Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FETÖ’yle bağlantılı ihraçlar sonucu pilot sayısı kritik eşiğe düşen Hava Kuvvetleri’nin bu açığı kapatmak için formülü bir vesileyle TSK’dan ayrılanları yeniden orduya kazandırmak ve dış kaynaktan yeni pilot almak. Bir başka deyişle, koltuk sayısı/pilot sayısı oranı 1/0.8’e düşen, yani 10 uçaktan 8’ini uçurabilen Hava Kuvvetleri kısa vadede(3 ya da 30 saatlik uyum uçuşlarıyla) deneyimli eski pilotların yuvaya dönüp filolara katılmasını, orta ve uzun vadede (2-4 yıl) de sivil uçuş okullarından mezun genç pilotları askeri eğitimle savaş pilotuna dönüştürmeyi hedefliyor. Buna dönük başvurular da başladı ancak her ikisinde de sıkıntılar var. Örneğin, birinde maaş uçurumu (F-16 pilotu 7-8 bin lira, hava yolu pilotu 8-10 bin dolar), diğerinde de hem zaman hem de her pilotun savaş pilotu olamayacağı gibi bir sorun söz konusu. Bu nedenle de Hava Kuvvetleri uçuş okullarında uzun yıllar komutanlık ve öğretmenlik yapan emekli bir generalin önerisi ise şu:
“Sivil uçuş okullarından gelen genç pilotlara savaş eğitimi verip F-16 ya da F42020’nin koltuğuna oturtmak hemen olacak iş değil. Ancak son beş yıl içerisinde Hava Kuvvetleri’nden ayrılıp hava yollarına giden 500’e yakın pilot geri dönerse sorun kısa vadede çözülür. Tabii askeri pilotların maaşlarını biraz yukarı çekerek. Onların yerine de zaten büyük çoğunluğu daha kaptan olmamış uçuş okullarından mezun gençler ya da olacaklar gönderilir, böylece de ne Hava Kuvvetleri ne de hava yolları mağdur olur.”
Yöneticiye de ihtiyaç var
Darbe girişimi sonrasında Hava Kuvvetleri’nden ihraç edilen FETÖ’cüler arasında yönetici pilotların da olduğuna dikkat çeken generalin yuvaya dönüşle savaş ve yönetici pilot açığının hızla kapanacağına yönelik öngörüleri de şöyle:
“Hava Kuvvetleri’nin yönergeleri çok nettir. Altı ay önce ayrılan bir pilot iki ya da üç sorti ya da saatlik uçuşla hemen intibak eder. Ayrılık süresiyle bağlantılı intibak uçuş süresi değişir ama 5 yıl için en fazla 30-40 saat olur. Eğer ki öğretmeni yeterli görürse de nerede kaldıysa dörtlü, üçlü kol lideri gibi oradan devam eder. Sonuçta bunlar geçmişte F-16 ya da F42020’lerle hava harekâtlarına katılmış insanlar. Bu pilotlar yönetici boşluğunu da doldurabilirler. Çünkü darbe girişiminde bulunan pilotların bir kısmı da yönetici pozisyonundaydı. Yani bunlar hem uçacaklar hem de yönetecekler. Hava Kuvvetleri’ndeki kadar kaliteli, pilotlar şu anda hava yollarında. Aralarında ABD’de uçuş ve özellikle de F16 eğitimi almış 100 civarında çok kaliteli pilot var.”
Koşarak gelirler
Peki, yuvaya dönüş için sadece maaş artışı yeterli mi? Soruya “Tabii ki değil, öncelikle pilotlara önemsendiğini hissettirmek gerekir” diye yanıt veren generalin buna dönük önerileri de şunlar:
“Pilotların uçuş yılı 23 veya 24 yılla sabitlenir. Mesela ben 40 yıl uçtum ama 24 yıllık pilot olarak devamlı uçuş tazminatı aldım; eğer ki bunu düzenlerlerse ve uçuş tazminatları emekliliğe de yansıtılırsa burası hava yolları kadar olmasa bile ona yakın bir cazibe olur.
Bunun yanında o pilotlara lojmanını verip, yılda bir kere de askeri kamplar için tarih önceliği tanırlarsa koşarak gelirler.
Tabii öncelikle şu anda Hava Kuvvetleri’nde görev yapan pilotları elde tutmanın yollarını bulmaları da şart. 10 yılını dolduran bu pilotlar artık mesleklerinin tepesindeki adamlar, en iyileri. Ama bu insanların bir kısmı kurmay olur, bir kısmı yurtdışına, bir kısmı da ticari hava yollarına gider. Bunların gitmesini ortadan kaldıracak şekilde ekonomik ve psikolojik (özel statü gibi) iyileştirmeler yapılırsa kalırlar.”

Haberin Devamı

Akçakale’de bayramlaşma!

Haberin Devamı

Eski bayramlarda yakınlarıyla bayramlaşmak için Tel Abyad Mıntıka Müdürlüğü’nden “idari mektup” alan Suriyeliler, Akçakale Sınır Kapısı yakınlarında oluşturulan güvenlik noktalarında kendilerini bekleyen Türkiye’deki akrabalarıyla buluşurdu. Hatta “48 saatliğine evlere konuk olma şeklinde” bayramlaşmalar da olurdu. Tabii artık yok çünkü savaş nedeniyle Suriyeli akrabalar zaten Türkiye’de. Dahası, akraba dışındakilerle birlikte gelen Suriyelilerin sayısı Türk vatandaşlarını yakalamış durumda. Şöyle ki; şu anda Akçakale’nin köyleriyle birlikte yerli nüfusu 100 bin civarında, gelen Suriyeli sayısı ise 80 binin üzerinde. Son dört yılda doğan Suriyeli bebek sayısı ise 15 bine yakın. Bir o kadar da okul çağında Suriyeli çocuk var. Bu nedenle ilçedeki 8 okulda sabahları Türk, öğleden sonraları da Suriyeli öğrenciler eğitim görüyor. Yani görüntü misafirlik boyutunu çoktan aşmış durumda...
Peki, yarın bir gün olur da savaş biterse, bu insanlar ülkelerine döner mi? Dün görüştüğüm ilçedeki bir yetkilinin soruya verdiği yanıt şuydu:
“Tabii ülkeleri düzene girerse dönmek isteyenler var ama büyük bölümü burada kalacak, öyle görünüyor...”