Yunanistan, Lozan’daki hakkı Türklere tanımıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Lozan Antlaşması’na uygun olarak azınlıklara kendi dini liderlerini seçme hakkı vermesine karşın, Yunanistan’da Türklere bu hakkın tanınmadığını söyledi. Londra’da düşünce kuruluş Chatham House’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyaretiyle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, İngiltere’deki temasları nedeniyle ziyareti yakından takip etme imkanı bulamadığını söyledi.
Seçilmişe ziyaret
Erdoğan’ın dünkü temaslarında gündeme gelen Lozan tartışmasıyla ilgili değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, “Lozan Anlaşması’na göre Türkiye’de azınlıklar kendi liderlerini seçebiliyorlar. Yunanistan’da da Türklerin kendi dini liderlerini seçimle yapmaları gayet doğal, anlaşmanın gereği. Türkiye bu kurala uyduğu halde Yunanistan bu kurala uymuyor.” dedi.
Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Yunanistan’a gittiğinde kendisinin de atanmış dini lideri değil, seçilmiş olanı ziyaret ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Benim demokrasi kültürümde bu var. Dolayısıyla bu bağlamda Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uyması gerekir” diye konuştu.
Erdoğan eleştirmişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Yunanistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Yunan mevkidaşı Prokopis Pavlopoulos ile baş başa görüşmesinde gazetecilere yaptığı açıklamada Lozan Antlaşması’nın güncellenmesi gerektiğini belirterek, “Batı Trakya’da, maalesef oradaki Müslümanların baş müftüsünü, oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Nasıl oluyor da Lozan Antlaşması’nın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil” ifadelerini kullanmıştı.

‘Avrupa’nın fasıl açmasını beklemeyelim’

Konuşmasında popülist siyasetin toplumlardaki kötü etkilerine değinen Kılıçdaroğlu, “Etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaset düşünce ve demokrasi özgürlüğünü engeller” dedi. Popülizmi 21. Yüzyılın en büyük tehlikesi olarak gördüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu “Popülizmden uzak durmalıyız, bütün demokratların popülist siyasete karşı birleşmesi gerekiyor. Eğer demokrasi evrensel bir kuralsa ve bu kuralın da kadın erkek eşitliği, yargı bağımsızlığı gibi evrensel kuralları varsa bütün demokratların bunu ortak savunması gerekiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün sorulması üzerine, “Gerekçe adalete duyulan özlemdi. Yaşama, düşünce hakkı elimizden alınmıştı ve bardağı taşıran son damlaydı. Hak, hukuk, adalet tek sloganımızdı ve sadece türkiyede değil tüm dünyada yankı uyandırdı. Yürüyemez yapamaz dediler ama her santimini 80 milyon için yürüdüm. Ayrım olmaksızın her kesimden demokrasi için destek gördüm” dedi. Anayasa referandumunun eşit olmayan ortamlarda yapıldığına değinen Kılıçdaroğlu, “Bana şimdi gitti orada öyle konuştu diyecekler. Ama gerçekler acımasızdır, acıdır, örtemezsiniz. Gerçeği söylemek namuslu bir siyasetçinin görevidir” dedi. Avrupa etiklerine aykırı olmasına rağmen Avrupa’nın Türkiye’ye çifte standart uyguladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizden sonra başvuranlar üye oldu biz 63’ten beri bekliyoruz. Ben Yıldırım ve Davutoğlu’na şu çağrıda bulundum: Gelin kadın hakları, yargı bağımsızlığı, insan hakları, demokratik anayasa gibi değişiklikleri kendimiz yapalım. Avrupa’nın bize fasıl açmasını beklemeyelim” dedi.

‘2019 seçimlerinde tarih yazacağız’

TBMM’de milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına olanak veren yasayı desteklemekten ötürü pişman olup olmadığı sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Herhangi bir pişmanlık duymuyoruz. Neden? Birincisi şu, bizim parti programımızda kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz biz. Parti programını kabul eden ben değilim, kurultay kabul ediyor. Benim kurultayın üstünde gücüm yok, yetkim de yok çünkü beni de seçen kurultay” diye konuştu.
“2019’da emin olun, hiç karamsar olmanıza gerek yok. 2019’da biz bir tarih yazacağız” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Bugünden ifade etmiyoruz ama önümüzdeki süreç içinde adayımızı göstereceğiz. Stratejimiz tamamen diğer partililerin de oy verebileceği bir aday olacak ikinci turda” dedi.