Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

       Vatandaş, kısır çekişmelerden bıktı. Artık laf değil, hizmet bekliyor. Ankara'nın gündemi ise başka. Varsa yoksa; Cumhurbaşkanlığı seçimi, kıyak emeklilik, af yasası...
       Vatandaştan her gün onlarca e - mail, faks geliyor. Hepsi de seçilenlerin halktan koptuğunu iddia ediyor. Ve de sorular yöneltiyor. İşte sade vatandaş Burcu Cedetaş'ın milletvekillerimizden yanıt beklediği konular:
       . 1999 yılında bir ailenin temel ihtiyaçlarına yüzde 76 zam gelmişken, ortalama enflasyon yüzde 60'ken bizlere yüzde 25 zamdan fazlasını uygun görmediniz, kendinize ise kıyak zamlar hazırlıyorsunuz. Haydi çalışırken yüksek ücret almanız doğal, ancak bir ay milletvekilliği yapmış hatta hiç Meclis'e gitmemiş biri dahi ömür boyu maaş almaya, sülalesini ücretsiz tedavi ettirmeye (ki; bunların hepsini biz vergilerimizle ödüyoruz) kavuşuyor. Bu adil midir?
       . Deprem oldu yardıma haftalarca gitmediniz, elimizde avucumuzda ne varsa toplayıp biz koştuk. Bu yetmedi ek vergi dediniz, elinizi cebimize tekrar soktunuz. Hani toplanan gelirlerin harcanması şeffaf olacaktı?
       . Çalışmamız gerek, kat edilecek çok yol var dediniz. SSK bu şekilde batar mesajı verdiniz, emeklilik yaşını yükselttiniz. Verilmiş haklarımızı geri aldınız. Sonra kendi kıyak emekliliğiniz için tasarı hazırladınız. Arada kaynasın diye de bayramda 9 günlük tatil ilan ettiniz. Hani Türkiye'nin çalışmaya ve gelişmiş devletleri yakalamak için koşmaya ihtiyacı vardı?
       . Seçim yatırımı diye af dediniz, yasalara uyanları haklı olarak kızdırdınız, suçluları boşuna beklentiye soktunuz. Devlet ancak kendine yapılan suçları affedebilir. Vatandaşın vatandaşa işlediği suçta devlet ancak tarafsız kalacak hakimdir. Siz hangi tarafı tutuyorsunuz?
       . Cumhurbaşkanı seçiminde Sayın Demirel giderse neden felaket oluyor? Devlet bir kişinin gitmesiyle çökecek ve kaosa sürüklenecek denli zayıfladı mı? Ayrıca tek çare Sayın Demirel'in tekrar seçilmesi ise bunu bir sefere mahsus yapınız, daha sonra gelenleri de etkileyecek köklü bir değişikliğe ne gerek var?
       . Seçilebilmek için varınızı yoğunu seçim kampanyasına harcamış olmanız sizin tercihiniz, partilerinizin içine demokrasiyi yerleştirememiş olmanızdır. Hala lider güdümlü partilerinizde kendinizi güvende hissetmiyorsanız üzgünüz. Ama bu da sizin parti yapılanmasını değiştirmek istemeyişinizden. Bunları kıyak emeklilik olarak gidebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Sıkıyönetim kalktı

       Atatürk Havalimanı'ndaki Gloria Jean's Coffees'te yeterli verim alınamadığı gerekçesiyle uygulanan yemek yerine simit cezası sona erdi. Dünden itibaren normal düzene geçtiklerini belirten Sistem Direktörü Caner Dınız, şöyle diyor:
       "Gerek ücret gerekse de diğer haklar konusunda personelimize ciddi anlamda avantajlar sağlamıştık. Ancak yeterli verimi alamıyorduk. Amacımız bunları hissettirmekti. Uygulama dört beş gün sürdü. Sıkıntılar da aşağı yukarı aşıldı. Yeterli verimin olmadığını onların ağzından da duyduk. Bu bir sıkıyönetim değil iyi bir hizmeti verebilmek için belirli standartları yakalamaktı."

Sadaka mı bu?

       Bağ - Kurlunun çilesi bitmiyor. Emekli banka kapılarında sürünüyor. İşte önceki gün maaşını almak için Halk Bankası Küçükyalı Şubesi'ne giden, ancak 'Çarşamba'ya gel' (bugün inşallah alır) diye terslenen Ümit Bora'nın duyguları:
       "Her ay başında ödenmesi gereken maaşlarımızı ilk önce 7, 8, 9 tarihlerinde ödeyeceğiz dediler. Ardından 10, 11, 12 yaptılar. Yılbaşından sonra da 25, 26, 27 oldu. Ve tahsis numaralarına göre olacağını söylediler. Tahsis numaran gereği 27 Mart'ta bankaya gittim, ödemediler. Bahanesi araya cumartesi pazarın girmesi. Bu işi yapanlarda hiç Allah korkusu yok mu? İnanın bankanın içinde ağlayanlar, yalvaranlar, 'son paramı yola verdim' diye sızlananlar vardı..."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr