15.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan
‘Yanıltıcı bilgi’
Statin grubu ilaçların her ilaçta olduğu gibi birtakım yan etkileri olabileceğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Erol şunları söyledi: “Karaciğer enzimlerinde yükselme, kas enzimlerinde yükselme, miyalji dediğimiz kas ağrıları gibi yan etkileri söz konusu olabilir. Biz hekimler bu yan etkileri bilir ve hastaları o yönden takip eder, gerekirse ilaç dozunu ayarlarız. Bu etkiler genellikle hafiftir ve ilaç kesmeye nadiren neden olur. Genellikle de ilaç kesilince düzelen yan etkilerdir. Ancak bazen bu yan etkilerin aşırı ön plana çıkarılarak halkın korkutulduğunu görüyoruz.
Gerçekten bu grup ilaçlardan ciddi yarar sağlayacağı bilimsel verilerle kanıtlanmış hastaların, kötü propagandalardan etkilenerek ilaçlarını bıraktığını veya ilaç kullanmaya direndiğini görüyoruz. Hastaların yanıltılması son derece yanlış. Statin grubu ilaçları mutlak alması gereken önemli bir hasta grubu var. Bu hastalarda tartışmasız bu ilaçlar kullanılmalı, klinik çalışmaların sonuçları ayrıntılarına bakılmadan halkı yanıltacak şekilde genellenmemeli, halka yanlış mesaj verilmemeli.”
‘Gereksiz düşmanlık’
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nden Op. Dr. Bülent Polat, damarlarında hastalığa bağlı ateroskleroz oluşan, bu nedenle kalp, beyin, bacak damar tıkanıklığı yaşayan, stent veya koroner baypas ameliyatı geçiren hastaların statin kullanması gerektiğini söyledi. Gereksiz kolesterol ve ilaç düşmanlığının yanlış olduğunu vurgulayan Polat şöyle konuştu: “Tüm yaşam sadece 1.5 veya 2 milimetrelik bir damarın açık veya kapalı olmasına bağlı. Damar sağlığı, uzun ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmez zorunluluğu. Hiç kalp-damar hastalığı olmayan insanların tüm önlemlere rağmen LDL düzeyi 190 mg/dl üzerinde ise kolesterol ilacı gerekir. Kandaki normal kolesterol değeri 200mg/dl ve LDL düzeyi 130 mg/dl’nin altında olmalı. HDL düzeyi ise 40 mg/dl’nin üzerine çıkmalı. Hastanın durumu ve genetik yapısına göre doktorun vereceği karar önemli. Diyabet, obezite, hipertansiyon varsa LDL’nin 130 mg/dl altına düşürülmesi hedeflenir. Bu durumda ilaç kullanımı gerekebilir. Burada amaç olası bir damar hastalığını önlemek.”
‘Çocuklarda da tehlike var’
Risk faktörleri olmadan da genetik kaynaklı kolesterol yüksekliğinin ortaya çıkabileceğini söyleyen Op. Dr. Bülent Polat, “Ailevi kolesterol yüksekliğine bağlı damar tıkanıklığı nedeniyle çocuk yaşlarda koroner baypas ameliyatı yaptığımız hastalar mevcut. Bu yüzden de ‘çocukta kolesterol olmaz, kolesterol genetik geçmez’ şeklindeki yaklaşımları doğru bulmuyoruz ve en az bir kez kan tahlili ile kontrol edilmesini öneriyoruz” dedi.
‘İlaç kullanımı ikinci aşama
Op. Dr. Bülent Polat, kolesterolü normal seviyelere getirmek için ‘yaşam tarzı değişikliği’ önerisinde bulundu: “Beslenme alışkanlığı düzeltilmeli, kırmızı et ve sakatatlar sınırlı tüketilmeli, rafine şeker ve şeker içeren gıdalardan uzak durulmalı. Günlük 45 dakika yürüyüş ideal ve en kolay olanı. Sigara, alkol gibi toksik maddeler bırakılmalı. Yoğun ve kronik stres, hem tansiyon yüksekliğine hem de vücutta olumsuz hormonal değişikliklere yol açıp damar sağlığını bozar. İlaçlar ikinci aşama.”