"Merkez Bankası Başkanı faizleri düşüremedi; döviz kurunda istikrar sağlayamadı ve enflasyon hedefini tutturamadı" dediler.
- “Faiz yükseltilirse, döviz kuru istikrarı bozulur ve enflasyon hedefinden vazgeçilmiş olur” dedim.
- “Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almak istiyoruz” dediler.
- “Başkan’ı çağırıp konuşursanız, kendiliğinden ayrılır; aksi halde, “Merkez Bankası Bağımsızlığı”ndan söz etmek zorlaşır” dedim.
- “Faizleri düşürmek istiyoruz” dediler.
- “Hangi faizleri? Hazine’nin borçlanma faizini mi? Kredi faizlerini mi? Yoksa, mevduat faizlerini mi?” diye sordum.
- “Hepsini” dediler.
- “İşe, Hazine borçlanma faizleri ile başlayalım” dedim.
- “Nasıl olacak?” dediler.
- “Birikmiş faizi ile her an geri ödemeli, hamiline yazılı yüzde 4.5 faizli tahvil çıkaralım” dedim.
- “Sonra” diye sordular.
- “Merkez Bankası faizini, beklenen enflasyonun bir puan altına indirelim” dedim.
- “Yeterli mi?” diye sordular.
- “Yetmez, bankaların maliyetlerini düşürmek lazım. Bunun için de, Türk Lirası Munzam Karşılıkları’nı bankalara iade edelim” dedim.
Faiz düşürme işi
- “Bu işi anlamadık; peki, dövizde istikrar nasıl sağlayabilirsiniz?” dediler.
- “Türkiye’de her türlü alım satım ve ihale Türk Lirası ile yapılsın; efektif sevkiyatını sadece Merkez Bankası yapabilsin; rating (değerleme) şirketleri ile bire bir görüşecek bir büro kurulsun” dedim.
- “Yeterli mi?” dediler.
- “Hayır. “Döviz Mevduat Karşılıkları”nın da bankalara iadesi gerekir” dedim.
- “Bu kadar mı?” dediler.
- “Ayrıca, OHAL’in bazı iller ile sınırlandırılması; gazetecilerin önemli bölümünün hapisten çıkarılması ve adalet mekanizmasının devlet müdahalesinden uzaklaştırılması da gerekebilir” dedim.
- “Bunu da iyice yerli yerine yerleştiremedik; peki, kur artışı nedeni ile iflasla karşı karşıya kalan özel şirketleri nasıl kurtaracağız?” dediler.
- “Merkez Bankası özel bir operasyonla, ilave para basmadan, bu şirketler için 20 milyar dolar civarında bir Türk Lirası Fonu yaratabilir ve şirketler bu fonu kullanarak borçlarını 1 Dolar = 3 TL benzeri bir kur üzerinden geriye ödeyebilirler” dedim.
- “Bir şey anlamadık” dediler.
- “Olur mu? Ben anlatamamışımdır” dedim.
Tabii ki, yukarıdaki görüşme hiç olmadı.
Güneri Cıvaoğlu
Putin’in kaderinde bir çift kadın ayakkabısı
19 Mart 2024
Melih Aşık
Ali Sirmen Bir anıt adam
19 Mart 2024
Zafer Şahin
İmamoğlu ve Yavaş’ın yeni partileri
19 Mart 2024
Ali Eyüboğlu
Kate, o hamleyi niye yapmıyor?
19 Mart 2024
Çağdaş Ertuna
Taylor Swift, Travis Kelce ve Basquiat
19 Mart 2024