Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FETÖ’yle bağlantılı ihraç ve tutuklamalar sonucu pilot sayısı kritik eşiğe düşen Hava Kuvvetleri bu açığı kapatmak amacıyla bir vesileyle ordudan ayrılanlara dönüş yolu açmak ya da pilot eğitiminin son aşamasında basit nedenlerle elenenlere fırsat tanımak gibi bir dizi önlem aldı. Bu arada da 15 Temmuz’dan hemen sonra Kara, Hava, Deniz ile Jandarma Komutanlığı’nda muvazzaf (uçak, helikopter teknisyeni, bakım personeli) olarak görev yapan ve dışarıdan Uluslararası Havayolu Taşımacılığı Lisansı (ATPL) alan (aralarında Amerikan Pilot Uçuş Sertifikası olanlar da var) çok sayıda astsubay da muharip ya da ordunun ihtiyacı olduğu yerde pilot olarak görevlendirilmek talebiyle başvurdu. O günden bu yana geçen bir yılda bunlardan ilk ikisinde olumlu gelişmeler oldu ancak lisanslı astsubayların TSK’dan pilotluk isteği havada kaldı. Daha doğrusu önce reddedildi, ardından da yönetmelik değişti. Hem de ilginç gerekçelerle... Örneğin 22 Ekim 2016 tarihli başvuru reddedilme yazısında şöyle denildi:

Haberin Devamı

“....helikopter teknisyeni asb.ların Hususi Pilot Lisansı veya Ticari Pilot Lisansı belgesi almış olmaları nedeniyle pilot branşına geçişlerinin onaylanması durumunda diğer branşlardaki (Bakım, İkmal, Muhabere vb.)tüm subay, astsubay, uzm. çvşların da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden onaylı Hususi Pilot Lisansı veya Ticari Pilot Lisansı alması durumunda pilot branşına geçmesine emsal teşkil edecektir.

Sonuç olarak; “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden onaylı Hususi Pilot veya Ticari Pilot lisanslarının geçerliğinin sağlanarak sabit kanatlı uçaklarda pilot olarak görevlendirilmesi talebinin” ilgi (c) Kanun kapsamında ilgili uçuş kurslarına komutanlık tarafından tertip edilmemiş olması ve diğer branşlardaki personelin pilot branşına geçmesi için emsal teşkil edecek olması nedeniyle uygun olarak değerlendirilmediği...”

İlginçliğin ikinci ayağı da kısa bir süre sonra (Aralık 2016) yapılan yönetmelik değişikliği oldu. Orada da askeri personelin seçebileceği branşlar sıralanırken, pilotluk hanesine (subaylar) yazıldı. Yani yeni mevzuatla astsubayların pilotluk branşını seçme yolu hepten kapatıldı. Konu şu anda Kamu Denetçiliği Kurumu’na iletilmiş durumda. Ancak oradan bazı başvurulara gelen yanıtlar da “kurumun görev alanına girmeyen konu” gibisinden çözümden ziyade teknik içerikte. Yani yine havada...

Haberin Devamı

Hafta sonu bu durumdaki bazı astsubaylarla konuştum. Özetle söyledikleri şunlardı:

“15 Temmuz’dan sonra pilot açığı ortaya çıkınca madem devletin ihtiyacı var bizden de yararlanın diye başvurduk. Ama bu örnek teşkil eder diye reddettiler. Ne, yaptıysak biz. Bir de sizi o kurslara biz göndermedik, siz kendiniz gidip aldınız o nedenle de bizim pilot tanımımıza uymuyorsunuz dediler. Yani Sivil Havacılık’tan aldığın pilot belgen önemli değil, senin lisansını ben onaylarsam pilotsun diyorlar ama şimdi aynı okullara eğitim için pilot adaylarını gönderiyorlar. Bizim için F16 pilotu olmak mevzu değil, devletin neresinde ihtiyaç varsa fark etmez. Hiç uçuş bilgisi olmayan üniversitenin mobilya bölümünden mezun olan adamı alıp pilot yapıyorlar, kendi içinden yetişmiş, devletine ve milletine bağlı adamları değerlendirmiyorlar.”

Haberin Devamı

Uçaklar hangarda

Yaşanan bu gelişmeleri Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği(TEMAD) Genel Başkanı Ahmet Keser’e de sordum. O da özellikle, astsubayın pilotluğu diğerlerine emsal teşkil eder yorumuna tepki göstererek şöyle dedi:

“Bu kötü örnek teşkil eder ne demek? TSK’da pilot ihtiyacı var, bunu karşılayan kaynak da var ama ‘sen kötü emsal teşkil edersin, memleket uçaksız, pilotsuz kalsın, yeter ki sen uçurma bunu’ diyorlar. Astsubayın pilotluğu kötü örnekse Türkiye’nin ilk savaş pilotu ve bugün savaş uçağına adı verilen Vecihi Hürkuş bir astsubaydı. Bugünkü orgenerel, korgeneral rütbesindeki pilot subayların büyük kısmının hocası astsubaydı.”

Eskiden astsubayların pilotluk yaptığını yineleyen Keser’in devamında söyledikleri de şöyleydi:

“Şimdi mevzuata göre pilot adayları subaylardan seçiliyor deniliyor. Bunu değiştirirsiniz olur biter. Ya da alın subay yapın adamı illa subay istiyorsanız. Uçağın pilotunun rütbesi memleketin istikbalinden daha mı önemli. Bu insanlar bir yılda eğitime tabi tutulur belli bir noktaya getirilebilirdi. Uçaklar hangarlarda duruyor, öbür tarafta Silahlı Kuvvetlerin içerisinde bu işi ben yaparım diyen kendi imkanlarıyla, parasıyla lisansını almış pilotlarımız var ama bunları mevzuat böyle diyor diye kullanmıyoruz. Yani bir anda Harp Akademisi’ni harp okullarını, askeri liseleri, hastaneleri kapatan kudret çok önemli bir konuda kılını kıpırdatmıyor.”

Neden olabilir?

“Ya anlatamıyorlar. Ya da FETÖ’cülerin hala bu konuları yönlendirdiğini düşünüyorum bir kötü ihtimal bu. Diğer kötüsü de şu; kast anlayışı Silahlı Kuvvetleri kuşatmış memleketin en fazla ihtiyaç duyduğu anda bile ülke ihtiyacı mı, kastın ihtiyacı mı galiba burada tercihi kasttan yana kullanıyorlar...”