Cadde Yıllar deli olmadığımı gösterdi

Yıllar deli olmadığımı gösterdi

22.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin ilk lüks danışmanı Özlem Güsar; “Bu işe 2001 Krizi sonrası girdiğimde bana deli gözüyle baktılar. Ama yıllar bana deli olmadığımı ve doğru yaptığımı kanıtladı” dedi

Yıllar deli olmadığımı gösterdi

13 yıl önce lüks markalar ve tasarım sektörüne hizmet vermek amacıyla Türkiye’nin ilk lüks marka ve iletişim danışmanlık şirketini kuran Özlem Güsar, lüks kavramı üzerine en çok düşünen ve çalışan kişilerden biri. Güsar, mesleki deneyimlerini ve kısa bir süre önce kurduğu Oggusto adlı portalını Cadde okurları için anlattı.

Haberin Devamı

Özlem Hanım, yıllardır önemli kurumların marka ve iletişim danışmanlığı hizmetini veriyorsunuz. Biraz bahseder misiniz?

Temmuzda 13 yılımı dolduracağım. Lüks markalara kendilerini nasıl konumlandıracaklarından, iletişimlerini nasıl yapacaklarına kadar geniş bir platformda danışmanlık yapıyorum. İşe ilk 2001 krizinin ardından başladım. O zaman lüks diye bir şey yoktu ve bana deli gözüyle baktılar. Ancak yıllar deli olmadığımı gösterdi.

Türkiye’de lüks ilerledikçe ve markalar tek tek gelmeye başladıkça o markaların sadece danışmanlığını değil, pazarlamalarından, satış ekiplerine kadar büyütülmesi geliştirilmesi için workshop’lar yapmaya başladık.

Türkiye’de dünyayı takip edebileceğiniz Türkçe bir websitesi olmadığı için, bu tatile gitmek istediğiniz bir yer de olabilir dünyanın en iyi restoranı da olabilir moda ya da mücevherlerle ilgili bir şey de olabilir, bunların hepsini içeren Oggusto adı altında bir portal kurduk.

Haberin Devamı

Lüks sadece bir tutku mu? Lüks bir markayı yönetmek nasıl bir duygu?

Bazı insanların dışarıdan bakınca hayatı çok gösterişli, görkemli ve eğlenceli duruyor. Bu insanlar alışverişlerinde ve yaşamlarında şaşırtılmak istiyor. Farklı beklentileri var; yenilikleri herkesten önce öğrenmek istiyorlar. O yüzden lüks işi tahmin edilemeyecek kadar detaylı ve zor bir iş.

Bu yazın trendleri ve koleksiyonları hakkında neler söylemek istersiniz?

Aslında insanlar artık daha çok satın almaya değil, deneyimlemeye önem veriyor. Birçok insan, eşlerinin doğum günü hediyesinde mücevher yerine tatile gitmeyi tercih ediyor. Çünkü bugünün yaşanılanları yarının da anılarını oluşturuyor. Ve insanlar anılara daha fazla değer vermeye başladı.

‘Erkekler tekne, kadınlar mücevher tutkunu’
Erkekler ve kadınlar hangi ürünlerde daha çok lükse kaçıyor?
Erkekler eskiden daha çok araba tutkunuydu ancak son yıllarda tekne. Bir diğeri de özel saatler… Ama dünyaya baktığımız zaman en hızlı yükselen sektörlerden biri de lüks erkek giyimi. Çünkü eskiden erkekler iki takım elbise alır dönüşümlü olarak senelerce giyerlerdi. Şimdi öyle değil, kendilerine çok daha fazla bakmaya başladılar.
Kadınlar bence modadan çok uzaklaşıyor son zamanlarda. Sanırım biraz da bıktılar. Onun yerine dekorasyon, sofra ve gurmelikle ilgili şeyler arttı. Mücevhere ilgi de eskiye göre fazlalaştı. Çünkü mücevher, arkasında hikayesi olan bir şey.
Dünyadaki ve Türkiye’deki lüks tüketimini karşılaştırırır mısınız?
Ben bunu dünya ve Türkiye diye ayırmak istemiyorum. Eski ve yeni zenginler diye ayırmak istiyorum. Dünyada şöyle bir baktığınızda zaten lükse doymuş insanlar var ve onlar lüksü gösteriş olsun diye almıyor. Hayatlarına keyif ve lüksü katmak için, en iyiyi almak için uğraşıyorlar. Buna karşılık Türkiye, Çin, Rusya, Hindistan gibi yeni zengin ülkeler lüksü daha çok gösteriş, şatafat ve başkaları için alıyorlar. Halbuki eski zengin buna doymuş olan ülkeler tamamıyla kendileri için alıyorlar.
‘Önemli olan kalıcı olmak’
Son yıllarda taklit ekonomisi aldı başını gidiyor. Bu durum lüks arzusunu bastırıyor mu?
Markadan anlıyorsanız taklit alıp ancak başkalarını kandırabilirsiniz. Ama kendinizi kandıramıyorsunuz, içiniz biliyor. Bir de sosyal medyanın gücüyle çok takipçisi olan herkes tasarımcı olmaya başladı. Ancak bunların çoğu zaman aşımına uğrayacak. Çünkü dünyadaki mücevher markalarına baktığınız zaman en iyileri 100 yaşının üstünde. İmparatorluklar çökmüş, ekonomik buhranlar olmuş ama biz hâlâ bu markalar için hayranlık duyuyor ve takip ediyoruz. Gelip geçici olmak değil, kalıcı olmak önemli.
Biraz da lüks anlayışınızdan ve ailenizden bahsetsek… Onlara yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
Benim lüks kavramım özgür ve dilediğin gibi yaşamak… En büyük lükslerimden biri Riva’daki köy evimde vakit geçirmek. Orası benim mabedim. Eşim ve kızım çok anlayışlı. Gerçekten çok yoğun çalışıyorum. Özellikle Oggusto projesinden sonra onların desteği olmadan çok zor olurdu benim için. Kızım bazen çeviri yapıyor. Eşim bana bazen başka konularda destek oluyor.
Zaman ve teknolojiyle yeni kuşak zenginler çıktı. Bunların arasındaki farklılaşma ve statü çatışması için neler söylemek istersiniz?
Her zaman için kötü para, iyi parayı kovar derler. Eski zenginler artık biraz daha içine kapandı, pek fazla dışarıya çıkmıyor. Evlerinde yaşıyor ve özel davetlere gidiyorlar. Kendi hayat tarzlarına yakın olmayan insanlarla vakit geçirmemek için biraz daha kendi kapalı çevrelerinde yaşamaya çalışıyorlar.