Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ülkeyi yasa boğan madencilik tarihimizin en büyük faciasının yaşandığı Soma’da 16 bin maden emekçisi var. Bunların 12 bini yerin altında çalışıyor. Daha doğrusu nüfusun onda biri “mutlak karanlık”ta yaşıyor... Her gün ailesi, çocuklarıyla vedalaşıp yerin altına iniyor. Nasıl vedalaşmasınlar?.. Maden kenti diye tanımlanan Soma’da sadece 2013’de meydana gelen iş kazası sayısı 5 bin... Bunların da neredeyse tamamı maden ocaklarında olmuş, çoğunluğu da ileri derecede yanıklarla sonuçlanmış. Ama duvarında, “Bir avuç kömür için, bir ömür verenlere” yazısı bulunan Soma Devlet Hastanesi’nde yanık ünitesi yok. O nedenle özellikle maden yaralıları başka illere sevk edilmek üzere saatlerce bekletiliyor. Bu da ölümlerin artışına yol açıyor. Bunun son örneğini de yaşadık, yaşıyoruz...

Almış gibi yapılan güvenlik
Dün “kara deprem”in yıktığı ocaktan yanık madencileri görünce ilk aklıma gelen şu oldu:
Bir saatlik oksijen maskesindeki son nefesini soluyan şehitler “ne ya da kimi” düşünmüşlerdi acaba?..
Yavuklusunu, çocuğunu, anasını, babasını mı yoksa kirasını, borçlarını, işten kovulmayı mı?
Sonra Başbakan’ın olayla ilgili değerlendirmesi aklıma geldi:
“Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok. Tabi işin boyutunun bu kadar fazla olması bizi derinden yaralamıştır.”
Başbakan aynısını 30 kişinin göçük altında kaldığı 2010’daki grizu patlamasında da söylemişti.
Ancak buna katılmak çok zor. Hele de almış gibi yapılan güvenlik önlemi ve varmış gibi davranılan işçi güvenliğini gördükten sonra. Çünkü bu ocağın duvarına “Önce güvenlik”, “Dikkatli çalış kazayı önle”, “İş kazasını önlemek senin elinde”, “İş güvenliği herkesin yararınadır” yazmakla olmuyor.
Bu duygularla yüzlerce ambulansın arasında dolaşırken Ankara’dan koşup gelen her partili milletvekillerini gördüm ve 29 Nisan 2014 tarihli meclis oturumunu anımsadım. Soma için şöyle denilmişti: “Maden ocaklarında sürekli patlamalar oluyor ve o patlamalarda işlerimizi kaybediyoruz. Verilen soru önergelerine cevap ‘10 kere denetledik 66 tane kusur şu kadar para cezası verdik’. Sonuç yeni patlama, yeni ölümler.”
Keşke bu vekiller bugün yerine o gün gelselerdi.

Hâlâ umutla bekliyorlar
Yüzlerce işçimize mezar olan Enyez mevkiindeki maden ocağı, ilçe merkezinin 30 kilometre uzağında, ağaçların bittiği bir yerde... Ocağı yukardan gören tepede binlerce araç toplanmış. Aşağıda ise ambulans, Kızılay ve AFAD görevlileri bulunuyor. Ocağın çıkışında ise insanlar hâlâ umutla bekliyor. Bir yanda sağ çıkan yakınını görünce sevincini gizleyen insanlar. Öte yanda ölüm haberini duyunca yasını kalbine gömenler. Kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Duyulan sadece ambulans sesleri... Bir de uzun bekleyişlerden sonra bir görevli tarafından okunan kurtulanların isim listesi...