11.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Melis Güvenç
Hakkınızda pek fazla bilgi yok. Bugüne kadar neler yaptınız kısaca bahseder misiniz?
Ortaokuldan itibaren konservatuar eğitimi aldım. Liseden, üniversite sona kadar tam zamanlı flüt bölümü mezunuyum. Aslında çocukluktan itibaren sadece güzel sanatlara, güzel olana ilgim vardı. Bir bölüm seçmem gerektiği için müzikte ilerledim ama oyunculuk anlamında da eş zamanlı olarak kitaplar, workshop’lar ve eğitim veren kurumlarda kendimi geliştirmeye çabaladım. Okuldan mezun olduktan sonra kendimi oyunculuk alanında daha rahat hissettiğimi, ifade ettiğimi gördüm ve hemen piyasaya girme fırsatım oldu. ‘İzmir Çetesi’ dizisinde Kadir İnanır’ın kızı ‘Duru’yu oynadım. Daha sonra peşinden ‘Sevdaluk’ ve ‘Beyaz Karanfil’ geldi.
Şimdi de ‘Kalbim Ege’de Kaldı’...
‘Kalbim Ege’de Kaldı’ dizisinde neden olmak istediniz?
Ailem İzmirli, Ege’nin yeri kalbimde her zaman ayrı. Burada insan kendini evinde gibi hissediyor ve insanları da
ailesindenmiş gibi davranıyor.
Senaryoyu okuduğumda Ege’de geçen bu sevgi dolu, sıcacık hikayenin içindeki o dışı sert ama içi yumuşacık ‘Zeliş’ olma fikri beni çok heyecanlandırdı.
Ege’de çekim yapmak nasıl?
Burası cennetten bir parça gibi. Coğrafyasıyla, yaşam tarzıyla, insanıyla doğal kalabilmiş ve kendini koruyabilmiş bir yer. İnsanlarında da sanıyorum biraz burada yaşıyor olmanın getirdiği dinginlik, hoşgörü ve sabit bir huzur var. Bizi de bu huzura ve yaşayışlarına sanki senelerdir tanıyormuş gibi dostça dahil ettikleri için çok mutlu ve minnettarım.
Rolünüz için bir hazırlık yapmanız gerekti mi?
‘Zeliş’ şu ana kadar canlandırdığım karakterlerden oldukça farklı olduğu için ona göre donanımlar kazanmam gerekti. Motosiklet kullanmayı, Uzakdoğu sporlarını inceledim. ‘Zeliha Gıpgıp’, dışarıdan çok maskulen görünen, sert tavırlı, tepkisini sansürsüzce gösteren, kendi ayakları üzerinde duran dimdik bir genç kadın. Ama içinde çok duygusal, ailesine ve değerlerine çok bağlı, o mükemmel, romantik aşk hayallerini gerçekleştirmeyi bekleyen saf, küçük bir kız çocuğu...
Rol arkadaşınız Alper Saldıran nasıl bir partner?
Alper her şeyden önce sürekli daha iyisini arayan, anın içerisinde kalmayı başarabilen ve kolaylıkla esneyebilen çok iyi bir oyuncu. Doğal ve gerçek. Onunla karşılıklı oynadığımız için
mutluyum.
Sizce diziniz diğerleri arasından hangi yönüyle sıyrılıyor?
Dizimizdeki entrikalar ve tartışmalar bile sevginin büyümesini amaçlıyor. Kavgalar sonunda sevgiye bağlanıyor. Hikayesiyle hepimizin Yeşilçam özle-mini gideriyor. Dili gerçek, zorlama bakışmalar yok ve neşeli temposuyla bizi hayatın rutin ağırlığından fark etmeden uzaklaştırıyor.
‘Oyunculuk yaşama biçimim’