Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’yi sarsan her katliamdan sonra istihbarat zafiyeti konuşuluyor. Hemen ardından da “MİT uyarmıştı” bilgileri sızıyor. Dolayısıyla da sorumluluk açısından top ortada kalıyor. Yani gerçekten MİT uyardı mı, uyardıysa neler içeriyordu ve de uyarmasına rağmen asker-polis tarafından dikkate alınıp alınmadığı konusu hep flu... Dahası bunları ortaya çıkarmaya yönelik girişimler de önemsenmiyor ya da sonuç çıkmıyor. Nitekim yine aynısı oldu ve muhalefet partilerinin IŞİD’in İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki üç canlı bomba saldırısıyla ilgili Meclis araştırması talebi reddedildi. Oysa ki böyle bir araştırmayla sadece sorumlu ya da hatalıları bulmak değil, çıkacak sonuçlara göre yeni önlemlere yönelmek mümkün olabilirdi. Demek ki bu konu milletin vekillerini ilgilendirmiyormuş...
İşte bu nedenle de konuyu ısrarla sorgulayıp, irdelemekte yarar var. Çünkü IŞİD, PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerinin açık hedefi olan Türkiye’ye dönük tehditler büyük ve buna karşı en etkin silah istihbarat. Yani teröristi eyleme geçmeden yakalamak. Ancak bunda da sınıfta kaldığımız ortada. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sorumuz şu:
MİT nasıl uyarır ya da uyarmalı?
Soruya Öneş’in verdiği yanıt şöyle:
n Bir uyarı vardır analize dayanır. Nedir? Irak ve Suriye’de alanı daralan IŞİD terör eylemleriyle çıkış yapmak istiyor. Öncelikli hedef de sınırlarını kapatan, koalisyon güçlerine destek veren Türkiye. Zaten IŞİD de bunu saklamıyor, dergileri ve internet sitelerinden duyuruyor. Ses getirici eylem içinde İstanbul başta olmak üzere, havaalanları, AVM’ler, Başbakanlık, bakanlıklar, Genelkurmay bir istihbaratçının normal analiz edebileceği yerler. Bunlar bu işle ilgilenen gazetecilerin de söyleyebileceği şeyler.
n Bir de örgütün içinden alınan bilgiye dayanan eylemi örgütün hangi mensubu ne zaman yapacak, geliş istikametleri nedir, günü, saati gibi somut bilgiye dayanan nokta ya da sıcak istihbarat vardır. Eylem önlenemiyorsa, teröristler taksiye binip Kalaşnikoflar, bombalar ve patlayıcı yelekler giymiş olarak terminal binasına kadar gelebiliyorsa o zaman bu nokta değil analize dayanan istihbarattır. Mesele bundan ibarettir ve sadece bu değil, her konuda böyledir...
n MİT uyardıysa yakalamasında da rolü olması lazım. Güvenlik, istihbarat zafiyeti evet vardır. Bu aynı zamanda siyasetin, yönetimin zafiyeti demektir. Demokratik bir ülkede objektif araştırmalarla ortaya çıkarılır ve sonuçlarına göre istihbarat teşkilatı nasıl bir değişikliğe gidecek, ne gibi yeni tedbirler alınacak, siyaset nasıl politika üretecek saptanır. Ama bu bugün yapılmadığı gibi dün de yapılmadı..
İnternetteki IŞİD
MİT’e yönelik “istihbarat zafiyeti” eleştirileri sadece katliamlarla bağlantılı değil. IŞİD’in internet ortamı ve sosyal medya üzerinden yürüttüğü propaganda nedeniyle de aynı tartışma söz konusu. Çünkü sahada yeniliyor gibi görünen IŞİD bu alanda hala çok etkili ve genç beyinleri zehirliyor. Özellikle de Türkiye’de. Bu durumda da doğal olarak “MİT’in, polisin bundan da mı haberi olmuyor?” sorusu akla geliyor. Gerçekten olmayabilir mi? Öneş’in bu soruya verdiği yanıt ise şu şekilde:
“Olmaz olur mu? IŞİD bir terör örgütü tamam ama onun ötesinde siyasal amaçları olan bir yapı. İnanç boyutunda sapkın düşünce yapısına sahip. Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği alanda ve tüm dünyada sempatizanları var. En riskli etki alanı içinde de Türkiye bulunuyor. Gaziantep, Kilis, Adıyaman’da olan olayları basitçe geçiştiremeyiz. Burada da çok büyük zafiyetler var, bazı yerleri özel üsleri haline getirmişler. Hem her an eylem yapacak uyuyan hücrelere hem de destek kitlesine sahip Türkiye’yi çok ciddi tehdit eden bir yapı. Onun için her alanda mücadele kaçınılmaz. Şimdi tedbirler alındı, sınırlar kapatıldı, operasyonel çalışmalar var ama çok gecikme oldu. IŞİD örgütlenme, saklanma imkanını buldu. Eğitim çalışmalarıyla da yandaşlarını artırdı...”

Haberin Devamı

Buruk bayram

Haberin Devamı

Alçak teröristlerin saldırılarında çok kan kaybettik, gözyaşı döktük. Aman dikkat buna bir de trafik terörünün akıttıkları eklenmesin. İyi bayramlar ve ülkece huzurlu, güler yüzlü günler dileğiyle...