Siyaset Yunanistan’ın Batı Trakya karnesi kötü

Yunanistan’ın Batı Trakya karnesi kötü

09.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyareti sırasında gündeme getirdiği başmüftülük sorunu, Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine uyguladığı baskı ve haklarını tanımama politikalarını yeniden gündeme getirdi.

Yunanistan’ın Batı Trakya karnesi kötü

Gümülcine ve İskeçe’de Türk halkının seçtiği müftüleri tanımayan Yunan yönetimi, Batı Trakya Türklerini temsil edecek başmüftüyü ise hiçbir zaman atamadı.
Misak-ı Milli’de Batı Trakya’nın hukuki durumunun belirlenmesi bölgede yaşayan halkın tercihine bırakıldı. O dönemdeki demografik yapı içinde Türkler çoğunluğu oluşturduğu için halkoyuna gidilmesi durumunda Batı Trakya halkının çoğunluğunun Türkiye’ye bağlanmak isteyeceği kuvvetle muhtemeldi. 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile coğrafi olarak Karasu ile Meriç nehri arasında kalan Batı Trakya bölgesi Yunanistan’a bırakıldı. Lozan Konferansı devam ederken Türk ve Rum ahalisinin mübadelesiyle ilgili sözleşme imzalandı. Bu sözleşmeyle İstanbul belediye sınırları içinde yaşayan Rumlar ile Batı Trakya Türkleri, mübadelenin dışında bırakıldı. 1928’de yapılan nüfus sayımına göre, genel nüfusu 303 bin olan Batı Trakya’da 180 bin Türk yaşıyordu. Yani nüfus çoğunluğu Türklerde idi. Yunanistan, Türkiye sınırındaki bölgede Türklük bilinci yüksek bir çoğunluğun bulunmasını başından beri ulusal güvenliğine yönelik çok önemli bir tehdit olarak algıladı. Yunan yönetimi, bir devlet politikası geliştirerek, asimilasyon ve baskı uygulamalarıyla Batı Trakya’daki Türk nüfusunun buradan göç etmesine yönelik politikalarını sürekli gündeminde tuttu. Bu bölgeye yaptığı yerleştirmeler ile zaman içinde nüfus dengesini değiştirdi. Ancak 1930’lu yıllarda Türkiye ile Yunanistan arasında Atatürk ile Venizelos’un kurduğu barış ortamı, Batı Trakya bölgesinde de nispeten kendini hissettirdi. 1928 yılında Gümülcine Türk Gençler Birliği kuruldu. Bir yıl önce İskeçe Türk Birliği kurulmuştu. 1930’da Türk-Yunan Kültür Antlaşması imzalandı. 1936’da Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği kuruldu.
Bayar’ın ziyareti
1952’de Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Yunanistan’a ziyarette bulunan ilk Türk Cumhurbaşkanı oldu. 1953’te Yunanistan Kralı ile Kraliçesi Türkiye’yi ziyaret etti. Ancak bu dostluk dönemi kısa sürecekti. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilere, 1954’ten itiberen Kıbrıs sorununun gölgesi düştü. Yunan yönetimi, Kıbrıs ve Ege’deki sorunlara paralel olarak Batı Trakya Türklerine yönelik baskı politikalarını daha da koyulaştırdı. 27 Ağustos 1953’te Yunanistan’dan göç edenlerin mülklerine, devletin el koymasını öngören 2536 Sayılı Yasa kabul edildi. 28 Ocak 1954’te Azınlık Okulları Eğitim Kanunu da (3065 sayılı Mareşal Papagos Kanunu) yürürlüğe girdi. 1959’da Yunanistan’dan ayrılmış Batı Trakyalıların mallarına el konulmasını öngören 3958 sayılı yasa yürürlüğe girdi.
Cuntanın baskı dönemi
4 Ağustos 1965’te Batı Trakya Türklerinin ev, dükkan, tarla gibi taşınmaz mal satın almaları ve kiralamaları yasaklandı. 21 Nisan 1967’de Yunanistan’da askeri darbe oldu ve Albaylar Cuntası yönetime geldi. Cunta yönetiminde o kadar Türk fobisi vardı ki; ilk işlerinden biri dükkan, restoran ve kahvehanelerin menü levhalarındaki, “Turkiko Kafe” (Türk Kahvesi) adını kaldırmak oldu. Artık Yunanistan’da “Türk Kahvesi” denilmesi yasaktı. Cunta yönetiminin bu Türk fobisini, Batı Trakya Türkleri çileli dönemlerinden biri olarak hayatının her zerresinde hissedecekti. Türk azınlığa yönelik psikolojik ve ekonomik baskılara şiddet, işkence ve öldürme olayları eklendi. Cunta, seçimlerle işbaşına gelen azınlık cemaat yönetim kurullarını dağıtarak yerine atama yaptı. 1970’te Gümülcine Türk Gençler Birliği tabelasındaki Türk kelimesi kaldırıldı. Azınlık ilkokullarının tabelalarında Türk ifadesi silindi. Resmi politikaya göre, Yunanistan’da Türk değil Müslüman azınlık vardı.

YARIN: BATI TRAKYA TÜRK NÜFUSU 150 BİNE DÜŞTÜ