Tunca BENGİN
Demiryollarında
facia 'geliyorum' diyor. Daha iki gün önce Karabük'e giden yük katarı
frenleri tutmadığı için, zorunlu kaza yaptırılarak durduruldu.
Sakarya adlı yolcu treninin üç vagonu,
kancalarının kopması nedeniyle birbirine girdi.
Art arda gelen bu olaylar
kaza deyip geçiştirilemez. Teknik - idari
hata ya da
ihmal varsa, sorumluların mutlak bulunması gerekir. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı
Orhan Altuğ da böyle düşünüyor. Tek nedenin, personel ve bakım yetersizliği olduğunu belirterek, şöyle diyor:
"1995 yılında bir Amerikan firmasınca hazırlanan
'TCDD'nin yeniden yapılanması' projesi yaşama geçirildi. Hedef personel sayısını yüzde 55 oranında azaltmak. Ayrıca bakım onarım atölyeleri, eğitim tesisleri kapatılacak, hastaneler, limanlar özelleştirilecek ve gayrimenkuller satılacak. Personel yokluğundan bazı seferler kaldırıldı. Yeterli yedek parça ve bakım olmadığından seyrüsefer emniyeti tehlikede. Örneğin;
İstanbul'da sefer yapan banliyö trenlerinin
el frenleri ve makinist fenalaştığında treni durduracak bir sistem olan
totman (ölü adam) çalışmıyor. Tren şeflerinin kaldırılmasıyla makinistin tek başına görev yapmak zorunda kalması kaza riskini artırıyor.
Tekerlek bodenleri bakımsızlık ve genişliğinin işletme sınırının altında olması
raydan çıkmalara neden oluyor."
Hastane kavgası
Son günlerde tartışılan bir başka konu da
İstanbul'daki 500 yataklı
PTT Hastanesi'nin durumu. İddiaya göre; personeli azaltılarak ihtiyacı karşılayamaz hale getirilen hastane, Özel
Marmara Vakfı'na peşkeş çekilmek isteniyor.
Hastane yetkilileri doktorsuzluktan birçok servisin hizmet veremediğini, yeni alınan tomografi, ultrason, dopler, emar gibi modern cihazların atıl hale geldiğini söylüyor.
Posta İşletmesi Genel Müdürü
Nuri Alagöz ise hastaneyi
satmak değil,
kiraya vermek düşüncesinde olduklarını, onu da şimdilik
dondurduklarını belirterek, şöyle diyor:
"Oradaki arazi 184 dönüm, değeri
62 trilyon lira. Kiraya verilmesi düşünülen yer on dönümlük bir alan. Marmara Vakfı, hastanenin yıllık personel gideri olan 1.8 trilyonu vermeyi ve kurum personeline ücretsiz bakmayı önerdi, düşünelim dedik."
Alagöz, birçok tesisin çürümeye terkedildiğini de vurgulayarak, devam ediyor:
"Devlet geri kalan arazide
üniversite kursa fena mı?
Şile'de deniz kenarında 70 yataklı sosyal tesis 1995'ten beri boş. Kaloriferleri sökülmüş, yataklar çürümüş.
Dragos sahilinde 10 dönümlük yerde kümes gibi barakalar harap halde. Bir tek bekçi kalıyor. Bir vatandaşa versek, beş yıldızlı otel yapsa, yarısı da işletmenin olsa kötü mü? Ama yapma diyorlar. O halde siz söyleyin bunları nasıl
aktif çalıştırayım?"
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr