Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hararetli, oldukça sataşmalı ve yasak ihlalleri açısından çok tartışmalı bir kampanya sürecinin sonlarına geldik. Artık sandık, yani demokrasinin gereği ve vatandaşlık görevi olan oy kullanma zamanı. Daha doğrusu ülkenin geleceğine dönük kader anı... O nedenle bu seçim döneminde liderlerin birleştiği tek nokta olan “Herkes oyunu kullansın” vurgusu çok önemli... Hem halkın iradesinin tam yansıması hem de sandıktan çıkacak dengeler açısından. Çünkü seçime saatler kaldı ama kimsenin 8 Haziran’a dönük net bir öngörüsü yok, olacak gibi de görünmüyor. Zira yarım veya bir puanlık farklarla (artı- eksi) tek başına iktidar ya da koalisyon olasılıkları söz konusu. Dahası sonuca göre; kaos ya da istikrar iddiaları, korkutmaları nedeniyle kafalar hepten karışmış durumda. İşte bu yüzden de tek bir oy bile çok kıymetli...Nitekim liderler de bunun farkında ve son ana kadar ikna turlarını sürdürmekte kararlı... Peki bu saatten sonra ya da son dakikada seçmen davranışlarında değişiklik olur mu? Soruya yanıt kamuoyu araştırmacısı Adil Gür’den geliyor:
“Seçimde HDP’nin barajı geçme, AKP’nin dört partili Meclis durumunda bile tek başına iktidar olma iddiaları nedeniyle yarım puan, bir puan çok önemli. Yoksa seçimden bir ay önce neyse seçim akşamında değişecek farklılık bir elin bir iki parmağından daha fazla olmaz. Yani seçim akşamı seçmenin yüzde beşi ya da daha fazlası bir partiden diğerine göç etmez. Bunun da temel nedeni Türkiye’de siyasi partiler arasındaki kutuplaşma... Seçmen davranışına baktığınızda partiden partiye geçişlilik kolay bir iş değil.”
Soruyoruz Adil Gür’e:
- Son anda büyük kaymalar olmaz yani?
“Şapkadan tavşan çıkarmak lazım. Son dakikada çok önemli bir gelişme yaşanırsa belki... Ancak yüzde yarımın, birin bu kadar değerli olduğu bir seçim de olmadı.”
***
Bu seçimde her bir oyu çok kıymetli hale getiren nedenler sadece yüzde 10’luk baraj ya da iktidar hesaplarıyla sınırlı değil. Bir de siyasi partilerin hazine yardımından yararlanabilmesi için öngörülen yüzde 3’lük oy barajı gibi yeni hedef var. Şöyle ki; Siyasi Partiler Kanunu uyarınca, son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve genel barajı aşmış bulunan siyasi partilere her yıl, o yılki Genel Bütçe Gelirleri cetvelindeki tutarın 5 binde 2’si oranında mali yardımda bulunuluyor. Bu şekilde hesaplanan ödenek tutarı da devlet yardımı yapılacak siyasi partilere, genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulu’nca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı şekilde bölüştürülüyor. Örneğin 2015 yılı için siyasi partilere öngörülen destek toplamda 531.1 milyon (AKP:298, CHP:155.3, MHP: 77.8)liraydı. Bu arada genel barajı aşamayan ancak milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 7’sinden fazlasını alan siyasi partilere de devlet yardımı yapılıyordu. Ancak son seçimlerde geçen olmadığı için yardım alan olmamıştı. Şimdi bu baraj 7 Haziran seçimlerinden geçerli olmak üzere yüzde 3’e indirildi. Yani hafta sonundaki seçimde geçerli oyların yüzde 3’ünü alan siyasi partiler de artık devlet yardımından yararlanacaklar. Bu da asgari bir milyon lira olacak, aldığı oy oranına göre de artacak. Seçim olduğu yıllarda ise katlanacak. Bu nedenle de “tek bir oy” kaygısı diğer partilerde de oldukça hissediliyor. Üstelik bu konuda idddialı partiler de mevcut.
Dedik ya; 7 Haziran tek bir oyun en kıymetli olduğu seçim... Her seçmenin de bunu iyi bilmesinde yarar var...