Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi ve faaliyetleri için TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonu 1 Ekim’den sonra Meclis Başkanı’nın yapacağı çağrıyla çalışmalarına başlayacak. Bu kapsamda da pek çok kişiyi davet edip “O gece ne oldu, nasıl oldu, kimler destekledi, FETÖ denilen terör örgütü devletin bütün kademelerine nasıl yerleşti” diye sorgulayacak. Tabii kuruluş aşamasındaki ağırdan alma gibi sıkıntılar yaşanmazsa... Yaşanmazsa diyorum çünkü dün konuştuğum, komisyonun CHP’li üyesi Aytun Çıray’ın bu yönde kuşkuları vardı. O nedenle de ilk sözü şu oldu:
“İlk önerilerimden biri, bu görüşmeler ve çağırılacak kişilere yöneltilecek sorular ve cevaplar kamuoyu önünde cereyan etmeli, yani naklen yayınla verilmeli olacak. Kamuoyu gücü olmazsa buradan bir şey çıkması çok zor olur. Hem halkın bilgilendirilme hakkı var. Bu darbe esasen millete karşı yapılacaktı. Millet kendi başına geleceği hadisenin nasıl geliştiğini bilme hakkına sahip değil mi? Kaldı ki darbeyi engellediler, şehit, gazi oldular, tankların altına yattılar bu insanların bilme hakları var.”
Bir başka endişesinin de komisyonun soruşturma değil araştırma olmasından kaynaklandığı belirten Çıray, bunun nedenlerini de şöyle açıkladı:
“Soruşturma komisyonu çok daha geniş yetkilere sahiptir adeta bir mahkeme gibi davranabilir. İstekleri, talepleri emir kabul edilir. Yani bir yere yazı yazdığı zaman ‘bu belge devlet sırrı, veremeyiz’ falan diyemezler ama araştırma komisyonuna diyebilirler. Bence araştırma komisyonu bir ön çalışmadır.”
İşgal girişimi
Darbenin arkasındaki gücün henüz ortaya çıkmadığını savunan Çıray’ın buna dönük öngörüleri de şöyleydi:
“Hem siyasi hem askeri olarak çok karanlık noktalar var. Çelişkili zamanlamalar var. Onları göreceğiz. Aslında ben bunu bir darbe olarak da nitelendirmiyorum. Bu darbe görünümlü bir işgal girişimiydi. Ordunun içindeki asker kılıklı birtakım adamlar başarılı olsalardı kendi rejimlerini, kendi hükümetlerini kuracaklardı. Bu işgaldir, darbenin ötesinde bir şeydir. Hangi darbede ordu kendi içerisinde çatıştı, birbirini öldürdü. Darbelerin hiçbirini tasvip etmiyorum ama onlar tamamen rejimi de değiştirmeye yönelik değildi iddiaları demokrasiye geri dönmekti. Şimdi ise aynı menzile yürüyen görüşler çatıştı. İşte o menzili öğrenmeliyiz, asıl açıklanması gereken bu.”
Çıray’ın, “Bu kapsamda komisyon kimleri dinleyecek, eski Cumhurbaşkanı ve Başbakan da çağrılabilir mi?” sorusuna verdiği yanıt ise şuydu:
“İhtiyaç olursa herkesi dinleyecektir. 28 Şubat ve diğer darbeleri araştırma komisyonu 9. Cumhurbaşkanı Demirel’e gidip konuşmuşlardı. Demirel de her soruya cevap vermişti. Hükümet bu darbecilerle mücadelede samimiyse bu komisyonun önünü açmalı ve herkes hiç kompleks duymadan gelip bildiklerini anlatmalı...”

‘Türkiye doğru zaman dilimini buldu’

Ekim ayında saatlerin geri alınmayacağını öngören Bakanlar Kurulu kararını olumlu bulanların yanı sıra eleştirenler de oldu. Hatta amacın Suudi Arabistan ile aynı zaman dilimine geçmek olduğunu öne sürenler de var. Kararı astronomi ve coğrafya biliminin birlikte ortaya çıkardıkları bir doğruyu bulmak olarak yorumlayan Dz. K. K. eski Genel Sekreteri ve Washington eski Deniz Ataşesi E. Dz. Kur. Kd. Albay Mehmet Asal’ın gerekçeleri ise şunlar:
n Türkiye yaklaşık olarak 26° - 45° doğu boylamları arasında yer alıyor. Ülkeler başlangıç ya da 0 boylamı kabul edilen İngiltere’deki Greenwich meridyeninden olan uzaklıklarına göre 1, 2, 3, 4... vb. gibi tam sayılarla ifade edilen zaman dilimleri uygularlar.
n Zaman diliminin bulunmasında temel esas, her bir boylam derecesi için 4 dakikalık (saat dakikası) fark olduğudur. Türkiye’nin üzerinde yer aldığı boylamlar 26 ve 45 olduğuna göre, 0 boylamına göre zaman farkı da 4x26=104 dakika ve 4x45=180 dakikadır. Yani 2 ile 3 saat arasındadır.
n Türkiye 0 boylamına göre İngiltere’den 2-3 saat arası bir ileri saat uygulaması gerekirken, biz bu yıla kadar hep 2 saati uygulamış, sadece ileri saat uygulamasına geçince 3 saat farka çıkmış olan bir ülkeyiz. Diğer bir deyişle, Türkiye aslında bu güne kadar hep geri saat uygulaması yapmış bir ülke olmuştur.
n ABD’de bu fark 4- 9 saat arasında geri olmayı gerektirmektedir. Ama ABD bu farkı doğudan batıya doğru 5 ayrı zaman dilimi uygulayarak çözmüştür. Aslında Türkiye’nin de aralarında 1 saat fark olan 2 ayrı zaman bölgesi uygulaması gerekirken, karışıklığa sebep olmamak için aynı saat dilimi kullanılmaktadır.
n Kalıcı yaz saati uygulama (+3) kararıyla çok daha ciddi bir enerji tasarrufu sağlanabilecek aynı zamanda da saatlerin ileri ve geri alınmasının insan bünyesinin biyolojik zamanlaması üzerindeki menfi etkisi de kalkacaktır. Bu yeni durumun trafik kazalarının azaltılması yönünden de önemli bir katkısı olacaktır. İstatistikler sürücülerin, uykudan kalkıp işe giderken ortamın karanlık olmasının, tüm gün yorulduktan sonra eve dönerken ortamın karanlık olması durumuna göre dikkat ve kazaların önlenmesi açısından daha uygun olduğunu göstermektedir.
n Saatlerin geri alınmamasının yaratabileceği bir sıkıntı, batı illerimizde 01 Aralık-10 Ocak tarihleri arasında ortamın aydınlanma saatinin 07.30 ila 08.00 arasında değişmesi nedeniyle öğrencilerin ve çalışanların bu 40 gün süre zarfında karanlıkta yola çıkacak olmaları şeklinde söylenebilir. Aslında valilikler okul başlangıç saatleri ve işe başlama saatlerini de bu dönemlerde buna uygun olarak ayarlama yetkisine sahiptirler...