Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik krizlerin her biri farklı gibi görünse de çoğu yönleri ortaktır. Rose Bertin bu nedenle, “Ekonomik krizler, hiçbir zaman farklı olmamıştır; sadece unutulmuş yönleri vardır” diyor. Gerçekten de gerek gelişmiş ülkelerde ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde krizler belli bir yol haritası izliyor.

Ekonomik krizler bir rahatlama döneminin arkasından geliyor. Çoğu zaman, elektrikli otomobil gibi yeni bir buluş, yerden biten Hedge Fonları veya Kredi Garanti Fonu gibi mali mühendislikler, lale borsası veya saadet zincirleri gibi cin fikirler, kısa yoldan zengin olmak isteyen kişileri cezbediyor. Bankalar ve mali kuruluşlar da bu eğilimlere paralel olarak, bilançolarını büyütüyor. Bu gelişmeler bir krize yol açtığında da genellikle “bu defa farklı sendromu” devreye giriyor.

Haberin Devamı

Krizlerin belirtileri

Krizlerin nedenleri konusunda birçok ekonomist açıklamalar yaptı. Örneğin, Graciela L. Kaminsky liberal ekonomilerde krizlerin kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Öte yandan, hiçbir ülke ne iç mali kısıtlamalar ne de dış sermaye akımlarını engelleme veya serbestileri kısıtlama yoluna gitmiyor.

Carmen M. Reinhart, mali krizlerin ön belirtilerini şöyle açıklıyor:

- Ülkeye büyük oranda sıcak para girmesi,

- Hisse senedi fiyatlarında keskin yükseliş,

- Gayrimenkul fiyatlarında büyük artışlar,

- Olması beklenenden çok yüksek büyümeler gerçekleşmesi,

- İç ve dış borçluluğun artması.

Tetikleyiciler

Reinhart, krizlerin tetikleyicileri konusunda da şu listeyi veriyor:

- İyi günler sürerken, merkez bankaları para politikaları ve bütçe disiplini konusunda yeterli tedbir alınmaması,

- Devletlerin müteahhitlere verdikleri Hazine garantileri gibi gizli borçların yüksek oranda olması,

- Aşırı değer kazanmış para birimleri,

- Geniş ölçekli vergi kaçakları ve yaptırım eksiği,

- Mali sektörün yeterince denetlenememesi,

- Adam kayırma ve rüşvet ile irtikabın artması,

- Değerleme şirketlerinin ve danışmanların uzağı görememeleri.

Ülkemizde, Kredi Garanti Fonu’nun garantisi altındaki kredilerin yeniden yapılandırılması için istek ve baskı var. Bu durum, bir bakıma bankaların da işine geliyor. Bu çeşit krediler, takipteki krediler arasından çıkmış oluyor ve rasyolar iyi gibi gösterilebiliyor. Gizli borçlar arasında bunları da saymak gerekiyor.