Tunca BENGİN
Mavi Çarşı felaketinin üstünden bir hafta geçti.
Olağanüstü önlem paketi yürürlükte. Polisin hassasiyeti vatandaşı rahatlatıyor, ancak eksiklerin giderilmesine yönelik tanınan
bir aylık süre de hızla tükeniyor.
Görüştüğüm yetkililer; (Valilik, İlçe Belediyeleri, İtfaiye Müdürlüğü) asla
taviz vermeyeceklerini söylüyor.
Umarım; sözlerinde dururlar...
Çünkü; geçmişteki
vurdumduymazlık insanı endişelendiriyor.
"Yedi yıldır yapılmayan, bir aya nasıl sığacak" diye düşündürüyor.
Hemen bir hatırlatma;
Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç (1992'deki Yangın Yönetmeliğini hazırlayan kişi) İstanbul'daki işyerlerinin yüzde 10'unun tamamen kapanması, yüzde 80'inin de iyileştirilmesi gerektiğini savunuyor..
Bunun anlamı; kentin baştan aşağı onarımdan geçmesi.
Yedi yıl oldu
Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, şöyle diyor:
"1992'de yönetmeliği hazırlarken belli bir geçiş süresi düşündük. Araştırdık,
Japonya 10, Fransa 8 yıllık bir geçiş süresi uygulamış. 10 yıl dedik. Uzun gerekçesiyle eleştiri alınca
5 yıla indirdik."
Peki; bugün geldiğimiz nokta?
"Yıl
1999 maalesef değişiklik yok. Yönetmeliğe uyanlar sayılı, orta ölçekli alışveriş merkezleri ve sanayi kuruluşları facia. Bir ayda eksiklerin giderilmesini istemek tamamen
ütopik düşünce. Ya da
polis gücüyle yapılması gerekir."
Yangın merdiveni rezaletine gelince;
Son günlerde buna
"emanet olanları" eklenmiş. Kılıç, devam ediyor:
"Merdiven duman almayan, hararetin etkilemediği konumda olmalıdır. İlanlara bakıyorum, rant peşinde koşan uyanıklar türedi. Demirden yapıyorlar. Demir ısınır, kullanılmaz. Emanet olanları dahi var. Yan arsaya giriyor,
ruhsatı alınca kaldırıp atıyor."
Devlet bunu yaparsa
Ya kamu binaları...?
Maalesef farksız.
Hastane, okul, adliye olarak kullanılan bir çok binada güvenlik sistemi hak getire...
Oysa devlet, örnek olmalı.
Ama, işin ciddiyetine ancak
1995'de uyanabilmiş. Bu tarihte yürürlüğe giren
Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün yönetmeliğinde önlemler tek tek sıralanıyor. Ancak dinleyen kim?
Abdurrahman Kılıç, tanık olduklarını anlatıyor:
"Dönemimde bir çok ilçe belediyesi kuralları çiğnedi. İtirazımıza rağmen, kendi tanışacağı binaya dahi ruhsat çıkarttı. Esentepe'deki
PTT binası da başka örnek. Eksikleriniz var dedik, 'biz devlet dairesiyiz, bizden mi istiyorsunuz' diye karşı çıktılar."
Bugünkü
İtfaiye Müdürü Nurettin Demirci de şöyle yakınıyor:
"Bodrum katlarında
ruhsatsız çalışan bir yığın eğlence yeri var. Gidin okullara bakın. Devlet hastanelerini,
(örnek; Haydarpaşa Numune Hastanesi), özel hastaneleri inceleyin. Yangın merdiveni olmayan otel, işhanı, alışveriş merkezi kıyamet gibi."
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr
