Program ve söylem-leriyle daha çok “İktidar olmak istemiyor” izlenimi veren CHP dün ilk kez “Tek başına iktidara adayım” havasındaydı... Hem açıklanan seçim bildirgesinin içeriği hem de Kılıçdaroğlu’nun net ve iddialı üslubu açısından. Çünkü CHP lideri beş ana başlık altında topladığı konuşmasında sadece vaatleri sıralamakla kalmadı, bunları gerçekleştirmek için ilk yüz gün, ilk bir yıl gibi somut ve iddialı hedefler de koydu. Dahası, bugüne dek ağırlıkla orta yaş ve üstü kesimden oy aldığı bilinen CHP’ye gençleri çekmek için bildirgeyi onlara atfetti ve siyasete girin çağrısı yaptı. Bunları yaparken de hiçbir parti başkanı ya da siyasiye dönük sert ve kırıcı tek bir söz kullanmadı. Yani 7 Haziran sonrasındaki süreçte kamuoyunda CHP’ye artı puan getiren uzlaşmacı ve kucaklayıcı tavrını sürdürdü. Ve ülkenin sorunlarını çözmeye talip olduklarını sık sık yineleyerek 1.5 saatlik konuşmasını şöyle noktaladı:
“AKP 13 yılda Türkiye’yi bu hale getirdi, MHP her şeye hayır diyor, HDP Türkiye’yi yönetmeye hazır değil.
Tek adres Önce Türkiye diyen CHP.”
1 Kasım’da sandıktan ne çıkar bilinmez ama CHP’nin topluma, toplumun sorunlarına çözüm odaklı bu tavrıyla doğru yolda olduğu kesin...
İstanbul’da bisikletli seçim kampanyası
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bildirgeyi açıklamasıyla birlikte CHP İstanbul örgütünde de seçim startı verildi. Hafta sonu İstanbul’da 959 mahallenin temsilcileri ve milletvekili adaylarının katılacağı toplantı var. Bu toplantıda partililere seçim bildirgesinin detayları anlatılacak, sonrasında da 39 ilçe başkanına kampanya süresince kullanılacak kiralık minibüsler ve seçim malzemeleri teslim edilecek. Pazartesi sabahından itibaren de Murat Karayalçın’ın deyimiyle “çok mütevazı bir bütçeyle iddialı bir kampanya” süreci başlayacak. İşte o kampanyaya dönük, Karayalçın’la yaptığımız sohbetin satır başları:
- İstanbul’da hedefimiz bir milyon yeni oy almak. 7 Haziran’da 2 milyon 400 bin dolayında oy almıştık. Şimdi bunun üzerine bir milyon daha eklemek için çalışıyoruz.
- Önce Türkiye İstanbul diye bin kişilik bir ekip kuruyoruz. Bunlar kentin değişik yerlerinde bisikletleriyle ya da yaya olarak dolaşarak canlı billboard görevi üstlenecekler. Taksim ve Kadıköy gibi önemli meydanlar ve güzergâhlarda partililer bayrak, flama sallayacak. Çünkü genel merkezin verdiği siparişler dışında İstanbul İl Örgütü olarak bizim billboard kiralayacak paramız yok.
- 7 Haziran öncesi koyduğumuz kadınlı-erkekli 40 bin kişilik ekiple 4 milyon konutu ziyaret etme hedefinin yarısını gerçekleştirdik. Şimdi kalanını tamamlayacağız. Buna dönük olarak ‘komşuluk toplantıları’ adıyla örgütlenmeler yapılacak.
- Sultanbeyli, Arnavutköy gibi yüzde 10’un altında oy aldığımız ilçeler ve bazı mahallelerde İl Yönetim Kurulu üyelerinin başkanlığında özel çalışma yapılacak. Her ev ve işyerinin kapısı çalınacak.
- Miting için proje yaptık, Genel Başkan’ın onayını bekliyoruz.
Beş yüz elli binden fazla seçmen oy kullanamayacak
Bıçak sırtı dengeler nedeniyle tek bir oyun bile çok kıymetli olduğu 1 Kasım’da seçmen listelerinde adı bulunmayan yurtiçinde 553 bin 468, yurtdışında da 376 seçmen oy kullanamayacak. Bir başka deyişle, yurtiçindeki 54 milyon seçmenin yüzde biri istese de sandığa gidemeyecek. İddialar bunların listelerden kasıtlı olarak silinen muhalif görüşlü kayıp seçmenler olduğu yolunda. Bu durumun adres beyanında bulunmamaktan kaynaklandığını savunan YSK ise şu görüşte:
“Seçmen kütükleri Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ndeki verilerle oluşturuluyor. Merkezi Nüfus Sistemi’ne (MERNİS) kayıtlı bir kişinin seçme hakkını kullanabilmesi için adres beyanında bulunması şart. Kayıp seçmen yok, MERNİS’te kaydı görünen ama herhangi bir nedenden (vergi borcu, alacaklısından kaçmak vb) adres beyanında bulunmadığı için listelere giremeyenler var...”
