Zulme teslim olmayacağız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Çanakkale Kocadere Kamp Alanı’nda başlayan 4 günlük Adalet Kurultayı öncesinde Çanakkale Şehitleri Anıtı’na giderek karanfil bıraktı. Daha sonra kurultayın açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:
BOYNUMUN BORCU: Hakkı hukuku adaleti bu güzel ülkeye getirmek boynumun borcudur. Bütün mazlumların yanında olmak, zulmedenlere karşı olmak boynumun borcudur. Bu toprakları sıkarsanız şüheda fışkırır. Cumhuriyetin önsözünün yazıldığı topraklardayız. Bu memleketin acıyla, kanla, gözyaşıyla kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale’de kapattığı sayfayı 1919’da yeniden açtı, yeni bir mücadelenin öncülüğünü yapmaya başladı. Adalet Kurultayı’mızın ana teması, farklılıklarımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine nasıl yaşayacağız.
SİVİL DARBE GERÇEKLEŞTİ: Adaletsizliğin temellerinden birisi 15 Temmuz darbe girişimiydi. 20 Temmuz’dan sonra bir darbe, ilk kez bir sivil darbe gerçekleşti. Masum insanlar mağdur edildi, üniversitelerden binlerce akademisyenin görevine son verildi, hapishaneler gazetecilerle doldu. Hiçbir suçu ve günahı olmayan Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur. Ankara’dan İstanbul’a hak, hukuk, adalet diyerek yürüdük. Onlar da biliyorlar bu ülkede hak da hukuk da adalet de yok. Türkiye’de 80 milyonun adalete susamışlığı var. Adalet yürüyüşümüze aynı kararlılıkla aynı azimle devam edeceğiz. Bir anket yapılıyor, yolunuz adliyeye düştüğünde hakkınızda adil karar verileceğine inanıyor musunuz diye. Adil bir karar çıkar diyenlerin oranı yüzde 19, çıkmaz diyenlerin oranı yüzde 73. Bu toplumun en az yüzde 80’i bu ülkede adaletin olmadığını söylüyor.
BÖYLE ADALET OLMAZ: Bir yerde büyükşehir belediye başkanısınız, 397 yıl hapisle yargılanıyorsunuz. Sizi yargılayanlar hapse giriyor, siz beraat ediyorsunuz. Bu adaletse böyle adalet olmaz olsun. Anneleriyle beraber hapishanede kalan çocukların sayısı 668. Üniversitelerde öğretim üyesisiniz, sabah kalkıyorsunuz, KHK ile görevinize son veriliyor. Bu mudur adalet? Yurtdışına çıkışınız engelleniyor. Kapının önüne konuyorsunuz, dünyanın en barışçıl eylemini yapıyorsunuz, elinizde bir kâğıt işimi istiyorum diyorsunuz, her sabah seni oradan alıyorlar, karakola götürüyorlar, bakıyorlar başa çıkamıyorlar, terörist ilan ediyorlar, açlık grevi de yapamazsınız diyorlar. Böyle bir adalet anlayışı olabilir mi?
DİK DURACAĞIZ: Anayasa Mahkemesi, dokunulmazlığı kalkan vekillerin tutuklanmalarının doğru olmadığı yönünde bir karar verdi ama bu karara rağmen çok sayıda vekil tutuklu. Sarayın iznine bağlı serbest bırakılmaları. Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerine sesleniyorum, gerçekten hâkimseniz, yargıçsanız, kararlarınızı yeniden verin. CHP üzerinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz arayışındalar. Çanakkale’den sesleniyorum. Siz, yalnız değil, 7 kişi, 77 kişi, 77 bin kişi kaç kişi gelirseniz gelin, CHP olarak dik, kaya gibi duracağız, asla ve asla ödün vermeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu, sonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim olmayacağız, çünkü biz çok iyi biliyoruz ki haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Onların şeytanlıklarına asla boyun eğmeyeceğiz. Türkiye’de adalet yok, parayı bastıran, gücünü kullananlar serbest bırakıldı.

‘Mücadelenin ruhunda Kuva-yı Milliye var’

BİRLİKTE KAZANACAĞIZ: Biz hep birlikte, kimliğimiz, siyasi görüşümüz ne olursa olsun adalet istiyoruz, demokrasi paydasında buluşacağız. İlk hedefimiz, hak, hukuk ve adalettir. Devlette liyakatı sağlayacağız. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız, kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Birlikte kazanacağız. Türkiye dünyada lider ülke olmayı hak ediyor. Birlikte mücadele edeceğiz. Bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Bu mücadelenin ruhunda Çanakkale, 30 Ağustoslar ve Kuva-yı Milliye vardır. Bir ağaç gibi tek ve hür olacağız, bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız. Hakkı, hukuku ve adaleti egemen kılacağız.

Sağa dönüyorum ‘Ey Kılıçdaroğlu’ sola dönüyorum Ey Kılıçdaroğlu’

ATLETİMLE UĞRAŞMA: Birileri faize karşıyım diyor, son 15 yılda bu ülkenin insanlarının cebinden alınıp, bir avuç faiz lobisine ödenen miktar 142 milyar dolar. Sabah akşam benim atletimle uğraşacağına, 142 milyar doları bu ülkenin çiftçisine, köylüsüne, emeklisine versene. Gazze’ye gitmek için birilerini teşvik edeceksin, açık sularda 9 Türk vatandaşı hayatını kaybedecek, kıyameti koparacaksın, asacaksın, keseceksin, her lafı edeceksin, sonra gideceksin önlerinde diz çökeceksin, ‘Ben ettim, sen etme’ diyeceksin, 20 milyon dolara Türkiye’nin onurunu satacaksın.
HER ŞEYİ VERDİLER: Devleti yöneten, ‘ne istediniz de vermedik’ diyor. Peki kardeşim FETÖ’nün her istediğini verdin de bu ülkenin çiftçisi, emeklisi, işsizi, taşeron işçisi istedi vermedin. Son 15 yılda geldiğimiz noktaya bakın. Hırsızlık yapanlar, kul hakkı yiyenler bu ülkede muteber kişi oldular. Devleti yönetmek için cin gibi olmak, milleti soymak lazım, bu algıyı yerleştirmeye başladılar. Onların bu algısını yıkmaya çalışıyoruz. Namuslu insanların, kul hakkı yemeyen insanların ülkeyi yönetmesini istiyoruz.
KAN BEYİNLERİNE SIÇRIYOR: Benim adımı görünce kan beyinlerine sıçrıyor. Ben buna, ‘Kılıçdaroğlu hastalığı nüksetti’ diyorum. Sağa dönüyorum ‘Ey Kılıçdaroğlu’, sola dönüyorum ‘Ey Kılıçdaroğlu’, arkaya bakıyorum, ‘Ey Kılıçdaroğlu’, öne bakıyorum ‘Ey Kılıçdaroğlu’. Bu Kılıçdaroğlu ne yaptı? İzmir’de atama bekleyen öğretmen intihar etti, benimle uğraşacağına bunlarla uğraşsana. Korkak değilsen, cesursan çık karşıma. Çıkabilir mi? Ben de adım gibi biliyorum ki çıkamaz, cesaret edemez.