Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Sallantı başladı, deprem korkusu aklımıza düştü. Kuzey Anadolu Fay Hattı, olası deprem senaryoları yine gündemde. Ve yine bilim adamları kıymetlendi, acil önlem - eylem toplantıları yoğunlaştı.
       İyi de düne kadar aklımız neredeydi? Hani 17 Ağustos ve 12 Kasım facialarını unutmayacak, unutturmayacaktık. Hani 'Deprem değil, çürük bina öldürür' sloganıyla çıktığımız yoldan dönmeyecektik. Çevrenize bir bakın, o günden bu yana değişen bir şey var mı?..
       TBMM Deprem Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporu anımsayın. Devlete yönelik zehir zemberek eleştiriler vardı. Komisyon üyesi ANAP Eskişehir Milletvekili Yaşar Dedelek de daha iki - üç ay önce meclis kürsüsünden şunları söylemişti:
       "Türk toplumu, depremle iç içedir ve depremlerle yaşamak zorundadır diyoruz ancak; bu gerçeği ifade ederken depremler karşısında alacağımız önlemleri de beraberinde getirmemiz şarttır."

'Adım atılmadı'

       Yaşar Dedelek, bugün 'Konuştuk ama; netice alamadık' diyor. Ardından da devam ediyor:
       "Deprem sonrasında konut yapılır. Esasen üzerinde durulması gereken örgütlenme. Bir bakanlık, müsteşarlık kurulup, sivil savunma, afet işleri aynı çatı altına alınabilirdi. Bilim adamları bir araya gelebilirdi. İşte bu yapılmadı. Olayları çok çabuk unutuyoruz."
       Bilim adamlarını bir araya getirmeye yönelik Ankara'da bir adım atılmıştı. Ancak, siyasetin yoğun gündeminden arkası gelmedi. Kısa süre önce görüştüğümüz Prof. Dr. Aykut Barka, 'Gelişmeleri İstanbul Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı'na aktarıyoruz. Ama fazla yapılan bir çalışma yok. Belki sonunda oturup Başbakan ile tekrar görüşme durumu olabilir' demişti. Dün aynı soruyu bir kez daha yönelttiğim Barka, 'Değişen bir şey yok' diyor...

Ya Belediye

       Malum, İstanbul için her kafadan bir deprem senaryosu çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de öncelikle Acil Ulaşım Planı'nı yaptı. Felaket anında ulaşılması gereken odak merkezleri (Çadırkentler, hastaneler, okullar, iskeleler vb.) ve insanların tahliyesine yönelik. Amaç,; kargaşayı önlemek. Çok doğru bir yaklaşım da nasıl olacak?
       Belediye, ana arterlerde kesinlikle park yasağı uygulanacağını, ara arterlerde de tek yönlü park izni verileceğini söylüyor. Yani yollar sürekli açık olacak. Nerede İstanbul'da...
       İnanmak olası mı? Koca ilde otopark kapasitesi 250 bin, ihtiyaç 800 bin civarında. Hem ana arterlerde park yasağı yıllardır geçerli ama; hikaye... Ne para ne de çekme cezası caydırıcı olmuyor. Hele ara sokaklar. İtfaiye ufacık bir çatı yangınına müdahalede zorlanıyor. Kartal'daki huzurevi faciasını anımsayın. Yolu tıkayan araçlar itfaiyeyi engellemiş, yatalak yaşlılar cayır cayır yanmıştı.
       Nereden nereye geldik. Bir sallantı kafamızı karıştırdı. Oysa depremi ne güzel unutmuştuk?..

Okuyan'a çağrı

       Kum saati çalışıyor. Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, SSK'nın kurtarılmasına yönelik önemli adımlar attıklarını söylüyor ama; hastane kapılarındaki çile bitmiyor. Manzara yürekler acısı... Bünyamin Yüksel adlı SSK'lı Bakan Bey'e yazdığı açık mektupta şöyle yakınıyor:
       "Ülkemizin en çetrefil, sorunları kangrenleşerek neredeyse çözümsüzlüğe dönüşmüş bakanlığınıza çeki düzen verme çabalarınızı - gösterişe yönelik söz ve davranışlarını da göz ardı etmeden!.. - takdirle karşıladığımı bildirmek istiyorum.
       Allah aşkına bir sabah saat 06. 00 - 09. 00 arası Bakırköy SSK Osmaniye Hastanesi'ne tebdil - i kıyafetle bir uğramanız mümkün olsa... Yüzlerce insan kayıt kuyruğunda. Beyefendi, üç saat!.. Evet üç saat ayakta beklemenin kahrediciliğini size nasıl anlatabilirim.
       Gir kuyruğa muayene sırası al. Üç - dört saat doktor kapısında bekle Sonra gir kuyruğa ilaç al. Gir kuyruğa mühürlet. Yetmedi git fotokopi çektir. Sayın bakan zor mu Allah aşkına şuncağız sorunu çözmek. O makamlar herkese nasip olmaz Sayın Bakanım!.. Ne olur alın şu insanların hayır dualarını..."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr