Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İttifaklar sadece başa güreşen değil seçime girecek tüm partileri hareketlendirdi, heyecanlandırdı. Çünkü Cumhur-başkanı’nın kim olacağı kadar parlamentonun nasıl oluşacağı da önemli. Bıçak sırtı dengeler nedeniyle de oy oranlarına bakılmaksızın her partinin katkısı altın değerinde. O nedenle de her iki ittifak ve onları oluşturan partilerin gönüllerinde birer aslan yatıyor. Tabii o partilerden milletvekili olma sevdasıyla yanıp tutuşan binlerce aday adayının da... Yani bir tarafta en fazla vekil biz çıkaralım, parlamentoda söz bizde olsun, öte yanda her ne olursa olsun 600 vekil arasında ben de olmalıyım hesapları ve kavgası var. Açıkçası tam bir kazan kazan durumuna odaklı hamleler ve beklentileri içeren bir balayı havası söz konusu... Dolayısıyla da herkes mutlu ve umutlu. Ancak bunun bir de yarını var. Yani aday listelerinin açıklanacağı ve partilerde kırgınlıklar, küskünlüklerin yaşanacağı çalkantılı günler. Özellikle de ittifaklar kontenjanından ön sıraları ya da seçilmesi garanti yerleri kapan isimlerle bağlantılı olarak... Neler yaşanabileceğini buna benzer durumlara defalarca tanık olmuş deneyimli politikacılar anlatıyor:

Haberin Devamı

“Ana omurgaya oy devşirmek amacıyla baraj sorunu olan partilerle yapılan ittifaklarda listelere giremeyen aday adayı ‘Sen x partiyi kurtarıyorsun ama böyle olmasaydı, biz 200 değil, 250 milletvekili çıkaracaktık, ben de onların arasında olacaktım’ der. Yani bu birlikteliğin partisine katkısını düşünmez, kendi hakkının yenmediğini bilse dahi öyle bir şeyin arkasına saklanır. Bu bağlamda da etrafına aslında biz de parlamentodaydık, bu kadar çalıştık partiye ama başkaları geldi hazıra kondular diye konuşur. Seçim sonuçlarını dahi etkiler bu.

Yine birkaç tane kontenjan bile partilerin kadrosunu tedirgin eder. Diyelim ki bir tanesini Sivas’ta koydu. Sivas’tan üç ya da dört çıkarıyordu, pat bu ikiye düşer. Bir yerde arkadaşlarla oturuyorsun, hiç tanımadığın birisi gelir, sandalyenin birini kaparsa ve masadaki yemeğe kaşık sallamaya başlarsa, herkes, hatta yemek sahipleri bile tedirgin olur, ters ters bakmaya başlar. Bu da onun gibi. Listelerde gösterilmeyen veya seçilmeyecek yere konulan kişiler diğer partilerin kendilerini zarara soktuğunu düşünürler. Onlar yüzünden aday olamadıklarına inanırlar. Sen adamı İstanbul’dan listeye koymuşsundur ama bundan Yozgat’taki adam dahi etkilenir. Tamamen psikolojik bir durum bu. Kişi kendisinin yeterliliğini sorgulamaktan ziyade dışarıdan gelenler benim önümü kesti diye düşünür.”

Haberin Devamı

Özetle, ittifakların Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuca katkıları adaylar açısından hayati değerde. Aynısı parlamento seçiminde baraj sorunu olan partiler için de geçerli. Onlar da hem partisel hem de listelere dahil olmak gibi ittifaklarla parlamentoda temsil edilme hakkına sahip olacaklar. Ama bu birlikteliğin parlamento seçiminde baraj sorunu olmayan partilere yansımasının eşdeğerde olduğunu söylemek sıkıntılı. Çünkü onlar açısından, avantaj olduğu kadar da dezavantaj. Özellikle de partiye, sandığa olası kırgınlıklar ve protestolar nedeniyle. Yani ittifaklar ateş gibi, hem ısıtır hem de yakabilir...