Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son yıllarda daha çok “kedicikleri”yle ön plana çıkan Adnan Oktar’ın aslında yediği haltları bilmeyen yok. Yani bugün gözaltında alınan ifadelerden sızan el konulan mal varlığı, evlilik vaadiyle kandırılan kızlar, şantaj kasetleri ya da evlerde ele geçen silahlar gibisinden şaşırtıcı detayların hepsi zaten çoktan kayıtlara geçmiş bilgiler... Özellikle de ünlü ailelerin çocuklarının gruba katıldığı ya da zorlandığı 1990’lı yıllardan itibaren. Anımsıyorum da o yıllarda oğlunu, kızını, dolayısıyla da malını, mülkünü kaptıran öyle ünlü isimler vardı ki gerçekten şaşırmamak elde değildi. Yine o günler manken ya da sanatçı genç kızlara kanca atılmaya başladığı dönemdi. Adnan Hoca’nın yakışıklı ve sözde zengin müritleri kızları evlilik vaadiyle kandırıp, gruba dahil ediyordu. Aynen bugün denildiği gibi. Tek fark, o günlerde kandırılan kızlar, bugünkü gibi açılıp, saçılmak yerine kapanıyordu. Örneğin, o dönemde Adnan Oktar’ın sağ kolu denilen Bahadır Güven tarafından kandırılan dönemin en ünlü iç çamaşırı mankeni ya da şimdilerde ekrandan başkalarıyla yaptığı iffet tartışmaları nedeniyle cezaevine giren bazı ünlüler gibi. Çünkü her ikisi de o günlerde kendileriyle yaptığım söyleşilerde farklı görüntüleri ve düşünceleriyle karşıma çıkmışlardı. Nitekim biri halen de öyle...

Haberin Devamı

İşte bu gelişmeler üzerine de 1990’lı yıların sonunda nihayet düğmeye basılmış ve Adnan Hoca ile müritleri, kandırılan kızlar gözaltına alınmıştı. Operasyonlarda ortaya çıkarılan Adnan Hoca’ya ait üçü yurt dışında 19 şirket ve mal varlığına da el konulmuştu. Aynen bugün olduğu gibi. Biz de “Şantaj Holding AŞ!” başlıklı yazımızda (31 Ocak 2000) bu yapıyı ve onu besleyen mali tezgâhın detaylarını (iddianameye dayanarak) şöyle aktarmıştık:

Adnan Hoca’nın bacı imamları

Yedi kardeş imama bağlı 200’e yakın erkek müritle üç bacı imama bağlı 100’e yakın kadın mürit 40 ev ve villada ayrı ayrı oturuyor ve birbirleriyle görüşmüyorlar. Başta seks, tüm yaşam biçimlerini “Ecir Felsefesi” belirliyor. Yani “Bu dünyada kardeşine (müridine) iyilik yaparsan, karşılığında iyilik bulursun” mantığı. Örgütün mali yapısı ve gelir kaynaklarını oluşturan sistem de böyle ve iki ana başlık altında çalışıyor. Bunlardan biri “Kardeş Payını Unutma (KPU).” Bu alınan eşya ve gıdanın grup üyelerinin kaldığı evler arasında bölüştürülmesi ya da fazlasının diğer kardeş ve bacılara gönderilmesi manasına geliyor. Ama bu sistemler örgütün sadece günlük yaşantısını temin edecek düzeyde bir mali organizasyon.

Haberin Devamı

Diğer sistem “İhtiyaç Fazlasını Cemaate Ver” sayesinde ise örgüte oluk gibi para akıyor. Çünkü sisteme göre, kız - erkek fark etmeksizin ihtiyacının fazlasını örgüt evine bırakıyor.

Tabii asıl kaynak bağış denilen yöntemle gerçekleşiyor. Adnan Hoca’ya tabi olan insanlar zaman içerisinde ikna yoluyla gayrimenkullerini, araçlarını örgüte hibe ediyorlar. Ya da baskı-şantajla bağış diye ellerinden alınıyor.”

Özetle, makarayı başa sardık ve aynı filmi tekrar izliyoruz. 19 yıl öncekinde çete oluşturmak ve tehditle menfaat sağlamak suçundan tutuklanan Adnan Hoca şikâyetçilerin baskı sonucu ifade verdiklerini söylemeleri üzerine 8.5 ay sonra tahliye edilmişti. Bakalım bu kez “son” nasıl olacak?..