Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye-ABD ilişkilerinin bozul-masındaki başat neden, ABD’nin terör örgütü PYD/YPG veya PKK’yı silahlandırması, koruyup kollaması ve bir terör devletinin yolunu açması. Hani ABD arada bir YPG ile PKK birbirinden farklı gibisinden hava estiriyor ya, hepsi algı operasyonu. Daha doğrusu, CIA’nın kurguladığı kirli tezgâhın parçası. Çünkü Suriye’den Sincar’a gelen YPG’li PKK’lı terörist oluyor ya da tam tersi, Sincar’dan Suriye’ye geçen PKK’lı terörist YPG’li sayılıyor. Yani adam aynı adam, silah aynı silah ama harf değişiklikleriyle yersen durumu söz konusu...

Haberin Devamı

Kaldı ki hadi ikisinin farklı olduğu yutturmacasını yedik diyelim ve ABD’nin terör listesine koyduğu PKK ile mücadele ettiğini varsayalım. Peki, bu ne kadar inandırıcı? Hiç... Özellikle de hem geçmişte PKK’ya gizliden yaptığı destekler hem de son dönemdeki oyalama taktikleri dikkate alındığında. Örneğin, ABD geçtiğimiz kasım ayında PKK’nın Kandil’deki lider kadrosunun başlarına milyon dolarlık ödüller koydu ve sonlarının geldiği havası estirdi. Ancak şu ana dek ABD’nin gölgesinde atıp tutan Kandil’deki terörist başlarının seslerinin kesilmesi dışında pek bir gelişme olmadı. Üstelikte CIA’nın kimin nerede olduğunu bilmesine rağmen... Dolayısıyla da ABD’nin PKK’yı bitirme gibi bir niyetinin olmadığı da çok açık ve net. Dün bu durumu bir üst düzey bir istihbarat yetkilisine sordum. Yanıtı şuydu:

“Kandil’dekilerin başına ödül konulması Suriye’nin kuzeyine dönük ABD’nin isteklerini yerine getirmemesi ve İran’ı durduracak güçte olmamalarından kaynaklandı. Çünkü üçünün de (Karayılan, Bayık, Kalkan) İran’a yakınlıkları vardı. ABD bunu fark etti ve onları ekarte etmek istedi. Büyük ihtimalle üçü de önümüzdeki dönemde gidecek ve yerlerine ABD’nin sözünü daha çok dinleyen birileri gelecek. Kim oldukları bellidir bile...”

CIA istese üçünü de susturabilir yani?

“CIA yerlerini biliyor, bu işi doğrudan yapabilir ama o zaman örgütü karşısına alır. Amaçları PKK içinde bir anlaşmazlık yaratmak ve o anlaşmazlıkla bunların devrilmesini sağlamak. Yani bu temizliği bizatihi kendi içlerinde yaptırtmak istiyor. Ve örgütün başına ABD’nin sözünü daha çok dinleyen bir lider grubunun gelmesini amaçlıyor. Yoksa CIA hedef alır, öldürür adamları; yerlerini, attıkları adımları biliyorlar.”

Haberin Devamı

ABD’nin sadece Suriye’deki YPG’yi değil, Kandil’deki PKK’yı da doğrudan kolladığını belirten yetkili, bunun bir başka göstergesinin de DAEŞ’le mücadele bahanesiyle verilen silahlar olduğuna dikkat çekerek, devam ediyor:

“YPG/PKK’ya verilen silahların geri alınması, toplanması söz konusu bile olamaz çünkü isteseler de bunu yapamazlar. Bunlar 1991’de de söylendi, denendi ve böyle bir şey olamayacağı ortaya çıktı. 1991’den sonra PKK’nın eylemlerinin artmasının nedeni falan buydu yani. Irak’ta verdikleri silahları toparlayamadılar ve onlar olduğu gibi PKK’nın eline geçti, Saddam’ın depolarındakiler de dahil. Şimdi de böyle...”

Özetle; PYD ve YPG’nin PKK’nın harf değiştirilmiş türevleri olduğu malum. Yani PKK eşittir PYD eşittir YPG... Aslında bunu en iyi bilen de YPG’yi farklıymış gibi göstermeye çalışan ABD. Dolayısıyla da sarf ettiği “PKK terör örgütüdür”, “PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanındayız” şeklindeki sözleri de bildik hikâye...