Yılda 165 bin kişi kansere yakalanıyor

BAŞLARKEN...

Her yıl 17 Kasım tarihi, “Dünya Akciğer Kanseri Günü” olarak kabul ediliyor. Erkekler arasında en sık görülen tür olan akciğer kanseri, ülkemizde çok sayıda ölüme neden oluyor. Sadece akciğer kanseri değil, diğer kanser türleri de adeta grip gibi yaygınlaşır hale geldi. Uzmanlara göre kanserin başlıca nedenleri; sigara, alkol, stres, düzensiz beslenme, katkı maddeleri, doğal olmayan gıdalar, bilişim cihazlarının yaydığı radyasyon, çevre kirliliği ve genetik faktörler... Gün geçtikçe yaygınlaşmasına karşın, gelişen tıp teknolojileri, yeni tedavi yöntemleri ve erken tanı sayesinde birçok kanser türü tedavi edilerek kontrol altına alınabiliyor. Hepimizin korkulu rüyası haline gelen kansere karşı son dönemde uygulanan yeni tedavi yöntemleri, dikkat edilmesi gerekenler ile kanseri yenenlerin öykülerini kaleme aldık...

Dünya genelinde yılda 14 milyon kişi kanser tanısı alırken, yaklaşık 8.2 milyon kişi hastalık nedeniyle yaşamını kaybediyor. İstatistiklere göre erkeklerde sırasıyla akciğer, prostat, kolon (kalın bağırsak), mide ve karaciğer kanserleri en sık görülen türler olarak öne çıkıyor. Kadınlarda ise en çok görülen kanser türleri meme, kolon, akciğer, rahim ağzı ve mide kanserleri. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 100 bin erkek, 65 bin kadın olmak üzere 165 bin kişi kansere yakalanıyor. Yılda 150 bine yakın vatandaşımızı kanser nedeniyle kaybediyoruz.

‘Rakam ürkütücü’

Türk Akciğer Kanseri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıza Çetingöz, akciğer kanserinin özellikle erkekler arasında en sık görülen ve ölüme neden olan kanserler arasında yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Her yıl yaklaşık 30 bin yeni akciğer kanseri tanısı konulurken, 20 bin vatandaşımızı bu hastalık nedeniyle kaybediyoruz. Erkeklerde tüm kanserlerin yüzde 21.8’ini, kadınlarda ise yüzde 4.9’unu akciğer kanseri oluşturuyor. Tütün ve tütün ürünlerinin tüketimi hastalığın en büyük nedenleri arasında. Öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs ağrısı akciğer kanserinin habercisi olabilir. 3 risk faktörü söz konusu; Kişisel alışkanlıklar, çevresel ve genetik faktörler. Bir paket sigara içilen evlerdeki her bir çocuk günde 5 sigara içmiş kadar sigara dumanına maruz kalıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya genelinde her yıl 1.8 milyon kişi yeni tanı alıyor. Ameliyat edilemeyen veya ameliyatı kabul etmeyen akciğer kanserli hastalar için SBRT tekniği adını verdiğimiz ışın teknolojisi uygulamaları sayesinde oldukça iyi sonuçlar alıyoruz. Ameliyat ettiğimiz hastalarda akciğerdeki tümörlü lob’u alarak, tümörün yayılmasını engelliyoruz.”

Sürekli ben bu hastalığı yenerim diye düşündüm

Akciğer kanserini yenen Murat Değirmencioğlu’nun (61) hikâyesi, diğer hastalara örnek olacak türden. Geçtiğimiz yıl mayıs ayında yurtdışı seyahitinden döndüğünde sırtında şiddetli ağrılar duymaya başlayan Değirmencioğlu, yaşadığı sıkıntının kas ağrısı olduğunu düşünerek üzerinde durmadı. Ağrılar artınca 15 seans fizik tedavi alan Değirmencioğlu, bir yandan da sabahları ağrı kesici iğne olmaya başladı. Akupuntur yöntemine de başvuran ancak ağrıları bir türlü dinmeyen Değirmencioğlu, son gittiği ortepedi doktorunun istediği tahlil ve tetkiklerin sonunda akciğer kanseri olduğunu öğrendi. Omurga bölgesine bitişik tümör; Değirmencioğlu’nun yaşadığı dayanılmaz ağrıların nedeniydi. Kanserden korkmadığını dile getiren Değirmencioğlu, yaşadıklarını ve önerilerini şöyle anlattı:

‘Pozitif düşünce çok önemli’

- “45 yıl boyunca sigara içtim. Teşhis konulduktan sonra apar topar Doktor Coşkun Tecimer hocanın kapısını çaldım. Ardından çok iyi geçen bir ameliyat. Bir yılın sonunda kanserden tamamen kurtuldum. 3 ayda bir kontrole giriyorum. Tedavi sonrası dayanılmaz ağrılardan da kurtuldum. Kanseri gerçekten de umursamadım. Sürekli olarak hastalığı yenerim diye düşündüm. Pozitif düşünce tedavide çok önemli.”

- “Hem kemoterapi, hem radyoterapiyi aynı anda gördüm. Biri biterken diğeri başlıyordu. Her kemoterapi tedavisinden sonra uzunca bir süre yemek yiyemiyordum.” “Kanser bana yaşamın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı. Yediğimin içtiğimin kıymetini biliyorum. Sigara artık düşman.”

- “Hayata sımsıkı bağlanırsanız her şeyin üstesinden gelirsiniz. Doktor ve hemşirelerin özverili çalışmaları beni duygulandırıyor. Radyolojideki gençleri evladım gibi görüyorum. Pırıl pırıl çocuklar. Onların emekleri de bizi hayata bağlıyor.”

Küba aşısına dikkat!

Özellikle son dönemde Küba’da üretilen ve dilden dile efsaneleştirilen özellikle akciğer kanseri alanındaki ilaçlar son dönemin parlayan yıldızları. Florence Nightingale Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Prof.Dr. Sezer Sağlam, bu konuda temkinli konuşuyor:

“Küba’da üretilen aşı, Küba İmmünoloji Merkezi tarafından CIMAVAX adıyla 2011 yılında piyasaya sürüldü. İlacın Faz III çalışması 2016 Ağustos’a kadar yoktu. Örneğin çalışmaya 578 hasta alınmış, ancak hastaların aldığı kemoterapi çeşitlerinin eşit olup olmadığı yazılmamıştı. Küba’da yeni çalışmalara ihtiyaç gözüküyor. Örneğin Vaxira isimli aşı da Aralık 2012’de Küba’da piyasaya sürüldü. Ancak uluslararası standartlara göre, önemli eksiklikler var. Bugün akciğer kanserinde genetik analiz yapılarak, akıllı ilaç (ağızdan tablet) kullananlar ayrıştırılır. Ancak Küba’da genetik analiz yapılmamış ve gruplar buna göre bölünmemiş. Halkımızı bu konuda daha dikkatli bilgilendirmeliyiz.”

Akciğer kanserinin belirtileri

- Öksürük
- Ağızdan kan gelmesi
- Göğüs ağrısı
- Sesin boğuklaşması ve kabalaşması

YARIN:

- Milimetrik tümörler nasıl tespit ediliyor?
- Kadınları en çok tehdit eden kanser türü: Meme kanseri