Yazarlar Yönetimin sonbaharı

Yönetimin sonbaharı

22.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yönetimin sonbaharı

Yönetimin sonbaharı


"Casuslar, yabancı gerillalar, uçak kaçıranlar, ihaleye fesat karıştıranlar, zimmetine para geçirenler, rüşvetçiler, dolandırıcılar, hırsızlar, katiller, gasp suçu işleyenler, döviz kaçakçıları, ırza tecavüz edenler af kapsamında."
Hayır bilemediniz!.. Bu, bugünkü değil, 1974 affından yararlananların listesi!.. Düşünce suçları af dışında!.. Bugünkü gibi!..
Önümde 16 Mayıs 1974 tarihli Milliyet var. Gazetenin manşeti "Af Kesinleşti." O günlerde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, CHP grubunda, "tuttuğumuz dalın çatırdadığını hissediyorum" diyor.
O zaman "çatırdayan dal", bugün Rahşan Ecevit'in ağzıyla, "af benim de içime sinmiyor" biçimine dönüşüyor. 26 yıl sonra, toplumu ayağa kaldıran affın altında yine Ecevit'in imzası var.
Ecevit neden hep katilleri, dolandırıcıları, rüşvetçileri, hırsızları affediyor?.. Düşünce suçları neden hep af kapsamı dışında kalıyor?..
1974... 2000... Tarihin bıktırıcı tekrarı...

İkincisi, çok daha yakın bir zamana ait. Şu ünlü AB Katılım Ortaklığı Belgesi. O temel belgeye ek, bir de İlerleme Raporu var. Bu raporun 16. sayfasından:
"Üzerinde durulması gereken çok temel sorunlardan biri de, cezaevi koşullarıdır. Buralarda tutuklular, hem kendi aralarında, hem de devletle çatışmaktadır. (...) Bulunan çözüm, F - tipi cezaevi denilen çözümdür."
Bir sonraki paragrafta şu uyarı çok ilgi çekici:
"Bazı tutuklar F - tipi cezaevlerine gitmeyi reddetmektedir. Bu koşullarda, yetkililer yeni yapılanmaya gitmeden önce, cezaevlerini 2000 Temmuz'unda ziyaret eden İşkenceyi Önleme Komitesi ile işbirliği yapmalı, cezaevlerinde şiddeti önleyici önlemler almalıdır. Bunun yolu, yönetimde şeffaflık ve tutukluların haklarına açıklık kazandırmaktan geçer."
Anılan belge 8 Kasım tarihli. Yani, belgedeki bilgiler eylül, ekime ait. Cezaevlerine müdahale 19 Aralık'ta!.. En azından dört aydır her şey biliniyor. AB bile biliyor!..

İşte, AB bu!.. Batı toplumu bu. Herkesin normal ve sıradan kabul ettiği her olayın üstüne gitmek!.. Gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önceden sezmek ve önlemini almak!..
Ne garip, deprem sonrasında, afta, mali krizde, cezaevlerinde ve herhangi bir sorunda hep önceden söylenenler yaşanıyor!.. O zaman, "akıl, zeka, bilgi ne işe yarıyor" ya da "yönetim" ne demek diye, sormak gerek.
Ama, herhalde kör uçuş ya da bile bile lades olmasa gerek!..