Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Güçlü Demokrasi, Güçlü Ekonomi, Güçlü Sivil Toplum” ilkeleriyle yola çıkan Marmara Grubu Vakfı, geçen hafta Kadir Has Üniversitesi’nde Bangladeş Büyükelçisi M. Allama Siddiki’nin konuşmacı olduğu bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.

26 Mart 1971’de bağımsızlığını kazanan Bangladeş’te, 2016 yılı itibariyle 163 milyon kişi yaşıyor. Dünyanın sekizinci büyük nüfusuna sahip ülkede 100 milyonu aşan çalışabilir genç bir nüfus barınıyor. Yüzölçümü 147.570 kilometrekareyi bulan ülkenin başkenti Dakka ve milli geliri 2017 yılbaşı itibariyle 249 milyar dolar.

Haberin Devamı

Bangladeş’in üç yönden birden komşusu olan Hindistan’la 4.000km’ye yakın sınırı bulunuyor. Diğer komşuları Burma ve Myanmar.

“Irmaklar Ülkesi” adıyla anılan Bangladeş’in insanı yumuşak başlılığı ve çalışkanlığı ile tanınıyor. Bütün komşuları başka dinlere mensup olan Bangladeş’in nüfusunun büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyor. Ülkenin laik kalmaya ve kadın eşitliğine önem veren bir yönetimi var. 50 ayrı nehrin birçoğunun birleşerek denize ulaştığı ülkede insanlar suyla iç içe yaşıyorlar ve her 30 yılda bir 10.000 kilometrekare büyüklüğünde toprak ırmakların taşıdığı alüvyonlar sayesinde ülke yüzölçümüne ekleniyor.

Bangladeş’teki ırmakların toplam debileri Amazon Nehri’nden sonra dünyada ikinci büyüklüğe ulaşıyor. Doğal olarak ülke çeşitli su taşkınlarından tsunamilerden, tayfunlardan kurtulamıyor ve balta girmemiş denilen sıklıktaki ormanlar ülkenin tarıma açılamayan bölümlerini kaplıyor. Bu ormanlarda, dünyaca meşhur “Bengal Kaplanı” yaşıyor.

Bağımsızlık mücadelesi

1757-1947 tarihleri arasında Bangladeş İngiliz kolonisiydi ve öldüresiye sömürüldü. 1947 ile 1971 yılları arasında Bangladeş, Pakistan’ın hâkimiyetine girdi. 11. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar bu ülkede İslamiyet hâkim oldu. Tasavvuf görüşünün hâkim olduğu “Sufiler” ülkede etkili oldular.

1971’de başlatılan demokrasi savaşı 3 milyondan fazla şehit sayesinde gerçekleşebildi. Bangladeş’in bağımsızlık savaşını, Rusya ve Hindistan destekledi. O dönemde Türk tarihçiler “Pakistan ikiye bölündü” diye yazmışlardı; aslında Bangladeş’liler bir bağımsızlık savaşı verdiler. Pakistan’ın yüzden fazla Bangladeş’li aydını öldürmesi bu savaşın başlamasında bardağı taşıran son damla olmuştu.

Haberin Devamı

Bangladeş’te “Bangla” dili konuşuluyor. Pakistan’ın ana dili olan “Urdu” Bangladeş’te bir yabancı dil olarak kabul ediliyor. Pakistan hâkimiyeti altında iken 1952’de Pakistan Hükümeti Bangla’yı ikinci dil olarak kabul etmişti.

Bizim için fırsatlar ülkesi

Halen Bangladeş seçilmiş beşinci hükümetle yönetiliyor. 9 yıldır aynı hükümet iş başında ve 1991’den sonra ülkede hiçbir ordu müdahalesi olmadı. Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’dan Çin’e giden en yakın yol Bangladeş’ten geçiyor. Ülke nüfusunun %22.4’ü fakir ayrıca %12.1’i açlık sınırında bulunuyor. Ülkenin %20’si elektrik kullanamıyor. Ancak 100 milyondan fazla kişinin cep telefonu ve interneti var. Beşte biri sularla kaplı olan bu ülke nüfusunun besin ihtiyacını tek başına karşılayabiliyor ve ihracatının %80’i tekstil ürünlerinden oluşuyor. Bunu sağlamak için de önemli ölçüde pamuk ithal ediyorlar. Son yıllarda ülkede yazılım sanayi gelişti ve ilaç endüstrisi büyüdü. 560 tona kadar gemi de inşa edebiliyorlar. Büyük ölçüde kültür balığı üreterek, insanlarının ihtiyacını karşılıyorlar. Petrol ve gaz dahil her türlü enerji ile makinayı ithal ediyorlar.

Haberin Devamı

İstiklal Savaşı’mız sırasında Bangladeş’in yardımları oldu. Hiç kimseyle sorun yaratmak istemeyen ve Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünü temel almış bir dış politikaları var. Türkiye ile dış ticaretleri 880 milyon dolar civarında. Ancak ülkemizin Bangladeş’ten ithalatı ihracatından fazla.

Bangladeş’te dışa açık Müslüman bir nüfus, ucuz iş gücü ve istikrarlı bir hükümet var. Ülke yabancı yatırıma ve Eximbank desteğine muhtaç vaziyette. Bu haliyle Bangladeş bizim için “fırsatlar ülkesi” sayılabilir.