Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milyonlarca aileyi etkileyen “4+4+4” sarsıntısının artçıları devam ediyor. Çocuklarının erken yaşta okullu olmasına alışan ana babalar; şimdi de okul değiştirme şoku yaşıyor. İstanbul’da bu durumda yüzlerce okul, binlerce veli var. Okulların tabelalarıyla birlikte öğrencileri de değişiyor.
Okula, öğretmene, arkadaşa uyum kimsenin umurunda değil. Bir de çocuğu için okul araştırıp, evini, işini o bölgeye taşıyanlar var ki; onların durumu hepten perişan. Velileri isyan noktasına getiren bir başka neden verilen sözlerin unutulması, çalınan kapıların vurdumduymazlığı.
Kadıköy Reşat Nuri Güntekin İlköğretim Okulu’nda yaşananlar bunun tipik örneği. Altı ay önce ilkokul öğretimini tamamlamak üzere kaydı yapılan çocuklar, şimdi başka okullara gönderiliyor. Haklı olarak tepki gösteren 400 öğrenci velisi şöyle diyor:
“2012-2013 eğitim-öğretim yılı başında çocuklarımızın eğitim hayatlarına başlayıp sürdürecekleri okul olarak Reşat Nuri Güntekin İlköğretim Okulu’na başvurduk. Okula kayıtlarımız ilkokul 1. sınıf öğrencisi olarak e-okul üzerinden yapıldı. İdarecilerimiz ‘okulun statüsünün henüz belirlenmediğini, ancak ortaokul olarak belirlense bile 6287 sayılı yasa ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul dönüşümlerinin ne şekilde yapılacağını bildirir talimatnameleri uyarınca okulların kademeli olarak taşınacağını, evlatlarımızın adı geçen okulda aynı öğretmen ile ilkokulun 4 yılını okuyacağını’ açıkça belirttiler.
Mart ayının başında ise; okulumuzun ortaokula dönüştürülmesine karar verildiğini ve kademeli geçiş olmayacağını, gelecek yıl taşınacağımızı öğrendik.
5,5 ile 9 yaş aralığındaki çocuklarımızın okul, arkadaş ve öğretmen değişikliği yaşamaması gereken çağda oldukları, böyle bir değişikliğin telafisi imkansız hasarlara sebep olacağı pedagogların da fikir birliğine vardıkları bir konudur.”

Haberin Devamı

Cevapsız kalan koruyucu aile soruları
Balıkesirli Sıla ve Ali’nin, koruyucu babaları Murat Demir, hakkındaki suçlama nedeniyle bugün hâkim karşısında. Temennimiz adaletin kısa sürede tecelli etmesi.
Bu arada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Balıkesir Valiliği’nden hâlâ şu sorulara cevap yok:
“Koruyucu aileler periyodik aralıklarla denetleniyor. Demir ailesi için sözünü ettiğiniz ‘Sosyal ilişkiler açısından toplumun norm ve değerlerine aykırı düşen davranışları’ altı yıldır görmediniz mi? Aile en son hangi tarihte denetlendi?. Sosyal hizmet uzmanları raporlarında ne yazdı? Baba Demir isimsiz mail ihbarındaki gibi biriyse, dava açılana kadar geçen süreçte çocukları neden o evde bıraktınız?”
Cevap alamayan sadece ben değilim. CHP Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova da, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelttiği şu soruların cevabını alamamış:
“Koruyucu ailelerden bugüne kadar hangi sebepler ile kaç çocuk geri alınmıştır?
Murat Demir ve eşi İlknur’un, 6 yıl önce koruyucu aile oldukları iki çocuğun geri alınma nedenleri nelerdir? Demir hakkında yapılan ihbarın asılsız olduğunun anlaşılmasına rağmen çocukların alınması, çocukların psikolojisi düşünüldüğünde doğru bir karar mıdır?

Haberin Devamı

Hat kapatırken dikkat!
Bir zamanlar sabit hatlı telefon sahibi olmak dertti. Eskiler iyi bilir, çocuk doğar doğmaz telefon başvurusu yapardın ki, evlenme çağına geldiğinde telefonu olsun. Bugün ise tam tersi. Hattı almak değil, kapattırmak dert. Bilge Yılmaz şöyle diyor:
“Sabit hattımı sonunda kapattırabildim. Çevremdeki birçok kişi de masraflı ve külfetli olması nedeniyle kapatmaya çalışıyor ama, ne mümkün. Telekom yetkilileri öyle zorluklar çıkarıyorlar ki, hiç sormayın?
Sonra bir bakıyorsunuz, kapatıldı sandığınız hattınıza yüklü miktarlarda faturalar, hatta icra gibi hukuksal yaptırımlar geliyor. Çünkü Telekom’a göre kapatmak ‘hattı dondurma’ymış. Bizim anladığımız kapatmanın karşılığı ise hat iptali. Bu durumda mahkemelik çok sayıda vatandaş var.”