Vatandaşa hizmet sözüyle koltuğa oturan belediye başkanları çevresinde olan biteni görmüyor. Ya da görmek istemiyor. Bir çoğu da asli görevini unutup, politik - avanta yatırımlar peşinde koşturuyor. Örneğin; Gaziosmanpaşa Belediyesi kafayı külliye ve kuran kurslarına takmış. Sokaklarını çöp götüren Üsküdar'ın başkanı denizi temizlemeye soyunuyor. Çiçeği burnunda Bahçeşehir Belediyesi vatandaşın kazıklanmasına göz yumuyor. Kentin her yeri patlamaya hazır bombalarla dolu. Fabrikalar, akaryakıt - LPG istasyonları konutların arasına sıkışmış ama; hiçbiri oralı olmuyor... Ve istisnasız tümü aynı kaldırımı defalarca söküp döşüyor. Sonra da para yokluğundan yakınıyor!..
Önce Şişli
Mustafa Sarıgül, genç - dinamik bir başkan. Doğruyu söylemek gerekirse seçim öncesinde harıl harıl çalıştı. Ama bugün eleştiriler var. Okurumuz
C. Refik Ongan, tespitlerini şöyle sıralıyor:
"Kente sahip çıkmak uygarlıktır diye bir yenileme çalışması var. Öncelikle Rumeli Caddesi'nde yoğunlaşıyor. Binaların dış görünüşleri elbette önemli. Ancak içleri nasıl acaba? Şair Nigar Sokakta ne zaman kaldırımda yürüyebileceğiz? Yol yapıldı ama; oranın toptancı sokağı olduğu unutuldu. Yayalar yolda, arabalar kaldırımda. Kaldırımlardaki sebze - meyve tezgahlarından kurtulabilecek miyiz? Yeni yapılan
Abdi İpekçi Anıtı'nın etrafı ve kaldırımlar arabalardan kurtulacak mı? Niye Rumeli Caddesi'nde yükleme ve boşaltma saatlerine uyulmuyor? Nedense birçok sokakta trafik işareti yok. Karaköy dolmuşları tek yönlü bir trafiğe (Teşvikiye Caddesi) ters olarak senelerdir giriyor."
Bar pidesi!..
Sırada Bahçeşehir Belediyesi var. Malumunuz yeni kuruldu. İlk dönemde hayli çöp sorunu yaşandı ama; şimdi düzene girmiş gibi... Ancak hala yola girmeyen işler mevcut. Örneğin; esnaf bildiğini okuyor, fiyatlar el yakıyor. Hafta sonu Gölet mevkiindeki bir lokantaya (saat 16.00) girdik. İki kıymalı pide, dört ayran, bir soda 9 milyon lira... Çünkü, yediğimiz normal değil
'bar pidesiymiş...' Üstelik işletmecisi, Bahçeşehir'in en ucuz yeri olduğu iddiasında. Gelelim fatura komedisine; gündüzleri lokanta, akşam üstleri taverna, geceleri de bar hizmeti (!) veren yerin ruhsatı da
Turizm İnşaat ve Nakliyat Dış Ticaret Ltd. Şirketi adına...
DMS fos çıktı
Türkiye'de ilk kez kamuda adam kayırmacılığını önlemek amacıyla yapılan Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) bekleneni vermedi. Sınavla ilgili iddialar ayyuka çıktı. Üstelik yaptırımı da yokmuş. Yani sınavı kazansan da hikaye. Son söz ilgili bakanın, genel müdürün iki dudağının arasında. İstemiyorum derse yapacağın bir şey yok.
Hataların kaynağı 400 bin kişinin bilgisinin optik okuyucu değil tek tek elle girilmesi. Erkek hemşire, kadın koruma- güvenlik ya da mühendis yerine veteriner atamalarıyla ilgili komedilerin bir bölümü medyaya yansıdı. Ama bilinmeyenler de var. Devlet Personel Başkanlığı'ndan bir yetkili şöyle diyor:
Yüzlerce özürlü mağdur
"En önemli sorunlardan birisi de kamuoyunun yeterince aydınlatılmaması. Örneğin; sınava çok sayıda
özürlü vatandaş girmiş ve çeşitli kamu kurumlarına yerleştirilmiştir. Oysaki kamu kurumları için özürlü personel çalıştırma oranı yüzde 3 olup, yapılan ayrı bir sınav da var. Bu durum açıklanmadığından sınava girip kazandığı halde işe başlatılmayacak yüzlerce aday bulunuyor. Diğer taraftan
askerlikle ilişiği olmamak ve
askerliğini yapmış olmak ifadeleri arasındaki fark vurgulanmadığından adaylar niteliklerine uymayan tercihlerde bulunmuş, yüzlerce kişi mağdur edilmiştir."
Yasağa tepki
Ankara'nın çay ve muzun transit ihracatını durdurmasını eleştirenler de var. Malumunuz karar paraşüt operasyonu sonrasında hayali ihracatı önlemek amacıyla alınmıştı. Okurumuz
M. Salih Keskin, şöyle diyor:
"Bakanlığın görevi gümrüklerde kaçakçılığı önlemektir. Kaçakçılık yapılırken önlem almayanların bugün yapılabilir diye yasak getirmesi çok manidardır. Kaçakçılara meydana boş bırakan, ancak 'Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra' dürüst çalışanlarıve ülke ekonomisini cezalandıranların amaçlarını anlamak mümkün değildir."
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr
