Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Hasta hastane kapısındaki kuyruk - kötü muameleden, doktorlar ise can güvenliğinden yakınıyor... Özellikle de acil servis çalışanları.
       Malum bir hafta önce Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları Ümit Abanuz ve Arzu Akdağcık bir hastanın bıçaklı saldırısı sonucu yaralanmışlardı. İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel ‘Bu ne ilk ne de son’ diyor. Ardından da saldırıya uğrayan doktorlardan bazılarını sıralıyor:
       “Dr. Özlem Süoğlu (İstanbul Tıp Fakültesi - Haziran 1998), Dr. Abdulmuttalip Öztürk (Şişli Etfal Hastanesi - Ağustos 1998), Dr. Özer Eşsiz (SSK Tekirdağ Hastanesi Başhekimi - Temmuz 1999), Dr. Ali Sözerman (İzmir’deki muayenehanesinde sekreteri öldü - Temmuz 1999, Dr. Kenan Onsun (SSK İstanbul Eğitim Hastanesi - Temmuz 1999)

‘İsteklerimiz’

       Sağlık sistemindeki kargaşanın, ‘paran yoksa öl’ anlayışının uygulanan politikalardan kaynaklandığını vurgulayan Yücel, sonucunda hekim ile hastanın karşı karşıya bırakıldığını söylüyor. Ve tüm yetkilileri uyararak, şöyle konuşuyor:
       “Acil Servis güvenliği kolluk kuvvetlerince sağlanmalı, Başvuran hastanın en fazla bir yakını muayene odasına alınmalı, Alkollü, silahlı ve saldırgan eğilimli kişilerin hekimle muhatap olmaları engellenmeli, 5 Nisan Tasarruf Tedbirleri sonucu gözlenen yardımcı sağlık personeli sayısındaki azalma hızla giderilmeli...

Gemilere güvenlik!

       Şehir Hatları’na bağlı yolcu gemilerinde taciz ve seyyar satıcılara karşı güvenlik görevlisi var. Ama; yine de şikayetlerin arkası kesilmiyor. Okurlarımız özellikle 21.00’den sonraki seferlerde sıkıntı yaşandığını söylüyor. İşletme ise şöyle diyor:
       “İstanbul’da her gün 30 - 32 yolcu gemisi, 20 arabalı vapur faaliyette. Eskihisar - Topçular hattı dahil güvenlik görevlisi sayısı ise 67. Şimdi 8 takviye daha yapılıyor. Görevliler iki vardiye halinde çalışıyor. Ayrıca Üsküdar, Kadıköy, Eminönü, Karaköy, Ada (Bostancı - Sirkeci) iskelelerinde 21. 00 - 08.00 arasında nöbetçi mevcut. Kaldı ki; her geminin ita amiri kaptanlarımız var. Yolcu böyle durumda ondan yardım isteyebilir.

Sosyal işkence!..

              Çile’nin karşılığı SSK ve Bağ - Kur... Vatandaş yıllarca prim ödüyor ama iş; hizmet ve emekliliğe gelince nanay... Önce, Bakan Yaşar Okuyan’ın da teftiş edip beğenmediği SSK hastanelerinden başlayalım. Ali Yılmaz adlı okurumuz, şöyle yakınıyor:
       “Sayın bakanım önce şunu kabul edin ki; bu durumdan herkes şikayetçi değil. Muayenehanesinde günde 300 milyon - vergisiz - kesen doktorlar hayatından memnun. Zoraki bağış yapmayan ve muayenehaneyi ziyaret etmeyen hastaya ihtiyacı olan sıra verilmiyor. SSK hastaneleri bugünkü haliyle hademe ve öğrenci doktor elinde yürütülüyor."
       Sıra Bağ Kur’da... Eşi Hilmi Merey’in emeklilik işlemleriyle ilgilenen Zerrin Merey’i dinleyelim:
       “Şubat ayında emeklilik talebinde bulunmak istedik. Çıkan 40 milyon lira borcu yatırdım. Görevli ‘mart primini (38 milyon) de yatırın işleminizi 11. basamaktan yapalım’ dedi. Yatırdık, Mart’ın 20’sinde de talepte bulunduk. Vergi Dairesi’nden de temiz kağıdını aldık. Oluru beklerken eşime 5 milyon liralık prim borcu çıkarttılar. Ve hakkını yakıp, artı 139 milyon lira cezaya soktular. Böyle adaletsizlik, işkence olur mu?

‘Yolumuzu yapın’

       İçel - Anamur’lu okurumuz Fuat Uğur sorunlarıyla ilgilenmeyen bölge milletvekillerinden yakınıyor. Ve devletin - hükümetin yetkililerine soruyor:
       “Konya - Adana - Antalya sınırlarında yolun modern olan görüntüsü neden İçel’de yok. Her gün yüzlerce kamyon bu yoldan bölgeye tüketim maddesi taşıyor. Her gece yüzlerce otobüs binlerce yolcusuyla hareket ediyor. Bize yapılan haksızlık değil mi? Neden bölgemiz yatırım programları dışında kalıyor?


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr