18 Nisan 2013 tarihli “Ordudan neden ayrılıyorlar?” başlıklı yazımızda, TSK’dan kendi istekleriyle ayrılan profesyonel askerlerin rahatsızlıklarını dile getirmiştik. Çünkü son üç yılda üniformasına veda eden profesyonel askerlerin (çoğunluğu astsubay) sayısı 20 bini geçmişti. TBMM’de tartışmalara ve soru önergelerine konu olan bu kopuşun nedenlerini Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Genel Başkanı Ahmet Keser, o gün şöyle sıralamıştı:
“Mobbing, ekonomik sorunlar, kast sistemi, mesleki tatminsizlik. Sistemde personeli tutacak neden kalmadı.10 yıllık mecburi hizmeti bitiren ayrılıyor. Personel huzursuz, mutsuz ve aidiyetini yitirmiş durumda. Bunu da yaptığı uygulamalarla idareye yansıtıyor.”
Ne beklersiniz? Sorun neyse çözülsün, huzursuzluk giderilsin. Ama hayır, aradan 7 ay geçmesine rağmen adına ne derseniz deyin (emeklilik, istifa) bu kopuş sürüyor. Sadece eylül ve ekim aylarında TSK’dan ayrılan astsubay sayısı 1308...Ayrılmak isteyen 638 astsubayın dilekçesi ise onay bekliyor. Bunların artarak devam eden “tepki istifaları” olduğunu vurgulayan Keser’in bugünkü tespitlerine bakalım;
“Düzelme olmadı aksine rahatsızlığı bastırmak için getirilen Disiplin Kanunu’yla birlikte mobbing ve adaletsizlik örnekleri arttı. Hakaret, dayak olayları nedeniyle tabanda hukuksuzluk, adaletsizlik, hırpalanmışlık duygusu hakim. İnsanlar kendini değersiz hissediyor. O nedenle de orduda huzursuzluk lafı artık hafif kalıyor. Çünkü kırgınlık değil, kızgınlık dönemi yaşanıyor.”
Meslek tanımındaki (t) harfinin kaldırılmasına yönelik taleplerin de tabandan gelen bu rahatsızlığın işaret fişeği olarak görülmesi gerektiğine dikkat çeken Keser, kızgınlığın öfkeye dönüşmemesi için amortisör görevi yaptıklarını söylüyor.
‘Gezi’ değil ‘kişi’ ruhuym uş
Marmaray’da aksaklıklar çoğalınca bir “gezi ruhu” iddiası atıldı ortaya. “Kötü niyetliler imdat frenini çekiyorlar” demeye getirenler bile oldu. Ve elektrik kesintisi, tünel içinde yürümeye izin verilmesi, tamamlanamayan istasyonlar gibi teknik aksaklıkları unuttuk, ruh peşinde koşmaya başladık. Ama reel teknik sorunlara bahane bulmak için çok uzun komplo teorileri üretmek de gerekmiyormuş. Çünkü; Marmaray gezginleri ile yapılan röportajlara biraz olsun kulak verince faili meşhur (!) ruhu bulduk..
15 gün bedava olunca iki kıta arasında deniz altından seyahate, İstanbul dışından meraklılar bile akın etmiş.. Aralarında ilk kez modern bir raylı sisteme binenler de var. Hatta “10 kez gittim geldim” deyip, lunapark özlemi gideren de... Hal böyle iken araştırma için yorulmak yanlış. “Çek bakalım oğlum şu kolu” ya da “Bas evladım şu düğmeye amcalar görsün” diyenler bile çıkmış olabilir. Özetle bu, “gezi” değil, topraklarımızda yetişen “kişi” ruhuymuş...
Meslek odalarından YSK kararına tepki
Yüksek Seçim Kurulu’nun, meslek odası başkan ve kurul üyelerini, mahalli seçimde aday olmak için görevlerinden istifa etmek zorunda bırakan yeni kararına göre; seçilemeyen görevine geri dönemeyecek. Kararı “2 milyonu aşkın kişinin adaylığına engel” diye yorumlayan oda temsilcileri, bunun Anayasa’ya, kanunlara ve katılımcı demokrasi anlayışına aykırı olduğunu söylüyor. En çok meslek odası ve kurul üyesi bulunan İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz da, “Milletvekili seçiminde seçilemeyenler eski görevine dönmekte, mahalli seçimde seçilemeyenler ise dönememekte. Bu durum hukukun ruhuna aykırı” diyor.
Kırmızı hat
*Bizler 2013 yılının Nisan ayında yaklaşık 14 bin lisans ve yüksek lisans mezunu adayın girdiği ve sadece 5 bin 180 adayın kazandığı ardından eylül ayında yapılan sınavla birlikte yaklaşık olarak sayıları yedi binli rakamlara ulaşan İşsiz İş ve Meslek Danışmanlarıyız. Nisan 2013’ten bugüne kadar geçen sürede sesimizi hükümete ve Türkiye kamuoyuna duyurmak için inanılmaz bir mücadele içerisindeyiz.
