Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin kararlı tutumu, ABD’nin de müttefiki ile sahada karşı karşıya gelmeme arzusu Suriye’nin kuzeyinde oluşacak güvenli bölge konusunda uzlaşıyı sağladı. Tabii kafada bir sürü soru işaretleriyle beraber. Çünkü güvenli bölge hattının sınır boyunda nerede ve kaç kilometre derinlikte olacağı henüz netleşmiş değil. Dahası bölgede kontrolün kimin yetkisinde ve nasıl olacağı da flu. Somut olarak tek bildiğimiz mutabakat arifesinde Türkiye’nin güvenlikli bölgenin 460 kilometre genişliğinde 30-35 kilometre derinliğinde olma konusundaki ısrarı, buna karşı ABD’nin ise 140 kilometre genişlik 10-15 kilometre derinlik önerisi. Ki mutabakat sonrasında sızan bilgilerde Türkiye’nin bu konudaki tutumunu koruduğu, ABD’nin de önerisinde daha da genişlemeye dönük sinyaller verdiği şeklinde. Dolayısıyla da bu derinlik kavramlarının ne anlama geldiğini irdelemekte yarar var. Hele de terör örgütü YPG/PKK’nın elindeki silahların gerçekten toplanıp toplanmayacağına dönük endişeler dikkate alındığında... Konuya üst düzey bir askeri yetkili        açıklık getiriyor:

Haberin Devamı

“30-35 kilometre arası olursa Telabyad’ın güneyindeki Ayn İssa ve Resülayn’ın güneyindeki Tel Temir’de güvenli bölge içerisinde kalır. Bunlar ulaştırma merkezleri, ulaştırma yollarını kontrol ediyor. Mesela Menbiç’ten, Irak’tan, Halep’ten, güneyden gelen yolların birleştiği yer, dolayısıyla askeri açıdan stratejik öneme sahip. 10-15 kilometre derinlikte bunların hiçbirisi kontrol edilemez. Derinliğin artması, yakınlığı ateş menzili açısından da kritik. 10-15 kilometre derinlikteki bölge PYD/PKK terör örgütünün elinde bulunan bazı silahların menzili içinde kalıyor. Yani herhangi bir silahla atış yaptığında Türkiye’ye dönük ateş etkisi olabilir. En önemlisi de 10-15 kilometre dediğiniz zaman terör örgütü nereye gidecek? O hattın hemen güneyine, yani sizinle komşu olacak. Ama 30-35 kilometre gittiğinizde o bölgedeki PYD/PKK terör örgütünün ağır silahlarını oradaki tahkimatı, mevzilerini de bir noktada etkisiz duruma getiriyorsunuz.”

Haberin Devamı

10-15 kilometre derinlik mevzi kazanma anlamında kazanç denilemez mi?

“Hiçbir kazanç değil. Doğusunda, batısında PYD/PKK devam ediyor. ABD’yle beraber belki devriye faaliyeti yapacaksınız ama siyasi hedef karşılanmıyor. Yani terör örgütü etkisiz duruma getirilmiyor. Hatta orada bulunan PYD-PKK’ya bir nevi de koruma görevi sağlıyorsunuz. Dolayısıyla ABD’nin önerdiği güvenli bölge Türkiye için tuzak. Çünkü 1991’de kuzey Irak’ta bunun dersini aldık.”

Peki ya Türkiye-ABD yakınlaşması? ABD bir müttefik gibi davranmadı mı? Askeri yetkili devam ediyor:

“Yakınlaşma değil. Zaten müttefikiz. Türkiye ABD’ye müttefik gibi hareket et diyordu. Türkiye’nin endişelerini gidermek adına ABD geri adım attı ve bir orta yol bulundu… Yani ipler atılmadı. Çünkü Türkiye gerçekten ABD’nin küresel çapta düşündüğü faaliyetleri yapmasında çok kritik bir öneme sahip. Öyle olunca olayı sadece bölgesel bazda düşünmemek gerekir. Bu bağlamda da Türkiye önemli bir ortak. Dolayısıyla bir orta yol bulundu ama Türkiye’nin gerekirse kendi başına gireceği konusu bir tarafta duruyor. Bunların hangisinin olacağı da ABD’nin niyeti ve bu mutabakatı uygulama konusunda ne kadar samimi olduğuna bağlı. Yani Türkiye Menbiç’te olduğu kadar sabretmez...”

Haberin Devamı

Özetle; güvenli bölge konusu an itibariyle beklemede gelişmelerin seyrine, daha doğrusu ABD’nin tavrına göre olacak ya da olacak...