Zor ama imkansız değil

Öncelikle bir durum tespiti yapalım. Fenerbahçe’nin kadrosunda ciddi bir kalite ve buna bağlı bir özgüven problemi var.

Valbuena, Lens ve Van Persie dışında üst seviye ya da buna yakın oyuncu sayısı yok denecek kadar az. Bunu, merkez savunmayı dışarıda tutarak söylüyorum. Kadronun, beklentileri son iki sezondur karşılayamaması ile birlikte taraftar ve bazı futbolcular arasında da ciddi bir gerilim söz konusu...

Birçok isim, özellikle iç sahada sorumluluk almak istemiyor ve hata yaparım gerekçesiyle ileriye doğru oynamaktan çekiniyordu. İlk olarak teknik direktör Aykut Kocaman, Topu Yaylası kampında bu soruna çözüm bulmaya çalıştı. Tepki olsa bile ısrarla sorumluluk alınması ve öne doğru oynanması gerektiğini vurgulayıp oyuncularını cesaretlendirmeye çalıştı. Advocaat’tan farklı olarak, yaptığı konuşmalarda futbolcularının değerli olduğunun altını çizerek öncelikle onları mental açıdan ayağa kaldırmaya çalıştı.

Juventus Bükreş karşısında ilk yarıyı 3-0 geride kapatan ve tribün tepkisi ile karşılaşan sarı-lacivertliler, olumsuz duruma rağmen Aykut Kocaman’ın bu isteğini yerine getirmeye ve geri adım atmamaya çalıştı.

Zor maçlar riskli

Daha ilk hazırlık maçındaki sonuç sonrası yine tepkiler başladı. Yeni sezon öncesi morale ihtiyaç duyan sarı-lacivertliler için hazırlık karşılaşmaları bu açıdan resmi maçlar kadar önemli... Juventus Bükreş karşısında ciddi eksikler vardı. Diğer maçlarda ideal kadroya daha yakın bir şekilde çıkılacaktır. Ancak Sporting Lizbon, Marsilya, Athletic Bilbao ve Monaco gibi güçlü rakipler karşısında alınacak sonuçlar takımın özgüveni açısından büyük önem taşıyor. Olumsuz sonuçlar olursa sezon başlamadan zor günler başlar.

Fenerbahçe’nin yeni oyun planında Valbuena ve Mehmet Ekici büyük önem taşıyor. Bu iki ismi teknik direktör Kocaman orta sahanın merkezinde forvet arkasında kullanmayı düşünüyor. Birbirine yakın oynayacak bu isimlerin oluşturacağı pas trafiği sarı-lacivertliler için çok önemli. Ancak sol kanada henüz istenilen transfer yapılmadığı için ilk hazırlık maçında Valbuena, bu bölgede oynadı. Fransız futbolcu klasik bir sol kanat oyuncusundan farklı olarak geriye gelip top aldı ve merkezde de oyun kurmaya çalıştı.

Ayrıca ileride oynayacak olan üçlü de sürekli içe kat edip beklerin hücuma katkı yapmasını sağlayacak. Ancak burada Hasan Ali ve Şener’in nasıl katkı sağlayacağı belirsiz. Kocaman, takımından ayrıca mümkün olduğunca geriye az pas yapıp, ileride oyunu oynamalarını istiyor.

Mucize olur

Kocaman’ın gelişiyle antrenman temposunun yükseldiğini ifade etmek gerekiyor. Her futbolcu da bunun altını çiziyor. Son iki sezona göre çok daha fazla çalıştıklarını ve yorulduklarını söylüyor. Bunun faydalarını uzun vadede göreceklerdir.

Takımın kimyasını bozan Wiel, Emenike ve Volkan Şen gibi isimlerin kadroda yer almaması da önemli... Bu sayede takım havası daha kolay oluşuyor.Kocaman’ın gerek bire bir gerekse toplu yaptığı konuşmaların etkileri görülebiliyor. Futbolcuların çalışmalarda daha istekli oldukları da bir gerçek... Advocaat’tan farklı olarak takımı sahiplenmesi de oyuncuları rahatlatıyor.

Fenerbahçe’de olumlu değişimler olsa da sıkıntıları daha fazla... Transfer kısıtlamasına rağmen kadroyu güçlendirmek, taraftarı ile barışıp tribüne çekmek, hem takımı değiştirip hem yarışmacı olmak ve bununla birlikte sonuç alıp etkili futbol oynayabilmek kolay değil. Özellikle bu kadar sabrın ve zamanın olmadığı bir yerde. Fenerbahçe’nin bunu başarması için belirleyici olacak unsur ise takımın ve taraftarının bir şekilde bütünleşmesi.

Bunun olabilmesi için de hazırlık maçları dahil ilk maçlar önemli. Takım taraftarına umut verir ve desteği arkasında hissederse Fenerbahçe’nin bu sezonki hedeflerine ulaşma ihtimali olabilir. Aksi taktirde bu kadar büyük sıkıntılarla son iki sezondan farklı bir tablonun oluşması mucize olur.

Kocaman’ın değişimi