‘Yeni bir sıçrama dönemindeyiz’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin (RTGD) “Medya Oscarları” Ödül Töreni’ne katıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un da yer aldığı törende ödül alanları tebrik eden Erdoğan, şunları söyledi:

YERLİ VE MİLLİ VURGUSU: Gazetecilik mesleği köklü ve önemli bir iştir. Medyanın tekelleşmesi; giyim kuşamın mimarinin, yeme içme alışkanlıklarının, pek çok alışkanlıkların da tek düze hale gelmesine yol açıyor. Gittiğimiz her yerde aynı kıyafet giyen insanlar, aynı mimari ile inşa edilen şehirler, aynı eşya ile donatılmış mekanlar görüyorum. Yerel unsurları sadece otantik gösteriler veya sergiler olarak karşımıza çıkıyor. Hala dünyayı kuşatan kısırlığın dışına çıkamadığımız gerçektir. Biz her alanda yerli ve milli vurgusu yaptık. 15 Temmuz mücadelemiz kararlılığımızın en somut örneğidir.

ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK: Belediye başkanlığına aday olduğum dönemden beri bize en çok saldıranların başında medya geldi. Ana akım medya ülkemizde eskiden beri vesayetçilerle, darbecilerle, mandacılarla hareket etmiştir. Biz her biri top güllesi niyeti ile atılan manşetlerle, köşelerini kurşun gibi kullanılan kalemşörlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Hukuka da, vicdana da, ahlaka da sığmayacak bir mahkeme kararı ile mahkum edildiğimizde bizim için atılan ‘muhtar bile olamaz’ manşetlerini unutmadık. Gezi ihanetini sosyal tepki, 17-25 darbe girişimini hukuka saygı, çukur eylemlerini sivil direniş, 15 Temmuz’u tiyatro olarak göstermeye çalıştılar.

DAHA SAYGILI MEDYA VAR: Millete; ‘göbeğini kaşıyan adam’, ‘bidon kafalı’, ‘koyun’ diyerek en ağır hakaretleri yapanlar medya mensupları değil miydi? Türkiye’nin geçirdiği büyük değişimden, medyamız da nasibini aldı. Bugün artık hakikatlere daha saygılı bir medyamız olduğuna inanıyorum.

DALGAYI ATLATACAĞIZ: Türkiye’nin onurlu ve kapsamlı politikası birilerini rahatsız ediyor. Farklı toplum kesimlerini tahrik edip ülkemizi iç kargaşaya sürükleyemeyince, bu defa terör örgütleri vasıtasıyla dışarıdan tazyike başladılar. Şimdi ekonomi üzerinden bizi sıkıştırmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin ekonomide çözmesi gereken yapısal sorunları elbette mevcuttur. Biz bunları zaten biliyor ve çözümü için çalışıyoruz. Ancak bunların hiçbiri son zamanlarda yaşadığımız hadiselere açıklamaya yeterli olamaz. Nitekim birileri ülkemizi ekonomi üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını açıkça da ifade etmekte çekinmiyorlar. İnşallah biz bu dalgayı da atlatacağız. Altyapımız atlatmaya zaten inanıyorum ki kabiliyetlidir, o gücü de vardır.

CİDDİ DESTEK VAR: Gerek ekonomi yönetimimiz, gerek devletimizin diğer kurumları ihtiyaç duyulan tedbirleri alıyorlar. Nitekim milletimizin elindeki kaynakları şu anda seferber edilmiştir. Yurtdışındaki dostlarımız da çok ciddi rakamlarla mücadelemize destek vermeye başladı. Bu sürecin hem ekonomi hem de siyasi bakımdan yeni bir sıçrama dönemine girişimizin vesilesi olacağına inanıyorum.

BİR ÖLÜR BİN DİRİLİRİZ: Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını herkes görecek. Biz tüm ilişkilerimizi tek taraflı kazanma değil, birlikte kazanma üzerine kuran bir ülkeyiz. Türkiye ile birlikte hareket etmenin herkes için karlı bir tercih olduğunu bugüne kadar beraber çalıştığımız herkese gösterdik. Ancak NATO’da birlikte stratejik ortak olduğumuz bir ülkenin kalkıp da Türkiye’yi NATO içerisinde, ilk üçün içinde yer alan bir stratejik ortağına bu şekilde yaklaşımlarda bulunmasını hiçbir cümle ifade edemez. Şunu çok açık, net söylüyorum. Bizi öyle tehditlerle, bize ileri geri ifadelerle geri adım attırmak mümkün değil. Biz öyle bir tarihin varisleriyiz ki bizi bu tehditlerle yıldırmak mümkün değildir. Demek ki onlar bu milleti tanımadılar ama tanıyacaklar. Biz bir ölürüz, bin diriliriz. Yapımız bu, karakterimiz bu. Vatandaşlarımız ve yüzlerce milyon dostumuz, kardeşimizle birlikte aydınlık bir geleceğe doğru yürüdüğümüzden en küçük şüphemiz yoktur. Allah doğruların yardımcısıdır. Biz de doğru bir yolda ilerlediğimize inanıyoruz.

HEYECANLA BEKLİYORLAR: Hiç kimse milletimizin içini karartacak, şevkini kıracak, kafasında şüpheler uyandıracak yollara tevessül etmesin. Bu memleketin havasını teneffüs edip, ekmeğini yiyip, suyunu içip, tüm imkanlardan en üst düzeyde faydalanıp Türkiye’nin yüz üstü yere kapaklanmasını heyecanla bekleyenlerin olduğunu görüyorum. Milletimiz ve onun temsilcisi olarak gördükleri şahsımıza karşı duydukları husumeti, ülkenin felaketini dileyecek kadar ileri götürenler bulunduğuna şahit oluyoruz. Medyanın da bilerek veya bilmeyerek bu alçaklığa aracılık etmesinden üzüntü duyuyorum.

Mecrasız bırakılır

Erdoğan “Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyanın her yerinde medya kuruluşları, faaliyet gösterdikleri devletlerin ve toplumların ortak çıkarlarını gözetirler. Bu anlayış medyanın yazılı olmayan kuralıdır. Kendi ülkesine ve toplumuna karşı husumet içine giren kişiler ve kuruluşlar her yerde olduğu gibi medyada da dışlanır, mecrasız bırakılır. Türkiye’nin de bu olgunluğa, sorumluluk düzeyine ulaşması şarttır. Son dönemde bu doğrultuda önemli bir mesafe kat etmiş olmakla birlikte daha gitmemiz gereken çok yol olduğu ortadır. Sizlerden Türkiye’nin medyadaki bu dönüşümüne öncülük etmenizi, katkıda bulunmanızı özellikle bekliyorum. Sizde bu kararlılığı, inancı görüyorum” dedi.

Zarif’i kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’i Ak Parti Genel Merkezi’nde kabul etti. Basına kapılı olarak gerçekleşen kabulde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da hazır bulundu.