Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu sözler siyasi bir muhalife değil, AKP’nin Afyon’daki kampında “Benim bile can güvenliğim yok, vatandaş ne yapsın? Kardeşim şehit oldu, evimiz tarandı. Beni kim koruyacak? Evimden havalimanına gönül rahatlığıyla gidemiyorum” dediği söylenen Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar’a ait.
Dindar’ın bize anlattıkları ve Afyon’daki sözlerinden bölgedeki durumun vahamati ortada. Açıkçası Şırnak’ta çatışma olmuyor, şehit haberleri gelmiyor ama; olaysız da gün geçmiyor. Ve bu nedenle de halk arasında tedirginlik had safhada... Aynen eski günlerde olduğu gibi. İşte, Dindar’ın anlattıklarından satırbaşları:
* İki kardeşim öldürüldü şahsıma yönelik ‘seni şöyle yapacağız’ diye tehdit yok ama zımnen hepimiz tehdit altındayız. Olayın olmadığı bir günümüz gecemiz yok. Neyin ne zaman geleceğini bilmiyoruz...
* Sadece Şırnak’ta değil,bütün bölgede rahat siyaset yapamıyoruz.
* Tesbit ettim, Şırnak’ta son 40 günün 27’sinde kepenk kapatma yaşamışız. Birileri emrediyor dükkanlar kapanıyor, birileri emrediyor olaylar oluyor ya da olmuyor.
* Bazı mahallelerin, caddelerin işgal edildiğini lastiklerin yakıldığını herkes görüyor. Üstelik açık açık yapılıyor bunlar.
* Halk bu silahsız dönemde çatışma olmadığı için memnun ama görünürde kimsenin sahip çıkmadığı ve üstlenmediği baskı ve zulümden rahatsız.
* Birileri süreci bozmaya çalışıyor. Süreç devam etmeli ama devlet de devletliğini hissettirmelidir. Kimse bir başkasının malına canına tecavüz etmemeli, edememelidir. Ama bu demek değildir ki, insanlara zulüm yapılsın, hayır asla...”

Haberin Devamı

Araya siyaset girdi ‘Sultani’ ruhu bitti

Türkiye’de yıllardır konuşulur, “masonlar, mülkiyeliler ve Galatasaray Liseliler yani Sultanililer birbirlerini çok tutarlar” diye.
Peki, nasıl oluyor da her ikisi de Galatasaray Lisesi mezunu yani Sultanili olan iki profesör aynı siyasi görüşte ve partide karşı karşıya geliyor. Yani Samsun milletvekili, parti sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç (1973 mezunu), kendisinden birkaç yıl küçük kardeşi Eskişehir milletvekili Süheyl Batum’un(1975 mezunu) kesin ihraç isteğiyle Disiplin Kurulu’na sevkini açıklayan ve savunan kişi oluyor. Üstelik de aynı Haluk Koç’un parti içindeki muhalif günlerinde “Önce partide demokrasi” çıkışı yapıp “Kimsenin siyasi hayatını Ankara’daki iki kişinin dudakları bitirmesin” gibi anlamlı(!) sözlerinin bilinmesine rağmen...
Bu “siyasetin”, “koltuğun” cilvesi mi yoksa Yeni Türkiye’de “eski dayanışma ruhları”nın yok olduğunun kanıtı mı?..
***
“Yeni” CHP’deki bir başka ikilem de Mehmet Bekaroğlu’nun önerisiyle Genel Merkez’de açılan Mescid nedeniyle süren tartışma... Ancak bu tartışma mescidin “açılmasından” çok, “zamanlamasıyla”, yani illa Bekaroğlu’nun gelmesi mi bekleniyordu üzerine... Son olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu’nun özel önlemiyle (Bilim ve Yönetim Platformu ‘BYP’ listesinden) PM’ye seçtirilen eski Saadet Partili, “Yeni” CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu’nun bu konudaki görüşü “Bir ihtiyaç karşılandı” şeklinde... Yine son kurultayda delegelerden en yüksek oyu alarak PM’ye giren İstanbul Milletvekili eski müftü İhsan Özkes ise şöyle diyor:
“Mescide hayırlı olsun demekten başka bir şey olmaz. Daha önce açılamaz mıydı? Açılırdı elbette ama
ben şimdiye kadar genel başkan yardımcısı olmadım, MYK’da da görev almadım. O bina içerisinde bir bürom yok. Dolayısıyla namazlarımı evimde ve mecliste kıldım. PM toplantıları Cuma’ya denk geldiğinde de karşıda bir cami var, orada kılıp geri geliyorum. Kişisel belirgin bir ihtiyacım olmadı yani...”
***
Bu arada İhsan Özkes tarafından bugün Eminönü Yeni Camii’nde öğle namazının ardından Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için mevlid okutulacak. AKP dahil tüm milletvekillerine yolladığı davetiyelere “Bugün camilerimizde ezan okunuyorsa ve özgür olarak ibadetlerimizi yapabiliyorsak bunu önce Allah’a sonra Atatürk’e borçluyuz” notu düşen Özkes’in çağrısına bakalım kimler katılacak...