Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YSK, 30 Mart yerel seçimlerine girecek parti sayısını 27 olarak belirledi. Kurayla yapılan partiler arası sıralama sonrasında da ortaya oldukça uzun bir oy pusulası çıktı. Bu yani çok seslilik, demokrasinin gereği... Ancak 17. dönem İstanbul Milletvekili Yılmaz Hastürk’ün buna itirazı var:
“Bu, çok seslilik değil, vatandaşı aldatmak. Çünkü seçime giren ve alternatif gibi görünen bazı partilerin Ankara’da değil ilçe, genel merkez binaları dahi yok. Üye sayıları da yetersiz.”
Bu iddiasına yönelik olarak bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunacağını ve 27 parti arasından 8’inin kayıtlı üye sayılarını talep edeceğini belirten Hastürk’ün, “Seçime girme yeterliliği engelini nasıl aşıyorlar?” sorusuna verdiği yanıt da ilginç:
“Siyasi partilerin seçimlere katılabilmeleri için en az 41 ilde teşkilatlanmaları ve il kongrelerinde seçilen delegelerle kurultaylarını yapmaları şart. Ama bu yeterliliğe sahip olmayan bazı partiler Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na yaptıkları başvuruda kurucular kurulunu kongrede seçilmiş gibi tescil ettiriyorlar. İl seçim kuruluna itiraz olmayınca da hileli bir “hakkı müktesebi” kullanıyorlar. Savcılık üye sayıları hakkındaki başvuruma yanıt verirse, birçok partinin üye sayılarının kongre yapmalarına müsait olmadığı görülecektir.”

‘Kafa karıştırıyor’
Hastürk’e göre, çok seslilik sanılan bu parti çokluğunun hukuksuzluğun yanı sıra diğer sakıncaları da şöyle:
“Metrelik oy pusulası büyük bir mali külfet. Dahası mühürleyip kurumadan katlanılan pusulalar geçersiz oya dönüşüyor.
Seçmen birbirine benzeyen amblem ve figürlerle kendi partisini bulmakta zorlanıyor. Ya da kafası karışıyor. Örneğin DP ve DYP’nin amblemleri de at figürlü.
Hiçbir partide yer bulamayan kişiler özellikle küçük beldelerde tabela partilerinden şansını deniyor.
Seçilirse de iktidar partisine ya da ana muhalefet partisine geçiyor. Yani atlama tahtası yapıyor. Böylece halk yanıltılıyor.
Kaldı ki seçim barajı yüzde 10 kaldığı sürece bu partilerin büyük çoğunluğunun barajı aşıp parlamentoya gelmesi mümkün değil. O nedenle de asıl hedef hazine yardımı almak için yüzde 7’den 3’e düşürülen oy oranını yakalamak.”

Haberin Devamı

‘Paralel’ hayatlar

Haberin Devamı

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla birlikte “paralel” bir döneme girdik. Ayakkabı kutularında, milyon dolarlar, evlerde para sayma makineleri, şok tutuklamalar, sürpriz tahliyeler... Yargı, emniyette sonu gelmeyen hesaplaşmalar. Yöntemiyle de içeriğiyle de skandal dinlemeler... Ve de TBMM’de, meydanlarda, ekranlarda dur durak bilmeyen kavgalar ve karşılıklı suçlamalar... Ne dersiniz, bu yoğun(!) gündemde, gerçek “paralel” hayatları unuttuk mu yoksa:
* İşsiz öğretmen intihar etti: Sinop’ta bir süredir işsiz olan 35 yaşındaki kimya öğretmeni Gamze Filiz Arslan av tüfeğiyle intihar etti.
* Efe’nin ömrü iliğe yetmedi: Aydın’ın Kuşadası İlçesi’nde yaşayan Açıkgöz Ailesi’nin 2 yaşındaki lösemi hastası oğlu Kazım Efe Açıkgöz, bulunan uygun iliğin gelmesini beklerken yaşamını yitirdi.
* Kanserli kıza yardım faiziyle geri istendi: Edirne’de Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü 12 yaşındaki beyin tümörü hastası Menekşe Bür’e evde bakım ücreti için ödediği 16 bin lirayı, faiziyle birlikte 22 bin Türk Lirası olarak geri istedi. Parayı geri ödeyemeyen aile icralık oldu.
* Tünel inşaatında kafasına kaya parçası düşen işçi hayatını kaybetti: Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyol projesi kapsamında inşaatı devam eden Samanlı Tüneli inşaatında çalışan bir işçinin kafasına tünelden kopan kaya düştü, ağır yaralanan Hacı Mustafa Köse hastanede hayatını kaybetti.
* İşten çıkarılan madenci kulede intihara kalkıştı: Zonguldak’ta mazeretsiz işe gitmediği gerekçesiyle iş akdi sonlandırılan maden işçisi 30 yaşındaki Abdullah Çukuruk, işyerindeki kuleye çıkıp intihara kalkıştı. İşe alınacağı sözü verilerek ikna edildi.

Haberin Devamı

Kırmızı hat

* Ankara TOKİ Yapracık Konutları’nda yaklaşık 10 bin konut var. Ancak ne sağlık ocağı ne de alışveriş için bir yer mevcut değil. Evlerimizin şehirden 35 kilometre kadar uzak olduğu göz önünde bulundurulduğunda ne kadar mağdur olduğumuz görülecektir. Hiç kimse bizle ilgilenmiyor. Acil bir durumda hastamıza müdahale edecek kimse yok. Bu arada toplanan yakıt paraları da çok yüksek... 3+1 eve en az ödediğimiz ücret 500 lira. Üstüne de 50-60 lira sıcak su parası geliyor.
Cüneyt Hafızoğlu