Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın da söylediği gibi dün dünyanın başkenti Paris’ti. Onlarca ulustan lider ve bakan yan yana, kolkola yürüdü...‘Cumhuriyet Yürüşü’nde her dinden, dilden yüz binlerce insan “özgürlük, aydınlık” için tek yumruk oldu. Müslümanı, musevisi, hıristiyanı, ateisti “Ben insanım ben Charlie’yim” diyerek birlik mesajı verdi... Şiddete, teröre karşı bir duruş gösterdi, haykırdı... Çatılarda keskin nişancılar vardı ama, kalemler, çiçekler, mumlar en etkili simgeydiler...
Keşke bu fotoğrafı ve küresel mesajı daha önce görseydik...
Çünkü madalyonun diğer yüzünde panik ve korku var.Ve Avrupa ülkelerinin gizli servislerinden “eylem endişelerine” yönelik uyarılar geliyor. Ülkemizde de hemen her gün bir bakan ya da yetkilinin ağzından benzer açıklamalar duyuyoruz. Zira uyuyan hücrelerin uyandırılabileceği konusunda ciddi endişeler söz konusu...
Şöyle ki;IŞİD Avrupa ile Müslüman ülkelerden katılanların bir kısmını Cihat adına savaş bölgelerine gönderirken, bir kısmından da bulundukları yerde barınmaya ve çalışmaya devam etmelerini istiyor. Yani bunlar bakkal, kasap ya da market çalışanı gibi işlerine güçlerine devam ediyorlar. Örgütün hiçbir eyleminde yer almadıkları için de dikkat çekmiyorlar. Ta ki örgütten gelen bir talimatla uyandırılıp canlı bombaya dönüşünceye kadar...
Nitekim bunun örneğini geçmişte El Kaide eylemlerinde de yaşamıştık. Bir nalburun oğlu ya da evlilik hazırlığı yapan internet kafe işletmecisi olarak bilinen gençler, bomba yüklü araçlarla bir anda intihar eylemcisine dönüşerek 57 kişiyi öldürmüşlerdi. (Kasım 2003)
Tabi yine o zaman da Paris’teki gibi kan dökülene dek kimsenin haberi olmamıştı.
O nedenle diyoruz ki; gizli servislerin ya da yetkililerin görevi vatandaşı uyarmak değil, terör olaylarını önceden haber alarak önlemek. Bunun için gerekli olan da kuvvetli bir istihbarat faaliyeti...Bunun tek yolu ise dün Paris’te liderlerin verdiği birlik ve dayanışma mesajının, istihbarat paylaşımına da yansıması... Ve de dünkü küresel fotoğrafın kalıcı olması...

Haberin Devamı

CHP’de kafalar karışık!..

Haberin Devamı

Geçen haftaki “Şişli sadece bir yargı sorunu mu?” başlıklı yazımızda Şişli Belediyesi’nde patlak veren kavga nedeniyle CHP’de yaşanan kafa karışıklığına değinmiştik... Parti içinde “bu bir yargı sorunu” diyenlere karşı “Disiplin sürecinin başlatılması gerektiğini” savunanlar vardı... Nitekim bu konu son MYK toplantısında da ele alındı ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu “Bana bırakın, zamanı gelince gereğini yapacağım” dedi.
Peki, bu sözler kafa karışıklığının giderilmesine yetti mi? Hayır... Daha dün konuştuğumuz partinin önde gelen(kim olduğunu yazmıyorum malum önümüz seçim!) bir ismi, ısrarla beklemenin hata olduğundan ve bu durumun da partiye büyük zarar verdiğinden yakındı:
“Siz kendi içinizde seçmene güven vermezseniz, nasıl oy isteyeceksiniz ki... Sokağa çıktığınız zaman, bir tarafta 17 - 25 Aralık komisyonu, dört bakan konuşuluyor, diğer yanda da Şişli tartışılıyor. Öyle bir algı yaratıldı ki, Sanki Şişli de trilyonlar kaybedildi... Onun için üyeliklerin askıya alınması gibi radikal adımlar atılması kaçınılmaz.”
***
CHP’de kafa karışıklığına neden olan bir başka gelişme ise önümüzdeki seçimlere dönük aday tespitlerine yönelik... Çünkü her ne kadar parti tüzüğü milletvekili adaylarının en fazla yüzde 15’inin merkez yoklamasıyla belirlenmesini öngörse, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bir araya geldiği örgüt temsilcilerine, adayların büyük ölçüde ön seçimle belirleneceği sözü verse de partide seçimler yaklaştıkça ön seçim yerine merkezi yoklama tercihinin ağır basacağı endişesi hakim... Bu görüşü savunanların dayanakları da şöyle:
“Tüzüğe göre 83 adayı Genel Merkez belirleyecek. Genel Başkan’ın da siyasi partiler yasasından doğan 27 kişilik kontenjan hakkı var. Partinin milletvekili çıkaramadığı yerlerde de ön seçim söz konusu değil. Yani 250’ye yakın aday zaten merkez yoklaması ile belirlenecek.
Bu durumda da yüzde 60-65’lik bir parti içi demokrasinin işlemesi söz konusu. Ama orada da sıkıntı var. Zira üye listeleri sağlıksız... En büyük çekince de bölgecilik, hemşehricilik, etnik köken bağlılıkları gibi nedenlerle oluşacak sıralama sürprizleri...”
Dedik ya CHP’nin kafası karışık, hatta çok karışık...

Haberin Devamı

IŞİD’in elinde ölümü beklemek

2014’e sayılı günler kala dileğimiz haber peşinde koşarken IŞİD tarafından esir alınan fotoğraf editörümüz Bünyamin Aygün’ün özgürlüğüne kavuşması ve yeni yılı vatanında sevdikleriyle karşılamasıydı..
O yılbaşı olmadı ama hemen sonrasında Bünyamin, aramıza döndü ve yine haberden habere koşmaya başladı. Bu yılın başında da kafa kesen, çoluk çocuk demeden insanları kurşuna dizen ölüm makinelerinin esaretinde geçen günlerini kitaplaştırdı... Ölüm sırasını bekleyenlerin neler yaşadıklarını, hangi ruh halinde olduklarını öğrenmek için okumanızı öneririm...