Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2012 Olimpiyat oyunları için Londra’nın seçildiği belli olduğunda, olimpiyatların toplam harcamasının 2.7 milyar Pound olacağı hesaplanmıştı. Ancak, “evdeki hesap çarşıya uymadı” ve 2007 yılına gelindiğinde, 9.3 milyar Pound harcanmasının kaçınılmaz olduğu anlaşıldı. Kesin hesap hala çıkmamış olmakla birlikte, olimpiyat gözlemcilerinden Julian Cheyne’nin yaptığı hesaplamalara göre, toplam harcamaların son değeri 13 milyar Pound’u aştı. Üstelik, bu tutara ulaşım giderleri dahil değil. Ulaşım giderleri de eklenirse, harcamanın boyutu 24 milyar Poundu buluyor.
Önceleri Londra Yaz Olimpiyatları’nın giderlerinin özel sektöre yükleneceği ve ilk kez bu devasa yükün kapitalist sistem tarafından çözüleceği söylenmişti. Ama, ilk başlarda işe talip olan Avustralya firmaları dahil olmak üzere tüm özel şirketlerin, arsaların uzun süreli ücretsiz kiralanması formülü ile bu büyük işi gerçekleştiremeyecekleri anlaşılınca, tüm yük İngiliz Hükümeti’ne (yani, İngiltere halkına) kaldı. Olimpiyatlar sırasında 10.000 polis ve güvenlik görevlisine ek olarak, 13.500 askeri personel görev yaptı. Güvenlik konusunda ABD’den de yardım istenmesi üzerine, ayrıca 500 FBI ajanı da İngiliz polisine yardımcı oldu.

Fiyat çalışması incelenmeli
Londra olimpiyatlarında 26 ayrı spor dalının yarışları için toplam yaklaşık 8 milyon bilet satıldı. Satılan biletlerin geliri organizasyon harcamalarının sadece % 20’sini karşılıyordu. Bu oranı % 25-30 seviyelerine yükseltmek için yüksek talep oluşturulması gerekiyordu. Bu amaçla, talebi arttırmak için gençlerle, 60 yaş üzeri kişilerin biletlerindeki erken satışlarda ciddi indirimler yapıldı. Kara borsanın önlenmesi için ise, iyi yerlerin son dakikada satılmasına karar verildi. Bu biletlerin tanesi, ortalama 2013 pound civarında bir fiyatla alıcı buldu.
İlk aşamada, bilet kategorilerinin kişi sayıları kesin olarak belirlenmemişti. Böylece, gelen talebe göre daha iyi yerlerin daha yüksek ücret ile satılması olanağı doğdu.
Öte yandan, bütün bu işlerin nasıl yapıldığı halka açık bir dil ile anlatılarak bu konuda dedikodu çıkması önlendi. Biletler hiç bir zaman açık arttırmayla satılmadı; ama istekli bilet sahipleri arasında çekilişler yapılarak önceden bilet almış olanların, büyük olmayan farklar ödeyerek daha iyi yerleri satın alabilmeleri sağlandı. Fazla rağbet görmeyen spor dallarına ait biletlere ücretsiz metro ulaşımı ya da ücretsiz park gibi kolaylaştırıcı unsurlar eklenerek, bu dallarda bilet talebinin artışı gerçekleştirildi.
Yaklaşık, 1,5 yıl öncesinden kamu araştırması yapılarak hangi sporlar için, hangi kategorilerde, hangi bilet fiyatının uygun olacağı konusunda bir fikir edinilmişti. İlk tedbir olarak da, bu tip organizasyonlarda sık sık görülen belli kesimlere ücretsiz bilet dağıtılması uygulaması tamamen kaldırılmıştı.