Büyük koalisyonun tartışıldığı bugünlerde; bu seçeneğin anavatanı, yani yıllardır karşıt görüşlü idelojiye sahip iki büyük partinin ortaklığıyla yönetilen Almanya’daydık. Aslında geliş nedenimiz Türkiye’den sadece Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın davetli olduğu Almanya Belediyeler Birliği’nin toplantısını (9-10 Haziran) izlemekti ama, 7 Haziran’da sandıktan çıkan sonuçla gündeme gelen “büyük koalisyon” seçeneği ve “Almanya örneği” bu geziyi daha da anlamlandırdı. Çünkü bugün ülkemizde karşıt görüşlü iki büyük parti ortaklığı olabilir mi? tartışması sürerken olabildiğini, kavgasız, birbirini aşağılamadan, hatta gülerek, eğlenerek siyaset yapılabildiğini de gözlemledik. Dahası, Alman politikacıların, yıllar önce ülkelerine işçi olarak gelen Hasan Kılıç’ın oğlu Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ı dakikalarca ayakta alkışladıklarına tanık olduk. Ülkemiz adına gururlandık...
Ude’den stand up
Dresden’deki etkinliğin ilk gecesinde Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yemeğine katıldık. O nedenle öncelikle Almanya’daki 1500’e yakın belediyeden yaklaşık 250’sini yöneten SPD’lilerin katıldığı bu yemekten söz etmekte yarar var. Özellikle de siyasilerin mütevazılığı ve davranışları açısından. Şöyle ki;
Yemekli toplantının yapılacağı ve giriş katında bira üretilen tarihi binaya ulaşana dek yolda eskortluk görevi üstlenen tek bir polis ya da çakarlı lambası olan makam aracı görmedik. Binanın önüne geldiğimizde de yolu tıkayan siyah araçlar yerine kaldırıma “ip gibi” dizilmiş bisikletler vardı. Ya da bizim yaptığımız gibi taksi tercih edilmişti. Salon girişinde de polis ya da özel güvenlik yerine davetliler ve masa düzenini kontrol eden güler yüzlü, şık giyimli kadınlar - erkekler görevliydi. Gelenlerin dağılımı da kadın-erkek oranı olarak eşit ağırlıktaydı. Açıkçası, ilk görüntüler bizdekinin tam zıddıydı. Nitekim devamı da öyle oldu...
Saat 20.00’de başlayacağı söylenen etkinlik tam zamanında başladı ve kadınlı- erkekli partililer bira ya da şaraplarını yudumlarken konuşmalara geçildi...Hiçbir taşkınlık ya da konuşmacıyı rahatsız eden çatal-kaşık gürültüsünün yaşanmadığı gecenin yıldızı ise 23 yıl Münih Anakent Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra yaş haddi gerekçesiyle bırakan SPD’nin simge isimlerinden Christian Ude’ydi... Yaklaşık 1.5 saat konuştu ancak hiç sıkmadı... Çünkü basmakalıp, sert siyasi mesajlarla ortamı germek yerine, ülkesini yönetenlere, partisine, kendisine yönelik esprilerle herkesi bol bol güldürdü. Daha doğrusu politik stand up yaptı... Konuşmasının son bölümünü de 40 yıl önce Tunceli’ye yaptığı ziyaret ve Münih Belediyesi’nde işçi olarak çalışan Tuncelili Hasan Kılıç’a ayıran Ude sözlerini “İşte o günlerde küçük bir çocuk olan Ali Kılıç şimdi Maltepe Belediye başkanı olarak aramızda” diye noktaladı...
Maltepe konuşuldu
Ertesi günkü etkinliğe ise sadece SPD’li değil tüm siyasi partilerden bin 200 civarında belediye başkanı katıldı. Açılış konuşmalarını Dresden Eyaleti Belediye Başkanı ve Almanya Belediyeler Birliği Başkanı Dr. Ulrich Maly ile Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble’nin yaptığı ve Christian Ude’nin delegelerin tamamının oyunu alarak birliğin onursal başkanı seçildiği toplantıda Ali Kılıç da Alman meslektaşlarına Maltepe’yi ve hedeflerini anlatma fırsatı buldu.. Bu arada da ilçesini tanıtan Almanca bir kitapçık dağıtarak, ekim ayında Maltepe’de yapılacak toplantıya herkesi tek tek davet etti. Bu toplantının içeriği ve amacını da dönüş yolunda Ali Kılıç’tan dinledik:
“Uluslararası ilişkilerde siyasi sorumluluğu sadece hükümetlere ve siyasi partilere bırakmamak gerekiyor. Yerelde de belediyelerin birbiriyle yakınlaşması halinde mevcut ya da olası ön yargıların kaldırılması ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek mümkün olabilir.Bu düşünceden hareketle 23-25 Ekim’de Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde üç gün süren bir sempozyum hayata geçireceğiz. Türkiye’deki tüm siyasi partilere bağlı belediye başkanlarının yanı sıra Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Avusturya, Almanya, İsviçre, Belçika, Hollanda gibi ülkeler başta olmak üzere Ermenistan, Irak, İran, Suriye ve Çin’den de belediye başkanlarını davet ediyoruz. Daha alt kademelerden başlayarak toplumsal dayanışmayı, işbirliğini, sağlayarak dünya barışına katkı sunmak istiyoruz. Bunda da Türkiye’nin kıtalararası bir geçiş köprüsü rolünü alabileceğini düşünüyoruz.”
