‘Yerelden kalkınmayı Türkiye’ye açıyoruz’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, görev süresinin 14. yılında değişen İzmir’in fotoğrafını anlattı ve hayata geçirdikleri ‘İzmir Modeli’ yerelden kalkınma stratejisini Türkiye’ye açtıklarını dile getirdi.

1895-1907 yılları arasında görev yapan Eşref Paşa’yı geride bırakarak, 150 yıllık İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en uzun soluklu başkanı unvanının sahibi olan CHP’li Aziz Kocaoğlu, 14 yıllık belediye başkanlığı süresince hayata geçirdiği projeleri Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen bir toplantıyla anlattı. ‘Güneş İzmir’den doğuyor’ sloganıyla gerçekleşen toplantının açılışını İzmirli ünlü şarkıcı Burcu Güneş yaptı. Sanatçı büyük beğeni ile dinlenen ‘İzmir’de Günbatımı’ isimli şarkıyı İzmirliler için seslendirdi.

‘Bir hayalim vardı’

Değişen İzmir’i fotoğraflarla anlatan sinevizyon gösterisinin ardından kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “14 yıl önce bir hayalim vardı” diyerek başladığı konuşmasında, kalkınma problemine kafa yoran, yaşam kalitesinin yerelden geliştiğine inanan, adam kayırmacı değil herkesi kucaklayan, katılımcı, kimlikli, ahlaklı bir belediye ve tutkulu bir kent için, ayrım yapmaksızın çalıştıklarını söyledi.

‘Üreticiye itibar’

Türkiye’ye örnek olan ‘İzmir Modeli’nin doğuş öyküsünü de anlatan Başkan Kocaoğlu şunları söyledi:

“Çok uzun yıllar ötelenmiş, örselenmiş kırsal kesime pozitif ayrımcılıkla başladık işe. Gerçekten güzel işler başardık kırsalda. Süt üreticisini, çiçek üreticisini, zeytinciyi, fidancıyı, arıcıyı destekleyip, onları tarlada ve pazarda birleşmeye ve sonunda marka olmaya teşvik ettik.”

Üreticiye itibar sağladıklarını dile getiren Kocaoğlu, “İzmir’in köylüsü artık yerinde mutlu. Daha da önemlisi, gelecekten umutlu. Peki İzmir’de bu model hayata geçebiliyor da, Türkiye’de neden uygulanmasın? Neden üreticiler evlerini, bahçelerini, tarlalarını yok pahasına satıp kente göç etmek zorunda kalsın? Türkiye neden İzmir gibi olmasın?” diye konuştu.

‘Doğrunun yanında’

Ülkeye sadece yerelden kalkınma ve insan odaklı kentsel dönüşümü değil; yaşam kalitesinin yerelden geliştiğini ispatlayan bir yönetim modeli sunduklarını söyleyen Başkan Kocaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “

Sevinç gözyaşları döktüğüm anlar oldu. 150. yaşını kutlayan İzmir Belediyesi’ne ve İzmir gibi çok özel bir kente başkanlık etmek, zaten başlı başına çok büyük bir onur. Ama büyük acılar da çektim. Özellikle Türkiye yerel yönetimler tarihinin en büyük kumpası olduğuna inandığım İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonları sırasında. İzmirliler biliyor ki, kendilerine hizmet eden bu Belediye, kimsenin hakkını hukukunu çiğnemez. Dürüst ve çalışkandır. Hep doğrunun yanında olur. Biz de biliyoruz ki, İzmirliler bize inanır, güvenir.”

İzmir gibi Türkiye

Toplumdaki sevgi ve hoşgörüyü artırmanın, sağlıklı bir demokrasiye sahip olmanın, yaşam kalitesini geliştirmenin ve sürdürülebilir kalkınmanın formülünün yerelde yattığını söyleyen ve “Türkiye, İzmir gibi olsun” çağrısında bulunan Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin, bölgesel kalkınmanın sağlanmasında da çok büyük etkisi olacaktır. Bu nedenle, Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki vesayet karşıtı tutumu tamamiyle destekliyoruz. Türkiye’deki yerel demokrasi talebini, bugün burada yeniden şekillendiriyoruz. Aslında bu bir başlangıç. İzmir’den yükselen bir ses. Ve güzel ülkeme bir çağrı: İstiyoruz ki, Türkiye İzmir gibi olsun. Kucaklayıcı bir yerel yönetim modelini İzmir’den geliştirmeye çalıştıklarını vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Demokrat, hoşgörülü, güvenli, enerjik, dirayetli, güçlü ve inançlı, kararlı, şeffaf, adaleti her türlü değerin üzerinde tutan, tasarruf eden ve kendi göbeğini kendi kesebilen İzmir, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın; bu düşüncesinden, bu yaşam biçiminden, bu özgürlük tutkusundan asla vazgeçmeyecektir” diye konuştu.

‘Ankara feyz alsın’

İzmir’e yapılan ötekileştirme ve uygulanan çifte standartların kendilerini yıldıracağına daha da kamçıladığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Çatışmaların, kamplaşmaların, karpuz gibi bölünmelerin arttığı şu dönemde mutlu, umutlu, barış içinde yaşayan İzmirlilerden feyz alsın Ankara. İzmir’den yükselen sese kulak versin, farkımızı fark etsin, bize önyargılı bakmasın, dışlamasın, ötekileştirmesin, karşımıza türlü türlü engel çıkarmasın. Omuz versin, el uzatsın. Güzel İzmir’de güzel şeyler olduğunu kabul etsin. Yerelden kalkınma başarımızı kıskanmasın; aksine gurur duysun, mutlu olsun.

14 yıl içinde neler yapıldı?

Kent, 2004-2018 döneminde ulaşımdan çevreye, sosyal ve sportif tesislerden sanat merkezlerine kadar güçlü bir altyapıya kavuştu. Başkan Kocaoğlu’nun ‘yerelde kalkınma’ hedefiyle hayata geçirdiği uygulamalar, yerel yönetim literatürüne ‘İzmir Modeli’ olarak geçti. 1895-1907 yılları arasında görev yapan Eşref Paşa’yı geride bırakan ve 150 yıllık belediyenin en uzun soluklu başkanı unvanının sahibi olan Aziz Kocaoğlu döneminin belli başlı çalışmaları şunlar: 16 kat büyüyen raylı sistem, metro, banliyö hattı, tramvay, ilk elektrikli otobüs filosu, Akıllı Trafik Sistemi, İzmir Doğal Yaşam Parkı, Adnan Saygun Sanat Merkezi, Âşık Veysel Rekreasyon Alanı ve Uluslararası Buz Spor Salonu, Havagazı Fabrikası, Yaşam Kampüsü, Doğanlar ve Tire statları, çok amaçlı salon, Homeros Vadisi, teleferik, Doğal Yaşam Köyü Projesi, Farkındalık Merkezi, Yeni Opera Binası.. .

Kentsel dönüşüm projeleri, yollar ve kavşaklar, İzmir’in en uzun tüneli, Yüzülebilir Körfez, arıtma konusunda yapılan çalışmalar, Süt Kuzusu Projesi, Meslek Fabrikası, Kent Ekmek Fabrikası, Eşrefpaşa Hastanesi ve restorasyon adımları da Büyükşehir’in diğer adımları arasında yer aldı.