Dünkü yazımda, Zarrab olayının ekonomik analizini yapmaya çalışmıştım. Bugün, yazıma devam ediyorum.
Halen Belarus, Küba, Eritre, İran, Kuzey Kore, Suriye ve Venezuela’ya Amerikan ambargosu var. Ayrıca, bazı ülkelere silah satmama, bazı ülkelere de “kontrollü ilişki” ilkeleri uygulanıyor. Ambargo konulan ülkelere yardım ettiği kesinleşen ülkelerin sorumlu kişileri, ABD’ye giriş yaptıkları takdirde, gözaltına alınabiliyorlar. Yine, bu kişiler hakkında “kırmızı bülten” çıkarılması halinde, sorumlu kişiler bu bülteni uygulayan ülkelerde de gözaltına alınabiliyor. Bu nedenle, Belarus Cumhurbaşkanı yıllardır yurt dışına çıkamıyor. Doğal olarak, gözaltına alınan kişiler için, ABD’de bir yargı süreci başlatılıyor. Örneğin, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı bu gerekçeyle yargılanıyor. Ancak, uygulamaları yürürlüğe koyma yetkisinin olmaması ve rüşvet almadığının belirlenmesi nedeniyle, bu kişinin beraat etmesi veya çok düşük bir ceza alması beklenebilir.
Türk Hükümeti davaya karşı çıkma yerine, işbirliği yapma durumunu benimsemeliydi. Bu durumda, sadece aralarında eski bakan ve bürokratlar bulunan üç dört kişi ile bir banka parasal cezalar alır ve bunlar da çok hafifletilebilirdi. Hükümetimiz mümkünse derhal davaya müdahil olup, savunmasını yapmalıdır. Zarrab’ın birçok yalanı ortaya çıkarılabilir; hatta bu konuda eşi bile konuşturulabilir. Çünkü ABD’de en büyük suç “yalan” söylemektir. Trump’ın seçim kazanmasındaki en büyük unsur, Hillary’ye yalancı damgasını vurmasıydı.
Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın savunması sırasında da Türk Hükümeti savunulabilirse, bir çeşit müdahil olma durumu ortaya çıkarılabilir. Öte yandan, mümkünse, Zarrab’ın gecikilmeden Türkiye’de de yargılanması başlatılmadır. Sonuçta, Zarrab Davası “Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmedi” durumuna dönüştürülebilir.
Zarrab açıklamalarında, Halk Bankası’ndan yapılan ödemelerin bir kısmını altına çevirdiğinden bahsediyor. Bu konunun araştırılması ve sonucun ABD’deki mahkemeye bildirilmesi, işbirliği yapıldığının bir kanıtı olacaktır.
Bu aşamada Halk Bankası’nın varlıklarının devredilmesi hiçbir fayda sağlamayacaktır. Sonuçta Halk Bankası, Varlık Fonu’nun içindedir ve devletimizin bankasıdır.
Özay Şendir
İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti...
19 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Fidan’ın açıklamasındaki ayrıntı
19 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları
19 Nisan 2024
Zafer Şahin
İstiklal Marşı gündemde değilmiş!
19 Nisan 2024
Abdullah Karakuş
Olağan sorumlular olağan sorumsuzlar
19 Nisan 2024