Geri Dön
İrem Derici: Müzik sektörü ishal oldu

İrem Derici: Müzik sektörü ishal oldu

İrem Derici, son yıllarda Türkçe pop müzikte en hızlı marka olan, her yaptığı şarkısı başarılı olan, 'tutan', bir şarkıcı. Hızlı yükselişler esnasında psikolojik olarak zorluklar yaşadı, ama hala dimdik ayakta! İrem Derici ile minik bir söyleşide Molatik olduk.

Özcan Beylan
Özcan Beylan

İrem Derici hayatımıza ilk olarak O Ses Türkiye yarışmasıyla girdi...
O Ses Türkiye, benim insan tanımama vesile oldu. Çok şey kazandım o süreçte. Ama bunların arasında popülarite kesinlikle yok. Çünkü rakibim 'Bir Teselli Ver' söylerken, ben yana yakıla Michael Jackson-Beat It söylüyordum. O zamanlar Türkçe popun kollarına teslim etmemiştim kendimi daha. Ama benim hayatımda bir lafıyla çok şeyi değiştiren insan Hülya Avşar'dır. O Ses Türkiye’nin bana kattığı en güzel şeylerden biri oldu.

Haberin Devamı

Reklamcı bir babanın kızı olmanın katkıları var mı geldiğiniz noktada?
Reklamcı bir babadan ziyade, deli ve yaratıcı bir babanın kızı olmanın kattığı çok şey var. İlk iki şarkımda maddi desteğini esirgemedi sağ olsun. Ama ondan sonra ben canımı dişime taktım ve hem çok kazandım, hem çok harcadım işime. Babama huylarım çok benzer, o yüzden de karakter olarak ön plana çıktım ve magazinin gözünün hep üzerinde olduğu biri haline geldim. Bunun sebebi sadece kendim olmamdı. Rol yapsaydım böyle olmazdı.

İrem Derici: Müzik sektörü ishal oldu

O Ses Türkiye'de sizce jüri yetersiz mi ses değerlendirmesi yapmakta?
Hiç alakası yok. Bu tarz yarışmaların hem müzik yarışması hem de bir eğlence programı olduğunu unutmayalım. Ve kaçıncı kez yineliyorum belli değil; ben yarıştığım dönemde en averaj seslerden biriydim. Belki de babamın maddi durumu iyi olmasaydı, ilk iki şarkımı alıp da aranjesini, klibini, PR’ını yapıp da yürüyemezdim. Birçok yetenek maddi durum yüzünden öyle kalakalıyor. Benim de yeteneğim, hırsımla birleşince mevzu farklı yerlere geldi. Ama maalesef başlangıç için para inanılmaz lazım. Ya da size yatırım yapacak bir prodüktör.

Haberin Devamı

Şimdilerde Hadise ve Murat Boz’dan daha çok dinleniyorsunuz…
Estafurullah. Benim hocam onlar, her zaman da öyle kalacaklar. Ne güzel ki onlarla aynı listelerde seyir halindeyim. Yarıştığım dönemde Mustafa Sandal da bana dönmemişti, yıllar sonra yan yana jüri koltuklarında oturup jürilik yaptık ama ben her yanına oturduğumda utandım, ezildim. O saygı çok acayip bir şey, asla da değişmez, o dört isim benim her zaman hocam olacak.

İrem Derici: Müzik sektörü ishal oldu

Bir ara yaşadığınız sağlık problemleriyle herkesin yüreğini ağzına getirdiniz. Şimdi nasılsınız? Kilonuzdan mutlu musunuz?
Uzun süredir çok iyiyim. Ama beden sağlığından çok daha kötü bir şey var: Kafa sağlığı. Aklı kaybettin mi geçmişler olsun, onun iyileşmesi epey zaman alıyor. Ben son 7-8 aydır kafayı düzeltme savaşı veriyorum. Hem terapilerle hem TMS diye bir tedaviyle, hem de ilaçlarla... 3 aydır falan enfes bir insan haline geldim. Artık akıntıya karşı yüzmüyorum. Ne yaparsam yapayım hayat akıyor, neden deli divane gibi o akışla savaşayım ki? Bıraktım kendimi artık, yüklenmiyorum kendi üzerime. Ha kilomdan şu an memnun değilim; birkaç kilo vermem lazım. Ama asla ve asla bir daha o hale gelmem. 43 kilo, biyoloji derslerimizi süsleyen iskelet gibi… Aman tanrım, kimseyi düşürmesin Allah o kafalara...

Haberin Devamı

Dış görünüşünüzle ilgili sert eleştiri yapanları takıyor musunuz kafaya?
Bu tantanayı kendimle alay ederek 6 yıl önce ben başlattım, Okan Bayülgen bana “Söyleme inanırlar” demişti de ben ona inanmamıştım. Sonra hakikaten öyle oldu, ziv ziv yani nedir ki, burun da burun, ağız da ağız. Aşırı şahsına münhasır bir tipim var, bayılıyorum ben kendime. En azından yüzümü bir gören ikinci görüşünde tanıyor, herkes gibi değil suratım. Aklım gibi.

Yeni albümünüzdeki ‘Ben Tek Siz Hepiniz’ şarkısı da bu lüzumsuz eleştiri yapan kitleye gitti sanırım?
Ben Tek Siz Hepiniz hepimizin içine düştüğü o Instagram hayatına yazıldı. En başta da kendime... "Zayıflık takıntısından ölümden dönen kız mı söylüyor bu şarkıyı be!" diyenler oldu. Evet ben söylüyorum; çünkü en çok bu hakkı kendimde duyuyorum. "Ben ettim sen etme" demeye çalışıyorum. Bu sosyal medyadaki sahtekarlıklarımız yüzünden dünyada intihar oranı nasıl artmış; keşke biraz araştırsalar. Mutlu mesut görüyoruz herkesi ve bu bizi iyice delirtiyor, çıkmaza sokuyor, "Ulan bir ben mi mutsuzum bu dünyada!" diye çıkmazlara giriyor insan. Ben söyleyeyim; herkes bi’ miktar mutsuz, çok da ş'apmamak lazım.

Haberin Devamı

Yeni albümünüz ‘Sabıka Kaydı’ nasıl gidiyor? Tepkiler nasıl oldu?
Her albümde aldığım tepkilerle aynı oldu. Kimisi çok seviyor, kimisi nefret ediyor. Yani değişik bir durum yok. Herkes kendine bir şarkı seçti, o yüzden bu sefer çok zorlanıyorum klip şarkısı belirlemede. Normalde bir albümde klip şarkısından sonra 2-3 şarkı öne çıkardı ve onlara çekerdik. Şimdi bu albümde her kafadan farklı bir ses çıkıyor. İşim biraz zor. Ama bir önceki albüm gibi 3 klip çekip albümü kapamak istemiyorum. 7-8 klip çekme planım var, bakalım zaman ne gösterecek.

Haberin Devamı

Doğal tavırlarınız ve samimiyetinizle 'yeni neslin Yıldız Tilbe’si' olarak anılıyorsunuz. Memnun musunuz bu benzetilmeden?
Yıldız Tilbe’nin bir benzeri gelmez. Ne şeker bi’ durum dünyanın en özel kadınlarından birine benzetilmek... Ama her sakallı dedemiz değildir. Senin de iki gözün var, benim de. Senin de iki kulağın var, benim de. Biz de mi benziyoruz yani?

Türkiye’de en beğendiğiniz ses kim?
Ay valla bankamın aplikasyonundan gelen “Hesabınıza para geldi" sesi.

Geçtiğimiz günlerde yakın arkadaşınız Emrah Karaduman’ın son albümünde yer alan ‘Dipsiz Kuyum’ parçasını "Kamyon arkası sözü gibi" diye eleştirmiştiniz. Albümü sevmediniz mi?
Ay manyaksınız, "Kamyon arkası sözü gibi" demedim. Şarkı çıkmadan 10 gün önce falan arabada havalimanına gidiyorduk, trafikten kafayı yedik, başladık sazı eline almış aşıklar gibi atışmaya. "Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza", "İstedim vermediler, sen şoförsün dediler" diye girdik. Bir süre sonra tıkandım, Google’a 'kamyon arkası sözleri' yazdım. Orada en beğendiğim iki tane kamyon arkası sözü gördüm. Biri “Ben seni İstanbul Boğazı’nda değil, Ankara ayazında sevdim” idi. Diğeri ise “Misafir çocuğu gibiydin, geldin, dağıttın, gittin” idi. Video'da söylüyorum bu sözleri. Bir radyo programında bu rastlantıyı anlattım. Tabii ki herkes işine geldiği gibi haber yaptı. Emrah orada zaten anonim sözler olduğunu da belirtmiş. Allah’tan birbirini seven arkadaşlarız da, öyle basının istediği gibi kavga gürültü olmuyor.

"Rihanna gibi tenasül yerlerimi çekmiyorum" demecinizi soralım bir de?
Ne zaman demişim onu be, artık dediklerimi ben bile unutuyorum. Vallahi "İrem’dir, ne yapsa yeridir" diyelim bu soruya. Cidden hatırlamıyorum çünkü öyle bir şey dediğimi.

‘Kalbimin Tek Sahibine’ ile büyük kitle yakaladınız. Daha sonra tarzınızı biraz değiştirdiniz, slow pop’tan elektronik pop’a kaydınız sanki bu aralar…
Bir yere kaydığım yok, tabii ki değişik tarzlar denemek durumundayım. Her gün kuru fasulye yenir mi?

İrem Derici’nin hedefleri neler? Müzik ve özel hayatınız için ne gibi planlarınız var?
Artık sabit kalmak istiyorum. Herkeste bir dünya starı olacağım hevesi var ama bende “Önce national sonra international” durumu var. 6 yıldır iyi kötü, yırtıla yırtıla bi’ şeyler yapmaya çalıştım ve kitlem oldu. Ben sadece onları mutlu etmek istiyorum. O sevdikleri kadın olarak kalabileyim, yeter.

Neye Molatik olursunuz?
Kıskandığım her şeye. Mesela biri bir cümle kurar, bi’ espri yapar, "Allah kahretsin ben neden kuramadım bu cümleyi" derim. O anda Molatik olurum işte. Aldığınız cevaplarda sanıyorum ki anladınız bu sapyoseksüel mevzumu :)

Müzik dünyasında yaşanan gelişmeleri takip ediyor musunuz? Son olarak okurlarımıza ve hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
Hayran kelimesini kabul etmiyorum. Çok hastalıklı bir durum fanatik olmak. Ben futbol takımı değilim. Müzik dünyasındaki gelişmeleri de artık takip edemiyorum, çünkü yoruldum. İshal oldu sektör. Her şey çok çabuk değişiyor. Sadece bir iki şarkımla hayatına dokunabildiysem insanların, ne mutlu bana.

Benzer İçerikler