İstanbul’da da 50 ile 100 bin arasında kayıt dışı Suriye vatandaşı olduğu söyleniyor.
Aynı evde 70-80 kişi kalan, sokaklarda, parklarda, camilerde, düğün salonlarında yatan, dilencilik yapan ne ararsanız mevcut. Daha öncede yazdık, savaştan kaçan insana kapını kapatamazsın. Ama güvenliği göz ardı etmemek kaydıyla. O da geleni gideni girişte kayıt altına almakla mümkün. Üstelik bu, yardım yapılacakların ihtiyaçları için de şart. Kadın, çocuk, yaşlı, genç dağılımı gibi. Bizde o da hak getire. Türkiye’nin bu konuda büyük hata yaptığını belirten BM yetkilileri şöyle diyor:
“Türkiye başta destek istemedi, ‘Ben altından kalkarım’ dedi. AFAD, Kızılay’ın deprem tecrübeleri olabilir. Ama mülteci krizi farklı bir olay. Sayı arttıkça nüfusu yönlendirmek zordur. Uzun süreye yayılabir. Türkiye, kayıt konusunda daha bir ay önce harekete geçti. Mültecilere çağrı yapıyor ancak artık geç.”

Haberin Devamı

- İzmir’deki havuza bina yapma oyununun benzeri Istanbul Fatih Vatan Caddesi’ndeki Emlak Konutları’nda yaşanıyor. Yeşil alan ve çocuk bahçesini TOKI bir kişiye sattı. Ali Uygun
- Bursa-Doğanbey’deki çok katlı binalar Uludağ’ın silüetini bozdu. Kent meydanına yapılan AVM de güzelim dağ manzarasını kesti. Şehir hapishane gibi oldu. Çetin Durma